LONDRADA TERÖR
G8 Üyeleri adına Blair konuşuyor: ?Bölünmeyeceğiz, kararlıyız. Gücümüzü koruyacağız. Gücümüzü onlara göstereceğiz. Bu saldırı barbarca. Hepimizin ülkeleri, bir şekilde terörizmden etkilendi.
Bu saldırının sorumlulularının insan hayatına saygıları yok. Hepimiz kararlı bir şekilde bu terör saldırılarına karşı durmak ve bunların üstesinden gelmek için birleştik..Saldırının tek bir ulusa değil, bütün uluslara ve bütün medeni toplumlara karşı yapıldığına inanıyoruz. Terörizm ve şiddetin toplumlarımızı ve değerlerimizi değiştirmesine izin vermeyeceğiz. Saldırı zirveyi etkilemedi. Daha iyi bir dünya yaratma konusundaki kararlılığımız sürecek. Teröristler başarılı olamayacaklar?.
Evet sayın Blair, bizler ?savaşa ve işgale, sömürüye hayır? diyenler, vahşi kapitalizmin tehdit ve dayatmalarına karşı olanlar da aynen böyle düşünüyoruz.. Bunları düşünürken Guantanamoyu, Ebu Garib?i, Diego Garciyadaki insanların kulaklarını sağır eden çığlıklarını duyar gibi oluyoruz.. Yüzen işkencelerde katledilen yüzlerce, binlerce insanın çığlığını duyar gibi oluyoruz.. Irakta katlettiğiniz yüzbinlerin, sömürünüzün kurbanı olmuş on binlerce yeni doğmuş bebeğin ölüm hırıltıları ufkumuzu karartıyor. Kirlettiğiniz dünyadaki can çekişen doğanın derin uğultusunu duyar gibi oluyoruz..
Kan kanı çağırır, şiddet şiddeti doğurtur. Rüzgar eken Fırtına biçer.bumerang, her zaman Kanguruları değil, bazan geri döner ve sizi de vurur..
Terör kimi zaman köşe sıkıştırılmış, çaresiz halkların, sesini duyuramayan insanların öfkeyle yeryüzüne savurduğu yakıcı bir çığlıktır.
Terör, bir savaş biçimidir.
Bu coğrafyada kaybedilen kurtuluş savaşlarını terör diye etiketleyen ülkeler biliriz biz. Ya da destekledikleri terör örgütlerinin kurdukları kukla rejimlerin kendi çocuklarına, dünki cinayetlerini, terör eylemlerini kutsal kurtuluş savaşı diye ezbelerlettiklerini biliriz. Dünki terörisitlerin nasıl saygın devlet adamı ve diplomat olarak makyajlarını tazeleyin siyaset sahnesine çıktıklarını gördük biz bu coğrafyada..
Siz Bush, siz Blair.. Dünya mahkemesinin vicdanlarda mahkum ettiği iki hükümlü, siz değil misiniz, yeni bir dünya savaşının ocağını tutuşturmak için körüklerle ortalıkta dolaşanlar.. Savaş ateşini üflerken sakalınız mı tutuştu yoksa..
Hiç kimse masul insanları hedef seçmemeli.. Ne devletler, ne de haklı bir gerekçe ile de olsa, haksız hedeflere yönelen acılı insanlar.
Güya, son saldırıları yine Laden üslendi. Sanmam, Belki de bunu bizzat kendileri yaptılar.. Yeni saldırıları için yeni bir hedef uydurmak için böyle bir saldırının kamu oyu oluşturmak açısından uygun olacağını düşünen ruhunu şeytana satmış politikacılar , ya da istihbarat örgütleri olabilir. ABD daha önce Küba krizinde bunu denemek istemedi mi, Hitler Polonyayı işgal etmeden önce bir bahane için benzer bir komplo icad etmedi mi?
Korkarım yarın bu işin Faillerinin İran veya Suriyeliler olduğu açıklanır ve yine savaş tamtamları çalmaya başlarlar..
Haberlere bakılırsa ABD, İran Azarbeycanında bir ayaklanma için MHP li liderlerle görüşme halindeymiş.. Ne garip, nasıl bir tesadüf bu böyle. Tam da MHP kongresi öncesinde, güya anti Amerikancı kızılelmacıların Ortadoğuda bir amerikan planında piyon olarak kullanılması için MHP ile görüştükleri iddiası.. Bu iddianın araştırılması gerek. MHP li aklı başında gençlerin bu oyun sahiplerinin kirli tuzaklarını onların başına geçirmeleri de mümkün. Hele şu kongre öncesinde MHP içinde aklı selime sahip gençler ve abiler, herhalde bu iddiaları değerlendireceklerdir.
İşin içinde, operasının ?Azad Azarbeycan? olunca MHP lilerin aklını çelmenin kolay olacağını düşünmüş olabilir birileri.. Ama bunun o kadar kolay olmayacağını söylemek isterim.. Benden söylemesi birileri yine, sureti haktan gözükerek, bizim kanlarımız ve gözyaşlarımız üzerine kendilerine iktidar ve servet üretmek istiyor. Bizi kullanmak istiyor..
Mahir Kaynağın dediği gibi, 3-5 kişinin kuracağı bir terör örgütü dünya barışını ve istikrarını böylesine tehdit edebiliyor ve uluslar arası koalisyon buna karşı istihbaratı ve orduları ile hiçbir şey yapamıyorsa, vay o dünyaya. Şimdi AB bu olayı bakalım nasıl yorumlayacak. ?Önce güvenlik? diye özgürlükleri daha da kısacaklar mı? Ve bu işin sonu nereye varacak?
Ve en can sıkıcı soru da şu: Şimdi sıra kimde ve ABD nin bu olaylara cevabı ne yönde, ne zaman ve nasıl olacak?
Düşünelim bakalım. Tam da Türkiye?de de terörün yükselişe geçtiği bir zamanda düşünmeye değer.
dilipak
Selam ve dua ile..
|