Yine sorular:
1- 12. ve 13. ayetlerde, Aişe konusunda söylentiler çıktığında bu söylentileri duyanlar, "Bu, apaçık bir iftiradır. Bu, büyük bir iftiradır." demedikleri için kınanıyorlar. Ayetlerin bu kınaması, Muhammed" in yakın çevresini, hatta kendisini de içine almıyor mu? Çünkü onlar da "açık bir iftira, büyük bir iftira" olduğu kanısını taşımıyorlardı:
- Ali"yi ele alalım. Böyle bir kanıyı taşımadığı için, Muhammed"e Aişe"yi boşamayı önerdiği anlamına gelen sözler bile söylemişti.
- Muhammed"in kendisini ele alalım: Böyle bir kanıyı (iftira olduğu kanısını) taşımadığı içindir ki, Aişe"ye, eğer ileri sürüldüğü gibi bir suç işlediyse, bundan dolayı "Tevbe" etmesini önermişti.
2- Ayrıca, kimsenin elinde herhangi bir kanıt bulunmadan, "iftira" olduğu konusunda kesin bir yargıya varması nasıl beklenebilir? Kuşkusuz "kanıt" bulunmadığı için "zina" suçunun işlendiğine de yargıda bulunulamaz. Ama tersine bir kanıya varmadılar ve "iftiradır" hem de "apaçık bir iftiradır, büyük bir iftiradır" demediler diye insanlar nasıl kınanabiliyor?
3- Ayetlerden ve kimi "rivayetlerden" anlaşıldığına göre: Aişe konusunda dedikoduları yayanlar, yalnızca "münâfıklar" da değildi:
- 14. ayeti ele alalım: "Allah"ın dünya ve âhirette size lutuf ve merhameti olmasaydı, o kötü sözü yaymanızdan ötürü, büyük bir azaba ugrardınız." deniyor. Demek ki, "o kötü sözü yayanlar" için Tanrı" nın "dünyada ve âhirette lutuf ve merhameti" olmuştur. Bu durumda olanlarsa, "Tanrı katında kâfir" sayılan "münâfıklar" olamazlar. Yani bunlar, "münâfıkların" dışındaki müslümanlardır. .
- 11. ayette sözü edilen "elebaşi"nın kim olabileceği üzerinde durulurken, kimi rivayette bu kimsenin "münâfıkların başı Abdullah Ibn Übey" olduğunu ileri sürerken, kimileri de buradaki anlatımın kapsamı içine, Muhammed"in ünlü şairi Hassan Ibn Sâbit gibi önemli kişilerin de girdiğinden söz ediyor. (Bkz. Taberî, Camiu"l-Beyan, 18/69-70; F.Râzî, 23/174; Tefsiru"n-Nesefî, 3/134.)
Bunlara ne demeli?
4- Tanrı "vahiyle" açıklama yapacaktı da, bu açıklamayı daha önce, yani dedikodular oluşup yayılmadan niçin yapmadı? Neden "bir ay" bekledi de, başta "peygamber"i ve sevgili karısı olmak üzere herkesi üzdü? Gelişmeler neden böyle olmuştur?
5- Bir "zinanın" kanıtlanması için "dört tanık" istemek, gerçekçi bir yaklaşım mıdır?
Hadiste belirtildiğine göre: Aclanoğulları"nın ileri gelenlerinden Medineli Asım Ibn Adyy in ve aynı kabileden Uveymir"in "Peygamber"den bir sorulan olur:
- Bir adam, karısını bir adamla zina ederken bulsa ne yapmalı? Karısının tam karnı üzerinde bulsa? Eğer gidip dört erkek tanık bul- maya yönelirse, zina eden adam işini bitirip gidecektir!!! Dört tanık mı aramalı, yoksa..? (Hadisi ve soruyu çeşitli biçimiyle görmek için bkz. F.Râzî, 23/164; Buhâri, e"s-Sahih, Kitabu Tefsiri"l-Kur"an/24/1; Tecrîd, hadis no: 1716; Ebu Dâvüd, Sünen, Kitabu"t-Talâk/27, hadis no: 1716; Ebu Dâvûd, Sünen, Kitabu"t-Talâk/27, no: 2245.)
Bu soru, "zina" için "dört tanık" isteniyor olmasından kaynaklanmıyor mu?
|