TÜRK MISYONU
Turk insaninin cok buyuk bir misyonu vardir. Turk insani maalesef bazi hatalar yuzunden kendisine taninan kredileri iyi kullanmamak gibi bir gunah islemistir. Kredileri iyi kullanamamistir. Buradan dogan acigi kapatmak icin buyuk bir gayretin icinde olmak borcundadir. Ikincisi, yasadigimiz cagin suratle birbirini izleyen gelismelerine kendisini adapte etmek icin iki alt baslikli bir gayret sergilemek durumundadir:
1- Mevcuda uymak ve cagin bulundugu cizgiden bir daha geri kalmamak uzere bir gayret,
2- Kendisini geri goturmek uzere ellerinden tutup arkaya dogru ceken dusmanlarini saf disi birakmak ve onlarin karsi hareketlerini etkisiz kilmak uzere bir gayret.
Butun insanligin kaderi bu! Yani baskalari bir birim gayretle gorevlerini yerine getirebileceklerse bizim 2-3 birim gayret sarfetmemiz gerekmektedir. Bu kaderi biz secmemis olabiliriz. Fakat unutmayalim tarih boyle buyuk misyonlar yukledigi kitlelerde ilerki zamanlar icinde cok buyuk degerler cikarir ve insanliga buralardan cok buyuk hayir ve bereket faydalari hazirlar. Insanimiz boyle bir kaderi tasidigi icin baska kitlelerin uyuduklari kadar uyumak hakkina maalesef sahip degildir. Gecenlerde bir dergi, Turkiye"nin en onemli dergilerinden birisi, kapak yapmis ve oraya benim de cok hosuma giden bir sozumu koymus:
"Islam dunyasi uyumak hakkini kaybetmistir." diyorum.
Evet, Turk insanlari icinde ve oncelikle Turk insaninin doyasiya uyumak gibi bir hakki yoktur. Bu manada hepimiz bir misyon tasiyoruz. Ve bu misyonda agirlik aydinlikla dogru orantilidir. Ne kadar aydin bir Turkseniz o kadar agir yuk altindasiniz demektir. Dolayisiyla biz artik belli meziyetler tasiyan mevkilere gelmis insanlarin daha fazla keyif catmalari gibi bir eski anlayisi surduremeyiz. Tam tersine daha iyi yerlere gelenler daha fazla aydinlik tasimali daha cok yorulmali, kosmali, sorumlu olmali yani cile cekmelidir.
Bunlar buyuk bir kamu suurunun bizden beklediklerine cevaptir. Bundan isteseniz de kacamazsiniz. Kacarsaniz insan olmanin onur borcuna ihanet etmis olursunuz. Su anda burada bulunmamiz bu yogun gayretin bir uzantisidir. Ve buna ben millet olarak mecbur oldugumuzu ifade etmek icin bizim bir buyuk seferberlik icinde olmamiz gerektigini soyluyorum. Biz, bir takim ihtiyaclarimizi, beklentilerimizi bir takim insanlara havale ederek cagin onunde ayaga kalkamayiz ve insanlik kervaninin iyi yerlerinde yurumek gibi bir bahtiyarliga ulasamayiz. Bizim buyuk bir seferberlige ihtiyacimiz var. Belli insanlarin tasiyacaklari bir yuk bizi insanlik kervaninin arkalarinda kalanlari toplama durumundan cikaramaz. Osmanli Imparatorlugu"nun kurulus devrini anlatan bir tarihci -ben genclik yillarimdan beri bunu hafizamda tasiyorum- diyor ki:
"Anlar (o onculer) gayret kusagi kusandilar, bir yillik isi bir ayda, bir aylik isi bir gunde, bir gunluk isi bir saatte yaptilar."
Muhtesem bir aksiyon vazifesinin cok basit bir halk dile ile ifadesidir. Bir gunluk isi bir ayda, bir aylik isi bin gunde yapanlar bizim maruz oldugumuz sikintilari asamazlar. Tarihcinin dedigi gibi tersine cevirmek ve 24 saatte birkac bunluk is yapmak mecburiyetindeyiz.
