[roman]

O kadar çok ortak terimler var ki!!!

Sürekli işin şekilleri ile uğraşılınca, dinin yada dinlerin yada Teolojilerin felsefik ruhu ile hiç bir şekilde kafa yoramamakta İslami kesimin tutucu savunucuları.

Geçenler de Anadolu İslamı diye oldukça iyi bir çalışmanın ürünü olan Sedat Laçiner imzalı bir yazıyı bıraktım.

Aklı başında bir İslami Mümin oturup İslamdan ne anladığını, ne anlaması gerektiğini Enisin yaptığı gibi tekrar, tekrar irdeler ve ben meseleyi artık kavradım deyip bir noktada koymaz.

Sevgili Özsu, ben her türlü düşünürleri ciddiye alırım, ama ilk önce kendimi ciddiye alırım. Bilirim ki benim beynim en az okuduğum tüm düşünürler kadar sağlıklı ve çalışkandır. Hiç bir dini düşünürün peşine takılıp gitmem. Hepsinden bir şeyler öğrenirim ama doğru her zaman kendimde bulunur.

Tarikatların her türlü var olma haklarını savunurum ama Tarikatçı olmam, bilirim ki tüm Tarikat yöneticileri üyelerinin paraları ile zengin bir hayat yaşarlar,(cukkayı doldururlar) sevgili Tanrının bu tür eğilimlere bir ihtiyacı bulunmadığını düşünebilecek kadar da genel bilgilerim bulunur.

Hiç bir dinin kitaplı yada kitapsız mutlak insanın mutluluğunu sağladığına ve insanın huzurlu ve güven içinde yaşayabilmesinin tüm olanaklarını yarattabildiğine inanmayacak kadar sosyal ve politik bir bilgilenme denilen dönemi aştığımında farkında olabilen bir kişiyimdir.

Hiç bir dini kitabın insan eliyle oynanmadığının glünçlüğüne kanmayacak bir yaşıda taşıdığımdan eminim.

Nisa suresi kadını gerektiğin de dövülebileceğine değinir, peki bu kadını kim korur, din korumuyor, kitap korumuyor Müminler korumuyor, kim koruyacak bu kadını. Bunu koruyan ilk önce sosyal HUKUK olur. İslam dini Hukuku pek sevmez.

İslamın ilk yayılmaya başladığı dönemler her tarafta kütüphaneleri ve içinde binlerce kitapları olan bir dindir. Şimdi kitap yakan, okuyana, sorana düşman olan, birbirini öldüren, önüne gelene baskı uygulayan, her tarafında pıtrak gibi Tarikatlar fışkıran, içinde taşıdığı insanlarını cahil bırakan, işsiz, mesleksiz, komplexli, her kese düşman olan, her şeyi düşman gören bir toplum oluşturuldu. Ha bir de cukkayı sürekli saf inançlıların paraları ile dolduranlar bulunmakta.

Hangi yetişmiş bir din uleması iki tane yabancı dilden başka dil bilir. Sıradan bir kilise papazı en az yedi tane dil konuşur, felsefeyi, sosyolojiyi, pek çok toplum bilimlerini mükemmellik ölçüsünde bilirler.

İslam cahilin dini olmuş, neden olmuş acaba???

Var mı bir düşüncen bu konularda??? Muhammet Mustafa demek sorunu ve sorunları çözmüyor.

Selamlar...