Einzelnen Beitrag anzeigen
  #19796  
Alt 17.06.2005, 11:06
Benutzerbild von oezsu
oezsu oezsu ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard o.T.

"Her sabah, değişik bir rüyadan uyandığımız halde; acaba ne oluyor da, dünya rüyasından, beklemediğimiz bir anda uyanıvereceğimizi düşünemiyoruz?"


"Varlığı olmayanlara ne mutlu!. “Varlıksız”, “yok”luğa hayli yakınlar; bir de “kendi varlıkları”ndan kurtulabilseler!.Peki, bu arada; “ben” nereden ve nasıl gelmekteyim acaba?"

"Uyandığımızda, didişecek birileri kalmadığını gördüğümüzde, acaba hangi şartlar altında olacağımızı düşünüyor muyuz?"

"Nice çöllere karşılıksız yağar yağmur ama, kum taneleri sadece seyreder damlaları! Beklenti ya umuttandır, ya ilimsizlikten!. Toprak mezarını sırtında taşıyanlar, geçmiştir dünyadan ve içindekilerden… Zîrâ “fefirru ilallah” onlarda zuhur etmiş, firar etmişlerdir Allah’a!. Allah ef’âlini seyreder onlar, acaba bir gül daha açacak mı bahçede diye… Umutla… Sevgiyle… Bu da beklenti sanılır başkalarınca… "

"Birbirlerine göre, insanlar hürdür! Ama, acaba insanlar, gerçekten hür müdür?."

"Şeyhlere para yatırıp, mâneviyat ve mertebe satın alacağını sanan, bu arada elini sıcak sudan soğuk suya sokmayan uyanık tüccarların, gerçekleri fark etmeleri için, acaba son nefeslerini verip, ölüm ötesi yaşamın gerçekleriyle mi yüzyüze gelmeleri zorunlu?"


"Kur’ân-ı Kerîm"i “oku”mak çok çok önemli de… Acaba bizi O’nunla yüzyüze getiren Allah Rasûlü"nü “oku”mak daha mı geride?… Allah Rasûlü"nü “oku”madan, acaba O’nun bize tebliğ ettiği “Kitab”ı ne kadar ve nasıl “oku”yabiliriz?"


"Sen hâlâ, kendini et-kemik sanarak, bu et-kemik boyutuna ait konularla ömrünü tüketiyorsan; etin bol olsun!. Yolun açık olsun!. İnsansıların yaşamlarını ve sonsuz geleceklerini cehennem etme özgürlüğü vardır!.Zaman ve mekân kayıtları ötesindeki “insan”!… Evrensel değil, Galaktik boyuta göre et-kemik ömrü birkaç saniye olan “insan”ın bundan sonraki yaşamı acaba nerede ve nasıl? Ne diyor KUR’ÂN?"


"Duyduk ki, kâbir yakınlarından geçen bazıları, kâbirlerin içinden gelen ızdıraplı iniltileri, feryâdları işitirmiş… O yüzden mezarlığa gitmeyi kaldırmazmış yürekleri!… Bu yüzden mi insanların arasından uzaklaşıp, uzlete çekilirlermiş acaba?"

Not: Bu olay benim yakinlarimdan birine gerceklesmistir...! Ister inanin iszer inanmayin=!

“Eğer benim bildiklerimi bilseydiniz, rahat yataklarınızda yatamaz, Allah Allah diyerek dağlara kaçardınız” diyen Allah Rasûlü; acaba, algıladığı sistemin hangi gerçeği dolayısıyla bunu söylüyordu, yalnızca para kazanıp keyif çatmak için yaşayan bizlere?…



Niçin, “FÂTİHA’sız “salât” olmaz”?

Acaba farkında mıyız?…


"Değer mi ebedi hayatımızı Cehennem etmeğe üç günlük çıkar için!?… Hele bir de, o günkü çıkarlarımızı düşünerek bildiğimiz gerçekleri söylemiyor, karşımızdakinin yanlış yolda yürümesine göz yumuyorsak? Bunun vebâlini alacak kadar güçlü müyüz acaba?… Hele hele sevdiğimizi söylediğimiz insanların, bildiğimiz gerçekleri onlarla paylaşmayarak, kangrenlerinin ilerlemesine göz yumuyorsak dünya rahatımız ve çıkarımız için; bu zulmün bedelinin faturası nasıl gelecek acaba karşımıza?"


Sudan bir âlem, dalgalardan varlıklar! Elektrikten bir âlem, ampullerden varlıklar... Hep sembolik anlatımla yaklaşım şekilleri! Ya gerçeği?. Oluşumu bu varlıkların..? "Elf" tipi, tümel akıl varlıklarının ya da setrililerin oluşumu nasıl?. İnsan adını alan varlıkların yapıları... Ampuller demek çok kolay ve basit bir yakıştırma oluyor.. Ama nasıl oluyor bu?. Bırak göremediklerini, görüyorum dediğin insanlar ne biçim şeyler acaba?.



"Benim kitaplarımı okuyup anlayan kişinin anladığının göstergesi; O’nun beyninden “kabul oldu mu acaba yaptığım“ gibi bir kavramın silinmesidir! Eğer birisi benim kitaplarımı okuduğunu söylüyorsa; sonra da “kabul oldu mu acaba yaptığım” gibi bir kavram kafasına geliyorsa; o daha benim kitaplarımın kapağını bile açmamıştır!"


Hazreti Rasûlullah Aleyhisselâm, Allahû Teâlâ’nın ikrâmı olarak mi"râc ‘a çıktığı zaman, ceberût âleminde, Rabb-ül âlemîn’in tüm mevcûdat üzerinde esmâ yollu mutlak tasarrufunu müşâhede etti, "Kâ"be kavseyn" noktasında."Ev ednâ". Hattâ bunun da ötesinde, Hazreti Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem ismi altında, "gören gözü, işiten kulağı, söyleyen dili, tutan eli ve yürüyen ayağı olarak"; "Şehâdet etti ki Allah, kendisinin dışında, ötesinde bir TANRI mevcut değildir"! Ve sonra Rabbı ile mükâleme etti Rasûlullah Aleyhisselâm! Ve sonra Rabbının emirlerini hâmil olarak tekrar insanların arasına döndü Muhammed Mustafa adıyla, RASÛLULLAH! Acaba, bu cümleler bize Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in hüviyeti, eniyyeti ve kişiliği hakkında bazı ipuçları verebiliyor mu?..

"ALLAH" beşeri kavram ve değer yargılarından beri olduğuna göre, acaba zamanüstülükte, "SÜNNET" kavramını nasıl anlamamız gerekir... Ki bu "SÜNNET", zamanla hiç değişmemektedir!.

Ahmed Hulûsi