Fevkalade ilginç ve güzel bir yazı ve,
biraz kahramanca bir bakış açısı. Bu hatayı Orhan Pamukta sık, sık yapmakta bu kahramanlıklarınız tesadüfü bir ortak nokta, Paradox ama işte öyle...
En azından yazınızın içeriğinde fikirler ile dopdolu çerçeveler bulunmakta.
Ve farklı düşünmemize rağmen bu ana kadar paylaştığımız yazımlarda, ben şahsen çok olumlu bulmaktayım, dialog denilen ilişki insani ilişki olmak zorunluluğunu taşımalıdır.
Orhan Pamuk bir edebiyatçıdır ve roman yazarıdır, kalemi ile kendisine dünyada bir yer bulmuştur, yaşadığı ülkesinden daha fazla dünyada bir edebiyatçı olarak kabul görmüş ve saygın bir yer edinmiştir. Bunu bu tür açıklamalar yapmadan önce başarmıştır.
Bizde Orhanlar yazar oldukları zaman sevilmezler, aslında yazarlarda sevilmezler, birer öcü gibi gösterilirler, konuşuncada ulu orta, damga yerler ve (hukuki)!!!! işlemlere uğrarlar son duraklarıda genellikle cezaevleri olur, bu konuda eminim sizinde oldukça isimler olarak bilgi sahibisiniz ve hepsi birer TÜRK yazarları olarak bildikleriniz mutlaka bulunmakta.
Ve Türkiyemizde bir kişi yazar olmak isterse Anadolu yazarlarının geçmişlerini önce okumalıdır ki, o güzel ve rahat olan yaşamının başına karanlık bir şeyler gelmesin...
Nedir o korku? kişiliğine saldırı, mahkemelerde süründürme, cezaevleri, en uç noktada ve genellikle uygulanan suikast ile canını alma.
Ben bu konuda Anadolu yazarlarından sayılar ile utanç duyulması gerekecek kadar, insanın hem onuruna ve hem vicdanına dokunacak kadar, yaşamlarını yitirmiş yazar sayısını buraya koyabilirim, ama bunları sizlerde bilmektesiniz.
Onurdan farklı şeyler anlamaktayız.
Vatan sevgisinden de.
Bu onursuz ve utanç verici dönem bitmek zorunda, bir yazar ne düşüncelerinden, ne yazdıklarından, nede yaşam biçiminden, ne toplumsal, ne hukuki olarak yargılanmalıdır, nede damgalanmalıdır.
Bu tü muğlar keskinliklerin sonucu geçmişte oldğu gibi hep cinayetler ile sonuçlanır.
Bir insanın söyledikleri ve yazdıkları bireyseldir, ama doğrudur, ama yanlıştır.
Ve bu konu yaadığımız şu anki dünyanın uygar bölümünde salt fikir özgürlüğü olarak evrensel hukukta koruma altına alınmıştır ve korunmaktadır.
Gelelim tekrar Sartre örneğine Fransız Askerleri işkencecidirler, Cezayirde insanlara işkence yapılıyor askerlerimiz tarafından dediği zaman.
Her toplumda olduğu gibi Fransanında aşırı sağcıları onu vatan haini ilan etmişlerdi, general degeol siz ne yapıyorsunuz, Sartre Fransadır, Fransa Sartredir, diyebilmiş, belkide oluşabilecek bir suikastin önüne geçmiştir.
İnsanların vatanını ne kadar sevdiği geçmişte yapılan hatalar üzerine yaptıkları açıklamalar ve yazılar üzerine belirlenemez.
Ben sanmıyorum geçmişte korkunç bir şeyler olmadığına, ama bu konuda yeterli birbilgiye sahip değilim, sizde değilsiniz, çünkü yeterli bir belgeleme açıklığı yok.
Böyle bir durum olmuş olsa bile bunu yapan o dönemin yöneticileridir beni bir Türk olarak asla bağlamaz.
Ben bu günümde bir Türk ve Türkiyeli olarak insanlık için neler yaptığımdan sorumluyum.
Ve öyle bir şeyler oldu ise o Türkler ile benim ortak olabilecek hiç bir bağımda yoktur.
Edebiyatı bu kadar siyasileştirmek doğru değildir.
Alman yazarları hakkında biraz daha detay diyorum.
Eksik ve yanlış verdiğim hiç bir bilgim olmadı.
İsterseniz size bu yazarların tüm yaşamını aktaran çok detaylı bir Alman sitesinin adresinide bırakırım.
Her neyse.
Evrensel bir düşünürün evrensel cümlesi ile tamamlayayım yazımı.
Ben senin düşündüklerini benimsemiyorum, ama onları savunabilmen için canımı veririm...
Selamlar ve sizlere barış ve hoşgörülü bilgi paylaşımları...
|