Einzelnen Beitrag anzeigen
  #3880  
Alt 11.08.2007, 19:01
Benutzerbild von roman
roman roman ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Yağdır Mevlam akıl!

Yağdır Mevlam akıl!

Gökçek önceki akşam TGRT Haber"deydi: "Bütün Müslümanlara sesleniyorum, dua edin. Allah her şeye kadirdir. Yağmura "Yağ" demesi kâfidir"


Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek"in makamından önceki gün telefon geldi:
"Başkanımız bu gece saat 22.00"de TGRT Haber"de olacak ve Ankara"daki susuzlukla ilgili olarak bütün soruları cevaplayacak. Meral Hanım"ın programı izlemesini istedi. Daha sonra da yorumlarını bekliyor."
Hal böyle olunca bir yanda asistanım Özlem, diğer yanda bendeniz aldık elimize kâğıt-kalemi (daha doğrusu o bilgisayarını ben defterimi) ve günün yorgunluğuna direnerek geçtik televizyonlarımızın başına...
Koskoca bir başkent hem nasıl susuz bırakılır, hem de o susuz şehri nasıl sel götürür? Bu tarihte eşi-benzeri görülmemiş icraatın baş mimarı Gökçek, tam saatinde çıktı ekranlara ve dedi ki:

Çocuk kandırır gibi...
"Melih Gökçek"e gücü yetmeyen köşe yazarları ve siyasetçiler, bir linç kampanyasına başladılar ama, şimdi ben Ankara Büyükşehir Belediyesi"nin hiç kusuru olmadığını, yapması gerekenleri fazlasıyla yaptığını belgeleriyle anlatacağım."
Ne var ki sayın Gökçek kusura bakmasın ama bütün program -sunucuları ve yöneltilen soruların da katkısıyla- inandırıcılıktan çok uzak, hatta çocuk kandırır gibiydi.
"Tek çözüm Rabbim"in yağmur vermesi, kar vermesi. Avustralya Cumhurbaşkanı, Polonya Başbakanı da çıkıyor yağmur duasına. 8-10 yıl önce Ankara"da bundan daha kötü bir susuzluk yaşanmıştı. "Dua istiyorum" dedim Ankaralılara: "Suyumuz bitmek üzere. Öyle bir dua edin ki önce kar, sonra yağmur yağsın. Yağmur karı eritsin!" İnanır mısınız, aynen öyle oldu ve 1 gecede 59 milyon metreküp su geldi. Barajlar aldı-başını gitti. Bütün Müslümanlara sesleniyorum, dua edin. Allah her şeye kadirdir. Yağmura "Yağ" demesi kâfidir!"

"Kadrolu" protestocu
Program boyunca Gökçek"in "üzerine düşeni fazlasıyla nasıl yaptığını", belge diye gösterdiği çoğu gazete kupürüne rağmen pek anlayamadık. Buna karşılık DSİ"nin, rakip belediyelerin, "kadrolu protestocuların" ve selefi Murat Karayalçın"ın Ankaralılara ve Gökçek"e "yaptıkları" hakkında epey fikir sahibi(!) olduk:

"Benden önceki belediye (Karayalçın) yıllarca Çubuk 1 Barajı"ndan lağım suyu içirmiş.
2 belediye nasıl daha fazla su harcarım da Melih"i zora sokarım telaşında. Çok büyük kuyruk acısı var.
Kadrolu protestocuların elinde bir pankart. Pankartı tutan da bir bayan! Çok üzüldüm. Pankartta "Tatile de gitmeyeceğiz, dua da etmeyeceğiz" yazıyor. Etme zaten, sen etme. Ben ağzı dualı insanlara sesleniyorum. Senin ettiğin dua da kabul olmaz zaten."
DSİ"den daha güçlü ve daha hızlıyız. Bıraksınlar işimizi yapalım."

4 - 5 aylık su varsa...
Çoğu Ankaralı gibi benim merak ettiğim tek bir konu var artık:
Susuzluk skandalının başlangıcından beri ekranlarda hep aynı istatistik var: Ankara"da barajlardaki su seviyesi % 4.
Bu % 4"lük seviye, Gökçek"in önerdiği gibi okulların geç açılmasını ve Ankaralıların 2 ay tatile gönderilmesini gerektirecek düzey midir? Hal böyleyse Ankara"ya su verilmeye başlandıktan sonra tekrar kesintiye gidilmemesi nasıl mümkün olabilecektir?
Yoksa DSİ"nin açıkladığı gibi başkentin 4 - 5 ay yetecek suyu var mıdır?

Meral Tamer. Milliyet.