Einzelnen Beitrag anzeigen
  #2934  
Alt 28.04.2007, 13:38
Benutzerbild von illi
illi illi ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 1
Standard Dasl Militär hat gesprochen...

Ich muss erhlich sagen, dass sich in den Köpfen der Türken hier in der Türkei und auch in Europa anscheinend nicht viel geändert hat. Die Demokratie ist etwas anderes als viele denken. Ich lese heute in vielen Foren und auf den Seiten der großen Tagesblätter die Kommentare zu den Äußerungen des Militärs und wundere mich. Die Menschen finden es richtig und gut, dass das Militär sich einmischt und offensichtlich versucht die Präsidentschaftswahlen zu beeinflussen. Was ist denn das für eine Demokratie bitte. Warum können die Menschen nicht lernen, dass nicht die Soldaten die Beschützer der Republik und des Laizimus sind sondern das Volk. Das Volk entscheidet per Wahl so ist das in Demokratien. Da gibt es keine ABER. Haben wir ein demokratisches System oder nicht?! Warum wird das Militär in diesem Fall toleriert und unterstützt. Wir führen keinen Krieg!
Ihr könnt mich jetzt in irgendeine Schublade stecken ist mir egal. Mir geht es nur um das Prinzip! Falls irgendetwas falsch läuft so ist es die Aufgabe der zuständigen ZIVILEN Behörden einzugreifen. Sonst keiner!
Ich habe heute einen Artikel gelesen dem ich vollkommen zustimme. Ich kopiere ihn mal rein.

Hasan Cemal, CNN Türk"te katıldığı programda şunları söyledi: "Demokratik toplumlarda askerin siyasete müdahalesi demokrasiye ters düştüğü için reddediliyor. Türkiye bunca deneyiminden sonra bunca akıttığı kan ve gözyaşından sonra yaşadığı kopmalardan sonra ağır ağır kendisini seçim sandığından çıkan sonuca alıştırması lazım. Sivil siyaset sandıktan çıksa da Çankaya Köşkü benimdir anlayışıyla Türkiye"de bir yere gidemezseniz. Burada ayıp olan bazı siyasi partilerin bu oyunun arkasına saklanmasıdır. Bu Türkiye"ye iyilik değil bu askere iyilik değildir, bu silahlı kuvvetlere iyilik değildir. Türkiye"de demokrasiye, hukuk devletine, insan hakları düzenine, biz eğer sahip çıkacaksak, devlet ve toplum düzeninin temeli yapacaksak ki çağdaşlık budur. Bunu yapacaksak o zaman askeri müdahalele hep birlikte hayır diyebilmeyi öğrenmeliyiz. Anayasa Mahkemesi hangi kararı alırsa alsın, Türkiye zaten seçime gidiyordu, Bu durumda Türkiye"de en doğru şey seçim sandığını en yakın zamana getirmektir. Zaten en yakın zamana getirseniz bu Temmuz"un ortası olur. Seçim sandığında hesaplaşır herkes bir sonuç alınır ondan sonra gelinir süreç başlar ama şunu söyleyeyim hukuku siyaset adına eğip bükmeye çalışmak, Meclis"i, Meclis"te yapılacak bir seçimi hukuk yoluyla engellemeye çalışmak cumhurbaşkanlığı seçimini mahkemelik yapmak bunun üzerine bir de gece yarısı muhtırasıyla bir askeri müdahalenin ortaya çıkması ne yazık ki Türkiye"de seçimi çok sancılı kılabilecektir. Acı olan budur. Türkiye, kendini cepheleştirerek kutuplaştırarak yeniden seçimlere gidecektir. Biz bunu 1970"li yıllarda özellikle yaşadık 5 bin kişi öldü bu topraklarda özellikle 75-80 arasında. Yazık değil mi bu ülkeye böylesine koşullarda yedine kamplaşarak seçime gidilir mi böyle bir kapı ne yazık ki aralanıyor. Burada sorumluluk buna imkan vermeyecek tarzda çıkışlar yapmaktı ama ne yazık ki o fırsat kaçırılmıştır. Ben de Tayyip Erdoğan"ın Çankaya"ya çıkmasından herhangi bir demokratik engel olmadığını düşünüyordum, ama cumhurbaşkanı olmasına taraftar değildim. Uzlaşmayı savunuyordum ama bir anlamda uzmaşma olmadı ne yapacaksınız. Türkiye"de Turgut Özal da cumhurbaşkanı olurken bugünkü parti kadar da çoğunluğu yoktu. Ne yaptı Cumhurbaşkanı oldu şimdi de bu süreç işliyor. Bu sürece dıştan müdahale, hukuku eğip bükerek müdahale, askeri müdahale Türkiye"de yeniden normalleşmeyi değil tam tersine giden kapıları araladı. Tek kelimeyle bu gece yarısı muhtırasını bir sivil olarak kabul edemiyorum."