Einzelnen Beitrag anzeigen
  #3869  
Alt 09.08.2007, 16:16
Benutzerbild von roman
roman roman ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard !!!.

Deve sırtında hurma yiye yiye...

Bugün TBMM Başkanı da belli olacak, THY personelinin greve gidip gitmeyeceği de...
Göcek Koyu"nun yatlarıyla, şıkıdım kıyı lokantasının masalarından ve biraz ötedeki plajdan bikini mayolarıyla lokantaya gelen güzel vücutlu genç hanım gruplarının dünyalarından; ne Ankara"nın gündemi görünüyor, ne dünkü Milliyet"teki haberlerin başlıkları, ne de NASA"nın uyarıları.
* * *
Göcek Koyu, 21. yüzyılla bütünleşmiş canlı bir kartpostalı sergilemeye çalışırken, bendenizin de aklından Necip Fazıl"ın bir gençlik şiiri geçiyor nedense:

Boynuma doladığım güzel putu görseler,
Öğrenirdi insanlar neye tapacağını.
Kör olsa da açılır gözüm ona sürseler,
İsa"nın eli diye bir kadın bacağını.
* * *
Türkiye, "ulus-devlet" modeliyle, ona bağlı "yerel yönetim saltanatları"nın aşılmakta olduğunu; herhalde 40-50 yıl sonra ancak anlayabilecek.
Ve yeni bir çağda, küreselleşme sürecinin yarattığı kaçınılmaz bir evrenselleşmeye değinenlere de, sinirlenip durmaya devam edecek.
* * *
Vaktiyle de, "fraklı, silindirli çağdaş bir görüntü" arkasındaki, yoksul insan yığınlarının çaresizliğini dile getirmeye çalışmış şairlere, yazarlara, ressamlara, müzisyenlere de, müthiş öfkelenilmişti.
* * *
Öfkelenme möfkelenme, sinirlenme minirlenme...
Dünkü Milliyet"te Yıldız Yazıcıoğlu"nun başkentle ilgili bir haberi, koskocaman bir başlıkla şöyle verilmişti:
"Ankara perişan - 18 saat arayla meydana gelen ana boru patlamasıyla Ankara"daki su kesintisinin boyutları daha da büyüyor. İki gündür suyu kesik olan bölgeler beş gün susuz kalacak"
* * *
Yeryüzündeki 200 devlet arasında, başkentlerinin adı bilinenlerin sayısı iki elin parmaklarını ya geçer, ya geçmez; Roma, Paris, Madrid, Lizbon, Brüksel, Berlin, Londra, Stockholm falan...
* * *
Bu başkentlere o kimliği siyasal liderler değil, binlerce yıllık insan kuşaklarının içinden akıp geçtiği tarih vermiştir.
Ve çoğu da bir ırmağın çevresinde kurulmuştur.
* * *
Bir gün İsmet Paşa"ya sormuştum:
- Neden Ankara"yı başkent yaptınız, diye?
Verdiği yanıt şu olmuştu:
- Senden yana olanlara bir şeyler vermezsen, neden senden yana olsunlar ki...
* * *
Göcek Koyu kıyılarından görünmese bile; bizim başkent bir yandan su kesintileri, bir yandan da önce Gıda Toptancı Hali"ni, sonra da Demetevler"i pesperişan eden su baskınlarıyla, -hadi bir eski deyim kullanalım- "ismiyle müsamma" olmaktan çıkmakta.
* * *
Yine dünkü Milliyet"te, Hazine"den geçinmeli makam sahiplerininkini değilse de, bendenizinkini, akrep kıskaçlarıyla sıkıştırıveren şu haber vardı:
"Trafik faciası: 24 ölü - Adıyaman"dan yola çıkan fındık işçilerini taşıyan ancak 17 kişi yerine 23 kişinin seyahat ettiği minibüs ile meyve yüklü kamyon Kangal"da çarpıştı. Araçlarda bulunan 24 kişiden kurtulan olmadı"
* * *
Bu arada ABD"nin "Uzay ve Havacılık Dairesi" NASA da, 2040 yılında Türkiye"nin tamamen çölleşeceğini açıkladı.
NASA"ya göre Türkiye"de, her yıl tarımda 500 milyon ton, ülke yüzeyinde de 1.4 milyar ton toprak erozyonla kaybediliyor.
* * *
Sanki gizli bir iç sömürgenin tepesine kurulmuş gibi garip bir izlenim veren Hazine"den geçinmeli makam sahiplerinin "yönetim saltanatı" ile, "vatanı ve milletiyle devletin bölünmez bütünlüğü" ilkesinin kutsallaştırılmış olması; ne başkentin acıklı bir matraklaşmaya uğramasına; ne 33 yıl içinde ülkenin tam bir çöle dönüşeceği uyarılarının, korku sepetlerinden çıkarılıp atılmasına; ne de orman yangınlarının İstanbul"a kadar zıplamasındaki sinsi nedenlerin ortadan kaldırılmasına; geçerli bir deva olabilmekte.
* * *
Son moda bir öğüt de boyuna yaygınlaşıyor.
- Depremle de, kuraklıkla da birlikte yaşamaya alışmalıyız.
* * *
İstanbul"daki 850 bin sakıncalı bina ile birlikte yaşamaya alışmış görünüyoruz.
Kuraklıkla da yaşamaya alışmak için, Büyük Sahra"da ve Gobi Çölü"nde staja hemen başlamak gerekiyor.
Susuz bir başkente parlamentoya develer üstünde hurma yiye yiye giden temsilcilerimizin manzarası; Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda çağdaş uygarlık düzeyine doğru hareketlenmiş seferberliğimizin yeni bir kanıtı olarak, herhalde bir kez daha hayran bırakacak bize dünyayı.
* * *
Evrenselleşmeyi elimizin tersiyle ite ite, o kadar imrenilecek başarılara imza atıyoruz ki... Uzaydaki astronotlar bile, "onlar-biz" ayrımı ile "biz bize benzeriz" saptamasının yarattığı mucizeleri "Uzay Mekiği"nden izlerlerken:
- Ah keşke, diyorlar; bizler de "bir astronot cihana bedel" diyebilseydik.
* * *
Göcek Koyu bütün bu hengâmenin çok dışında... Üstelik Av. Taner Aktop"un yakın dostları olan turistik tesis yöneticilerinden bazıları da, tıpkı Taner gibi, -50 yıla yakın bir arayla- bizim liseden.
* * *
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, hangi makasların açılıp, hangilerinin kapanacağı varsın belli olmasın.
Bendeniz, Necip Fazıl"ın "Kadın Bacakları" şiirinin 2"nci kıtasını da mırıldanmaktan alamıyorum kendimi:

Mermer sütunlardaki ilahi güzelliğe,
Kadın bacaklarıdır şekil veren diyorum.
Bacakları bir kalın örtüde saklı diye,
Mermerde kalbi çarpan Venüs"ü sevmiyorum.
* * *
Keşke Başbakan Tayyip Bey de, aramızda olsaydı da; biraz da bambaşka bir boyutta tadını çıkarsaydı dünyanın. Çünkü gitgide ekşiliği daha da artacağa benziyor politikacılığın. Artık besbelli ki 21. yüzyıl, politikacıların yüzyılı olmayacak.

Çetin Altan. (Milliyetten.)