Tabii batislarda bunun tersi oluyor. Ayni Osmanli"nin batisinda oldugu gibi. Bir yillik is birkac yilda, bir aylik is bin yilda ve bir gunluk is birkac haftada yapilmaya baslanir. O zaman iste, dusus, cokus ve yikilis vardir, varligin kanunudur bu. Biz seferberlige muhtaciz topyekun ve bu seferberlik kelimesinin altini israrli bir sekilde ciziyorum. Bu bir ifade esnekligi degildir, bir fantazi degildir. Cok ciddi ve bugunku Turkiye icin hayati bir kavram olarak dusunuyorum. Bazen Kurtulus Savasi oncesine atif yapiyorum. O yeni bir Kuvai Milliye ruh ve suuru icap ettirdi diyorum. Bu ille isgal ordularina karsi verilmek durumunda degildir. Basiniza bela olan neyse onu yenmek zorundasiniz. Isgal ordularindan daha kotu sikintilara maruz birakacak olumsuzluklar olabilir, bugun vardir bu. Baska asamayiz bu illeti. Simdi toplantimizin ana konusu TURKIYE VE DIN"e gelelim:
Turkiye ve Din konusuna bir cumle ile girelim. Din, Turkiye"de bugun Turk insaninin ve Turk ulkesinin aleyhine kullaniliyor. Bir cumle ile ozetlemek istersek, bu bir cumle ile boyledir.
Hanimefendiler, Beyefendiler;
Turkiye icin bugun din dedigimiz zaman sakin bunu Din Bilgisi anmak, muftulerin, vaizlerin, din bilginlerinin, ilahiyat profesorlerinin vaaz vermesi, dinin inceliklerini anlatmasi, sizi heyecanlandirmasi ile ilgili olarak dusunmeyin. Turkiye"nin din baglamindaki sikintisinin bunlarla ilgisi yok! Bunlar bugunku Turkiye icin dinin fantezileridir. Bunlarla harcanacak vaktimiz yoktur. Cok ciddi baska bir baglamda olarak bakmamiz lazim. O da sudur:
Turk insaninin bin yillik dini, bin yili askin hizmet verdigi ve tarihin onunde, o dine en buyuk hizmeti verdigi bir din Turk insaninin tahribi icin bir numarali manipulasyon araci olarak kullaniliyor. Eger Turk insaninin bundan en ufak bir kuskusu olursa mahvolur. Ve tarih asla affetmez! Ne demektir bu? Bu su demektir: Turkiye uzerinde tarihin her devrinde tahrip emelleri olmustur. Hic eksilmeden ve hep artarak. Bu Turkiye"nin cografyasindan kaynaklanir, tarih icinde sergiledigi aksiyonlarin rahatsiz ettigi menfaatlerden kaynaklanir. Nerden kaynaklandirirsaniz kaynaklandirin. Turkiye uzerinde her devirde buyuk istahlar yogunlasmistir. Bugun bunlar en ileri asamadadir. Turkiye"nin etrafinda bizim dinimizin mufus kagidini tasiyanlar basta olmak uzere, onlar da dahil demiyorum, basta onlar olmak uzere akil almaz bir dusmanlik cemberi mevcuttur ve Turkiye"yi tahrip bu cemberi vucuda getiren kitlelerin adeta bir numarali meselesidir. Bir gayrimuslim devlet hangi emellere, istahlara sahipse, bagli bulundugumuz dinin kitabinin kardesimiz diye ilan ettigi bir Suriye, bir Iran da ayni istahlara, egilimlere hatta isbirligine sahiptir. Ortak bir paydalari var: Turkiye"yi tokezletmek ve perisan etmektir. Ve hicbir istisnasi yok. Bir tek istisna bile yok. Birisi su istiyor, birisi Istanbul"u, birisi Edirne"yi, oteki Kars"i, kimisi gunesi, kimi denizi istiyor ama hepsinin ortak noktasi, birlestikleri payda Turkiye"nin tahrip edilmesi. Bunu senelerce ideolojilerini kullanarak gerceklestirdiler. Tahrip icin birbirini destekleyen bir kuvvet halinden cikarilip birbirini tahrip eden karsi kuvvetlere donusturulmesi lazimdi, ideolojiler senelerce bu is icin kullanildi. Bizim fasist ve komunist diye birbirlerini kursunlayip, topraga dusuren genclerimizin sayisi binleri buldu.
