Einzelnen Beitrag anzeigen
  #31998  
Alt 07.03.2007, 18:46
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Kapasite meselsi Anliyabilmek zor degil

aynaya yuz kere secde etsen hic yerinden oynamaz. onda eger sonradan olmus bir cirkinlik varsa, kusuru kendinde bil aynayi kotuleme. onun yuzunde gordugun bu tek kusuru ondan gizle, cunku o benim dostumdur. o hal diliyle der ki, "bu elbette olmaz."

dedi(m) ki:
-simdi ey dost, aynayi elime ver de bakayim diyorsun! buna bir bahane bulamiyorum, sozunu kiramiyorum, ama gonulden bir bahane bulayim da aynayi sana vermiyeyim diyorum. cunku senin yuzunde bir kusurun var desem, belki ihtimal vermezsin, eger aynanin yuzu kusurludur desen daha beter olur. sevgi birakmaz ki bir bahane bulayim. simdi diyorum ki, aynayi eline vereyim, ancak aynanin yuzunde bir kusur gorursen onu aynadan bilme; aynada sonradan olmus bil! onu kendi hayalin bil, yahut kusuru kendinde bul! bari benim yanimda aynaya bakma. sart odur ki aynanin yuzunde kusur bulmayasin. eger kendine de kusur bulamiyorsan, bari o kusuru bende bul ki aynanin sahibiyim, aynayi kotuleme!

-kabul ettim and ictim, aynayi getir artik sabrim kalmadi dedi.

tekrar gonlu razi olmadi,

-ey ustad dedi. tekrar bir bahane bulayim ola ki bu sarttan vazgecersin. ayna isi ince bir istir.

tekrar aradaki sevgi buna musade etmedi.

- simdi o sarti bir daha tazeleyelim dedi.

o da su cevabi verdi:
-sart ve sozlesme sudur: her kusurunu gordukce aynayi yere vurmayacaksin, onun cevherini kirmayacaksin! cevheri kirilmaya elverisli olmasa bile bunu yapmayacaksin.
-hasa dedi. asla boyle bir kasitta bulunmam ve bunu da dusunmem bile. ayna hakkinda hicbir kusur dusunmem. simdi aynayi bana ver ki bendeki edebi goresin; bendeki vefayi goresin!
dedi(m) ki:
-eger kirarsan onun cevheri su kadar, bedeli bu kadardir.

simdi butun bu sozlerden sonra aynayi eline verince kendisi kacti. oteki kendi kendine "eger bu ayna iyi ise, o nicin birakip kacti?" diyordu. hemen kirmayi dusundu, yuzune tuttugu zaman yuzunde cok cirkin bir hayal gordu; istedi ki yere vursun. ama bunu yapamadi. dedi ki:
-onun yuzunden cigerim kan oldu.

su suc ve ziyan karsiligi odeyecegi paralar, bu is icin tutulan taniklar, sozlesmeler hatirina geldi.

-keski dedi. o sartlar, o taniklar ve para cezalari olmayaydi. ben de gonlumu hos eder ne yapmak gerektigini ona gosterirdim.

o bunu soylerken ayna da hal diliyle ona soyle cikisiyordu:
-goruyorsun ya! ben sana ne yaptim? sen bana ne yapiyorsun? simdi o kendini seviyor, bahaneyi aynada buluyor. cunku kendini seven kimse nefsine saygi gosteriyor. aynayi seven de her ikisinden de vazgecer.

bu ayna, hakkin kendisidir. o sanir ki ayna ondan baskasidir. bununla beraber aynaya donenlere ayna da karsilik verir. aynanin egiliminden dolayi onu n da aynaya karsi egilimi vardir. o tersine olarak aynayi kirmis olsaydi beni de kirardi. "ben gonlu kiriklarin yanindayim", buyrulmadi mi? sozun kisasi, aynanin kendi kendine egilmesi ve ihtiyat gostermesi imkansizdir. o bir mihenk tasi ve terazi gibidir; egilimi daima hakka dogrudur.

bir defa ona desen ki, "ey terazi! bu agirlik azdir dogru oturmuyorsun! dogru goster!" o ancak hak olan seyi gosterir.