Einzelnen Beitrag anzeigen
  #18687  
Alt 31.05.2005, 17:37
Benutzerbild von donpepelino
donpepelino donpepelino ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Nasirüddin Tusi (1201-1274)

Dahada cok önem veriyordu.

Nasirüddin Tusi (1201-1274)

Asıl adı Ebu Cafer Mehmed bin Hasan ?dır. İslam bilgelerinin en ünlülerindendir. Aynı zamanda büyük bir matematikçidir. Horasan?da Tus şehrinde doğdu. Sonra gelenler arasında Allame veya Hoca Nasireddin Tusi ünüyle bilinir. Gençliğinde Kemalleddin bin Yunus Musuli, Muiniddin Salim bin Bedrian mısri gibi dönemin ünlü ustalarından ders aldı. Kühistan?a giderek orada bir süre vali Nasireddin Ebu?l-Feth b. Mansur?un yanında oturdu. Nasirinin Ahlakı adlı eserini bu kişi için yazdı. Söylentiye göre bir aralık Halife El-Mutasım zamanıda Bağdat?a gelmiş ve hatta bu halifeye Tecrid-ül-akaid adlı ünlü esirini sunmuştur.

Kühistan?da bulunduğu sırada nasireddin, halifeye bir övgü yazarak gönderdi. Fakat bunu öğrenen halifenin veziri İbn Alkami, Tusi?nin kendisine zarar vermesinden korkarak Kühistan egemenine bir mektup gönderdi ve onun İsmaili hükümdarı Alaeddin Mehmed?e teslim edilerek Almot kalesine hapsettirilmesine sebep oldu. Tusi, Hülagu?nun Almot kalesini zaptedeceği zamana dek (1247) orada mahpus kaldı.

Tusi, mahpusluk zamanını boş geçirmedi ve matemetiğe ilişkin eserelerinin çoğunu hapishanede yazdı. Ancak ilimdeki ünü her tarafa yayıldığı için Hülagu kendisini kurtararak danışmanlığına (müşavirliğe ) aldı ve uzun süre onun görüşlerine güvenerek yanından yarmadı. Hülagu?nun 1258"da Irak üzerine yaptığı seferde Tusi de onun yanındaydı. Söylentiye göre Hülagu?yu İstanbul (Konstantiniyye) üzerine yapacağı seferden vazgeçirerek Bağdat?a yönlendiren ve Abbasi halifeliğine son vermeye teşvik eden oydu. Fakat bunun doğruluğunu destekyleyecek kanıtlar yoktur. Ancak şurası kesindir ki, Hülagu?nun yanında itibarı çok büyüktü. Zaptettiği tüm memleklerde evkaf işini Tusi?ye bırakmıştı.

Nasireddin bu nüfuzundan yararlanarak Bağdat?ta bulunduğu sırada eğitim için Hülagu?ya pek çok evkaf ve hayrat yaptırdı ve buradan Azerbaycan?da Meraga kentinde 1258"de bir gözlemevi ve kütüphane kurdurdu. Sonradan Hülagu?nun oğlu Abaka Han zamanında gözlem aletlerinin mükemmelliği ve gözlemcilerin hünerliliği ile ünlenen gözlemevi buydu. Tusi, bu gözlemevine bitişik olan kütüphanede-rivayete göre- dört yüz bin cildi bulan bir kütüphane toplamış ve her taraftan ilim ve fen adamları çağırtmıştı. Bu arada Müeyyed-iddin Arazi?yi, Fahreddin Maragi?yi, Muhyiddin Mağribi?yi davet etti.

Nasireddin 1274 yılında öldü. Bağdat?ta İmam Musa Kazım türbesine gömüldü. Yaşamını hep inceleme ve araştırma ile geçirmiş olan Tusi fizik,ahlak,felsefe, biyoloji ve özellikle matematiğe ilişkin Arapça ve Farsça pek çok eser bırakmıştır. Matematiğin çeşitli bölümlerine ilişkin eserlerinden başka Zeyc-i- İlhani, Zeyc Şahi, Tezkere-i hayat?ı vardır.?