Bir ulkenin hayatindaki bu yaralari siradan ilaclarla kapatamazsiniz. Gunahtir, bu cocuklarimiz bitmistir. Ve bugun, ilahlastirarak birbirlerini kursunladiklari ideolojiler kendi yurtlarinda gebermistir! Ideolojiler gitti simdi, Berlin Duvari yikildi. Su anda ideolojiler bir motivasyon araci olmaktan cikmistir. Ama Turkiye uzerindeki hesaplar bitmemistir. Bunlari sahnelemek icin yeni bir takim degerler bulmak, yeni motivasyonlar kesfetmek, olusturmak lazim. Iste burada listenin basinda din vardir. Turkiye oyle bir noktaya getirildi ki dinin aleyhimizde kullanilmasinin ardinda enternasyonal nefes vardir. Bu olmadan bu kadar zalimce din Turkiye"nin aleyhine kullanilamaz.
Turkiye"de hicbir istismar, para-pul kaygisi dini bu sekilde ulke aleyhine kullandirtamaz. Bu disaridan kotarilmaktadir. Bilmezsek cok yaniliriz! Turkiye"nin dini, Turkiye"yi tahrip icin akil almaz bir sekilde kullaniliyor. Bunu bizim insanimiza finanse ettiriyor, bizim insanimiza yaptiriyorlar! Nasil? Bu, konusmamizin konusudur. Ayni evin ayni odasinda yatan, ayni safta namaz kilanlar arasinda uygulanmaktadir. Din icinde, bu tahrip hedefine uygun bicimde insanimizi parsellere bolme nasil gerceklestiriliyor?
1- Dindeki kelimelerin ifade edemeycegi kadar buyuk olan cehalet. Turkiye"de Islam adi altinda ortalarda dolasan, edebiyati yapilan, sloganlari atilan hatta saltanat araci yapilan bu dini insanliga getiren Kur"an"in ve tanitan Hz. Muhammed"in biraktigi din degildir. Ilk bilecegimiz sey budur. Islam adi altinda dolastiriliyor, basligi Kur"an"dan alinmistir. Fakat bunun muhtevasinin Kur"an"dan onay almasi mumkun degildir. Eger Turkiye sokaklarinda dolastirilan, hatta Turkiye"deki mabetlerde ihya edilmeye calisilan dinin, Kur"an"in getirdigi din oldugu ve Kur"an"dan onay alabilecegini dusunurseniz yanlisa kurban gidersiniz. Bu butun Islam dunyasi icin boyledir. Ama burada konumuz Turkiye"dir. Islam adi altinda seyr-u sefere konulan din Islam degildir. Istiklal Marsi sairi Mehmet Akif bir Kur"an Mufessiri olarak bu yaraya parmak basiyor, diyor ki; Kur"an"in getirdigi din yikilmis, onun yerine birileri Islam adi altinda baska bir din koymustur. Safahat" daki ozgun ifadesiyle:
"Nebiye atf ile binlerce herze uydurdun
Yiktin da din-i mubin"i, yerine yeni bir din kurdun"
Bir defa Kur"an"in dini(din-i mubin) yikilmis, yerine Islam adi altinda bir din kurulmus. Bununla da yetinilmeyip nasilini da soyluyor Mehmet Akif! Islam"in peygamberine atfedilen yalanlarin uydurulmasi ile bu is basarilmistir. Yani Akif"e gore ve ondan onceki Islam buyuklerinin 6 asir boyunca soylediklerine gore Kur"an"in dini yikilirken, Islam"in muazzez peygamberine isnat edilen yalanlar, bu kurulan sahte dinin temel malzemesini olusturmuslardir. Akif bir de cikis yolu gosteriyor:
"Dogrudan dogruya Kur"an"dan alarak ilhami
Asrin idrakine soyletmeli Islami"
Eger Islam diye bir deger kabul ediyorsak bunun bir tek yolu; Kur"an"la Islam arasindaki gereksiz herseyi aradan cikarip, Islam"i yeniden tanitmak.
