Thema: Musik
Einzelnen Beitrag anzeigen
  #1770  
Alt 09.03.2006, 13:47
gelincik02
 
Beiträge: n/a
Standard sana yetecek kadar ben kalmadi

BEYOGLU"NDAN
DOLMABAHÇE"YE TASINAN BIR
ARALIK AKSAMI

Sus pus olmus, puslu bir Istanbul muydu yüzün, yoksa
çok bildik hüzünler mi tasinmisti yüzüne
Dolmabahçe"de, çay tadinda....
Divit ucuyla yazilmis bir askin sureti vardi avuçlarinda,
tarih bir baska iklimin kivamini gösteriyordu.
Ben rehnedilmis yelkovan gibi... hani akrep"i seven ama
yüregi takvim yokuslarinda....

Sinemada elinin elimde terleyisinin bir anlami olmali,
sesinin sesimde yankilanmasinin.. sanki perdedekine
üzülmüs ya da sevinmissin de tesadüfen akmis yüzün
içime.. Yalan! Sen perdeye bakiyorsun, fikrin benim
seyir defterimde.. ve ben amerikanca bir filmi kürtçe
seyrediyorum...

Kadin, Beyoglu"nun bir kis aksaminda,
üstündeki deri montun sahibine küs, soguklugundan
muzdarip yürüyordu.. Adam da.. Yürümek hiçbir seyi
çözmüyordu, bazi Aralik aksamlarinda... Parmaginda
yarali bir öyküyü tasiyordu adam.. Kadinin yüzünde
bir hüzün... Hüzünlü aralik aksaminda bir yüzük...
Yüzügün yüzünde dünya güzeli bir kadinin kehaneti..
.. Sogugun ve karanligin vehameti!

Hayati, bir baskasinin pantolunu gibi, küçültülmüs,
daraltilmis.. Ilk sahibinin o pantolonla yasadigi seyler,
yani pantolonu pantolon yapan anilar, bazi ilkbahar
bereleri yüzünden yapilan yamalar, ter tüketen
yazlar... Hepsi daraltilmis.. Yasananlara bir beden
büyük geliyor artik hayat!

Bir aski paylasmak için çok geç, bir paylasima asik
olmak içinse erken.. Beni sevda yerimden vurdu yine
zaman.. Simdi sana söylenecek tek cümle:



Bende sana yetecek kadar ben kalmadi...



Yilmaz Erdogan