tayyip, abdus gül ermenimidir !? :-))
Ülkemiz gerçekten sahipsiz. Sahipsiz olduğu için de garip ya. Atatürk"den sonra devleti yönetenler sözde Atatürkçü kesilmiş, özden kopmuşlar, Türklükten uzaklaşmışlar. Düşünelim hele, hiç Ermenistan"ın başına, bir Türk"ü cumhurbaşkanı yaparlar mı? Hiç İsrail"in başına, bir Türk"ü getirirler mi?
Zaten hiçbir Türk, gidip de ne ermenilere, ne yunana, ne yahudilere baş olmaz. Lafın gelişi bu. Oysa bizim ülkemizde, Atatürk"den sonra devleti yönetenler genelde bozuk. Soyu bozuk. Kanı bozuk. Cinsi cibiliyeti bozuk. Ermeniden daha ermeni. Yunandan daha yunan. Yahudiden daha yahudi.
Kafa kağıdı üzerinde Türk görülürler. Adları Türk, soyadları Türk olsa da, icraatlarıyla, düşünceleriyle, oturup kalkışlarıyla, hal ve hareketleriyle, yaşayışlarıyla, Türk"ün ülkesinde Türk"e tezatlıklarıyla, olanca kin ve nefretleriyle, zehir zemberek düşmanlıklarıyla onlara Türk demeye bin şahit ister.
Türkiyemizi getirdikleri bu noktada, durup bir düşünelim. Gerçekten sahip çıkabildik mi? Bu Vatan bizim, bizimse yöneten de biz olmalıyız diyebildik mi? Yönetmek için her fedekarlığa göğüs gerebildik mi? Hayır! Binlerce defa hayır.
Gevşekliğin sonu budur: hüsran. Bozulmuşluğun ve kokuşmuşluğun her safhada, her mekan ve zeminde görüldüğü, fertlerinin, mensuplarının önce kendilerini hesaba çekmediği bir millet, mutlaka ama mutlaka batmağa müstehak.
Ülke genelinde açılan, açılmasına müsaade edilen yara ve tahribatlarla maddenin maneviyata galip gelmesi muhakkaktır. Sorumluların, olacaklardan farklı netice beklemeye hakları yoktur. Zillete davetiye çıkartan onlardır. Esarete gözü kapalı, gaflet içinde koşan onlardır. Zararın bir yerinden dönmek dururken, hatada diretenlerle gelinen noktada dize vurmak nafile. Kuruların arasında, yaşlar da yanar, insanlar hakettikleri şekilde yönetilirmiş.
Gününü gün etmeye çalışanların, gününü kurtarmaya bakanların gelecekleri karanlık olur. Gaflet içinde yaşayanların ağırlıkta olduğu toplumlar, mensubu oldukları milleti batırır, bitirir. Aha Cem Uzan. Daha evvel de kepçeyle, mahalle mahalle, köy köy yemek dağıtmıştı ve tekrar dağıtıyor. Kendilerini kurtaracaklarını sanan kafadan fakirler, günübirlik karnı doyan aç oburlar, ömür billah istikballelerine tekme atanlar oldukça, karanlıklardan kurtuluş olmaz. Şafak hiç sökmez ve o millet batar.
Bozulan, geçmişine sahip çıkmayan, dilini dinini, töresini kültürünü unutan insanlar, hele hele de madde bağımlısı olduklarında iyice körleşir. Gülen"e sığınanların, RTE etrafında dönenlerin, Gül"le sevinenlerin kalbleri sönmüş, gözleri dönmüştür. Nurcular artık ağırlıktır. Ayağa takılan engellerdir. Bu milletin, İslamiyetin kanayan yarası, cerehatli bir uzvudurlar... Ermeniden gönüllü, yunandan yunan, yahudiden beterdirler... Onlarla içiçe, beraber yaşamak zorundayız ya... Allah sonumuzu hayra erdirsin. (Amin)
<a href="redirect.jsp?url=http://www.doguturkistan.net/modules.php?name=News&file=article&sid=5131" target="_blank">http://www.doguturkistan.net/modules.php?name=News&file=article&sid=5131</a>
|