Turkiye"de din meselesinin iste butun bunlari dusundugumuzde bizi altini cizmeye zorladigi ilk gercek sudur: Turkiye"de din konusunda korkunc bir cehalet vardir. Din, bu dini getiren Kur"an"in dini olmaktan cikmistir ve cikarilmistir. Ve kimsenin bundan haberi de yoktur. Din diye ihya ettigimiz seylerin, Kur"an"in kisa hayatindan kovmak istedigi bircok seyle dolu oldugunu bilmiyor kimse. Oyle bir din yasatiliyor ki topluma, Kur"an"a sordugumuz zaman bunlari insan hayatindan kovmak istiyor Kur"an, birakin kovmayi bunlar din yapilarak kitleye takdis ettiriliyor! bunun arkasindan alti birkac defa cizilecek siyahlikta bir cehalet var. Kimse dini bilmiyor, bilmedigini de bilmiyor! Esasen bu, Osmanli Imparatorlugu"nun son 250 yilinda kendisini kemiren ve yikan belanin da ta kendisidir. Cok net konusuyoruz. Osmanli"nin da son 250 yilinda dinin arkasinda Kur"an yoktur. Bir din yasatilmistir ama arkasinda Kur"an yoktur. Cumhuriyet"e geliyorsunuz. Arkasinda Kur"an olmayan dini, sahte dini, hurafe dini disliyor hatta yikiyor. Cumhuriyet"i tanimanizi rica ediyorum. Cumhuriyet bunu yikmakla kalmamistir. Bu yikilasi hurafe dininin yerine gercek dinin konmasi icin Cumhuriyet"in attigi cok ciddi 2 adim vardir. Fakat biz maalesef Cumhuriyet"e de ihanet etmisizdir. Cumhuriyet Kur"an"in arkasina dini koymak icin atilacak ilk 2 adimi atti. Fakat onun arkasindan Cumhuriyet"in cehresi de degistirildi. Ve Cumhuriyet"in esprisi, ruhu, hedefi dejenere edildi. Soyleyecegim iki musibet tip tarafindan. Ve Kur"an tekrar Cumhuriyet"in arkasina konacakken oradan tekrar cikarildi. Ve bizim bugun Cumhuriyet doneminde de yasadigimiz dinin arkasinda maalesef bu vardir. Ne demek istiyorum? Simdi sizi Cumhuriyet"i dusunmeye cagiriyorum. Tabulari, kabulleri, prefabrik tespitleri bir kenara birakalim. Cumhuriyet"i Seyhulislam cocuklari, torunlari ve muftuler kurdular. Bas mimarinin asker olmasi bu gercegi degistirmiyor. Onlar kurdular ve hurafeyi yiktilar. Ama Cumhuriyet mimarlari dini yikmak gibi bir niyet tasimiyorlardi. Bugun tasiyorlardi seklinde gosterenler, enteresandir; Turkiye"yi tahrip etmenin de onculugunu yapanlardir ya da onculerine alet olanlardir. Birisi dine kufrediyor Cumhuriyet ile ilgili ayni seyi soyluyor, oburu din sloganciligi ile hayatini geciriyor o da ayni seyi soyluyor. Zaten bunda bir bit yenigi oldugu belli. Aksi olsa 180 derece birbirine ters bu iki kutbun ayni paydada birlesmeleri mumkun olmaz. Demek ki birseyi ortak dusmanlarini tahrip etmek icin kullaniyorlar. Biri 24 saat Allah"a sovuyor ve Cumhuriyet"e sovuyor ve Kur"an"a sovuyor. Oburu 24 saat Allah"i istismar ediyor, dini istismar ediyor; o da onunla birlikte Cumhuriyet"e ve kurucularina sovuyor. Turk insaninin burada baska bir delil aramasina gerek yoktur. Neyin ne oldugu ve cikis yolunun ne oldugu bunun icinde gizlidir.
|