(H. Ziya Ülken, İ. Düşüncesi, s: 264 )

Nasirüddin Tusi

Tarihte bazı kentler genellikle kültürün, özellikle bilimin geliştiği merkezler olarak ünlenir. Bu kentlerden biri de Meraga?dır. Meraga?nın böyle bir üne kavuşmasında Moğol Hükümdarı Hulagu ile bilim adamı Nasirüddin Tusi büyük rol oynamıştır.

Tusi, 1201"de Tus kentinde doğdu. Kendini astronomi alanında yetiştirdi. İsmaililer tarafından Alemut kalesine kaçırıldı ve bir süre orada tutuldu. Hulagu,1256 yılında burayı zaptetti ve Tusiyi kurtardı, kendisen vezir yaptı. ?Meraga?da çağını aşan bir gözlemevi kurdu. Burada son derece ayşarılı gözlem araçları yaptırdı. Batı?da bu ayarda bir gözlemevinin kurulması için 16. yy?ı beklemek gerekmektedir.. dakik gözlemler yapılmış ve Tui bu gözlemlere dayanarak bir astronomi kitabı yazmıştır. O, Batlamyus?un Dünya merkezli sistemini eleştirmiş, hatalarını ortaya koymuş, yine Dünya merkezli başka bir sistemin planını vermiştir. Bu sistem bayşarılı olamamış, ancak Kopernik?e giden yolu açmıştır.?

Tusi, geometri alanında özellikle Öklid?in beşinci (paralel) teoremini kanıtlamaya çalışmış; ama bunu kanıtlayamamıştır.Bu çabası boşuna olmamış, ama önermernin ne olduğunu aydınlığa çıkmasını sağladığı gibi Öklid dışı geometrinin kurulmasın a zemin hazırlamıştır.

Trigonometri alanındaki çalışmaları da şöyle özetlenebilir: Esi Yunanda açılar kirişlerle ölçülmeye başlandığında trigonometride büyük gelişmeler olmuştu. Yunan?da kirişlere ilişkin her şey söylenmiş, gerekli katkılar yapılmıştı. Bu alanhda yeni bir atılım gerekiyordu. Bu aılım, İslam Dünya?sında gerçekleşmiş ve açılar sinüs, kosinüs, sekant, kosekant, tanjant, kotanjant gibi trigonometrik fonksiyonlarla ölçülmeye başlanmıştır(Bilim Tarihi, Doruk y:s:57)

Moğolların Horasan ve İrana?a girmeleri Cengiz?in torunu Hülagu Han zamanında oldu. O bu ülkeleri yerle bir etti. Yaptığı biricik güzel şey Alamut?taki Haşşaşin kalesini-Bağdat?ı yıkmadan önce- yıkmasıydı! Şeyhül Cebel?e karşı kendisine yardım göndermesi için Halifeye haber yolladığı rivayet edilir. Fakat Halife?nin kuvvetleri yoktur. Irak Selçuklu hükümdarları da çok ürkek davranır. Bu zamanlarda birçok halk Hülagu Han?a katılmıştı. Onun danışmanları arasında Şiilerin kendisini Muhakkiki Ahval (Gerçeğin İlk Kurucusu) diye kabul ettikleri ünlü bilgin Nasireddin Tusi de vardı. Hülagu, Bağdat?ı kuşattı ve sonra zaptetti. İslam kültürünün merkezi harap edildi: kütüphaneler yakıldı ve kitaplar nehre atıldı,güzel saraylar,okullar,hastaneler ve camiler yerle bir edildi Halife ve ailesi ilkönce hasedildi,sonra başları kesildi. Bütün bu bölgenin fethini değerlendirmek amacıyla Hülagü Han?a İl Han ünvanı verildi. Moğollar, geldiler Türk, İran,Suriye,Arap, Yahudi,berberi ve İspanya,Sicilya?dan müslüman olanlar gibi çeşitli unsurların oluşturduğu uygarlığı harap ettiler.(S.F.Mahmut, İ.T. s: 155-156) Nasirüddin Tusi?nin ünü, Ömer Hayyamı?ın Hülagu han?la arkadaşlığı ve yakınlığı ile zedelendi. Tusi,sadık bir Şii olduğu için Sünni olan Bağdat?ın harap edilmesinde onun da parmağının olduğundan bazı insanlar kuşku duyarlar. Bu, doğru olamazdı. Hülagu Han ona çok değer verirdi,ona Tebriz yakınında el-Maraga gözlemkevini yaptırdı ve onun için çok masrafa girerek büyük bir kütüphane oluşturdu. Bu kitaplar,bütün İlhanlı ülkelerinden toplanmıştı;çünkü Moğollar bu bölgelerin büyük medreselerin yıkmışlardı. Sadece bu kitaplar için bile Nasirüddin Tusi?nin adına saygı gösterilmesi gerekir.(S.F. Mahmud,İ.Tarihi s: 158-159)

Tusi, Kesenler Teoremi adlı kitabıyla trigonometriyi bağımsız bir disiplin haline getirmiştir. Önceleri trigonometri astronomnin içinde inceleniyordu. Batı?da bu disiplinin bağımsız hale getirilmesi ancak 165. yy?da gerçekleştirilmiştir.

(Bilim Tarihi, Sevim Tekeli, Esin Kahya, Melek Dosay, Remzi Demir, H.Gazi topdemir, Yavuz Unat s:57-58 )

Ortaçağ döneminde İspanya?daki Araplar tabiat bilgisi, zooloji ve botanikle ilgili çalışmalar yapıyorlardı. Botanikle ilgili çalışmaların kaynağı Dioscorides?in Materia Medica adlı eserine dayanılarak yapılıyordu. Bizans İmparatoru 7. Konstantin, Halife 3. Abdurrahman (912-961)"a adı geçen eseri göderiyor. Halife de Nicholas adlı bir Bizanslı rahibteh eseri tercüme etmesini istiyor.Halifenin saray hekimi,hazinedarı ve Musevi veziri olan Hasday ibn Şaprut da rahibin Yunancadan Arapça?ya tercümesine yardım ediyor. Hasday, ünlü cerrah el- Zehravi(ö:1013)"nin de meslektaşıydı. Bu tercüme, Galen diğer alimlerin kitaplarına ek olarak - ünlü İbn el-Baytar da dahil olmak üzere-botanik çalışmalarına temel oluşturmuştur.

Malagalı İbn el-Baytar?ın çağdaşı Mürsiyeli Muhyiddin İbn el-Arabi (öl:1240) Anadolu?ya olan gezisinin entellektüel ve dini açıdan çok büyük etkisi olmuştur. Arabi, 1204"te Mekke?ye giderek orada Konya?dan ve Malatya?dan gelen hacılarla tanıştı. 1204-1230 yılları arasında Anadolu?nun Malatya, Konya, Aksaray ve Sivas şehirlerinde değişik sürelerde kalarak Selçuklu Sultanı 1. Gıyyaseddin Keyhüsrev?in büyük lütuf ve ihsanına mazhar oldu.. Sonraki yıllarda Kudüs, Kahire ve Mekke?ye (s: 87) giden Arabi, 1209-10 senesinde Konya?ya döndü. Burada aynı yıl Risalat al-Anvar adlı eserini yazdı. En ünlü öğrencisi Sadruddin el Konevi (öl: 1274)"ni yazdığı eserlerle ve Konya?da başında bulunduğu Moğol istilasının önünden kaçanilim sahabi sufilerin toplanma yeri olan Hanikah, onun doktrininin yaylmasın sağladı. konya?dan kaynaklanan bu görüşlerin etkileri İran?a ve oradan da Hindistan?a kadar uzandı. Arabi?nin etkileri, selçuklu lardan sonra Konevi?nin etkisiyle Anadolu?da kök saldı ve Osmanlı Türkyesinde de uzun yıllar yaşadı.

(E.İhsanoğlu, BCFF s: 86-88 )

<a href="redirect.jsp?url=http://www.geocities.com/rk1iz/islam.htm#pos13" target="_blank">http://www.geocities.com/rk1iz/islam.htm#pos13</a>