Einzelnen Beitrag anzeigen
  #14018  
Alt 03.04.2005, 13:24
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard IMANSIZLARA IMAN DERSI

Iman Nedir?

Iman, lügatte, bir sey"e tereddütsüz inanmak ve kesin olarak, içten ve yürekten baglanmak demektir.

Dinî mânâsi ise, Allah"in varligina, birligine, tereddütsüz inanmak ve Hz. Muhammed"in (asm) peygamber oldugunu ve bize bildirdigi seylerin hepsinin hak ve dogru bulundugunu, hiçbir sübhe duymadan kabûl ve tasdik etmektir. (YANI PAPA BUNA GÖRE IMANSIZ KAFIRIN TEKIYDI)

Iman iki kisma ayrilir:

1. Icmalî îman,

2. Tafsilî îman.

Icmalî Iman Ne Demektir?

Peygamberimizin Allah"tan alip haber verdigi seylerin hepsine birden, topluca inanmak demektir.
Bir kimse, mânâsini bilerek ve kabûl ederek:
"Lâ ilâhe illâllah Muhammedün resûlüllah" dese icmalî olarak îman etmis olur.
Bu cümleye Kelime-i Tevhid denir. Mânâsi sudur:

Lâ ilâhe illâllah: Allah"dan baska hiçbir ilâh ve hakikî ma"bud yoktur.

Muhammedün resûlüllah: Muhammed (asm), Allah"in Resûlü ve Peygamberidir.



Tafsilî Iman Neye Denir?

Peygamberimizin Allah"tan haber verdigi seylerin herbirini delilleriyle bilip inanmaktir. Diger bir ifadeyle, dinin zaruriyatini bütün tafsilât ve teferruâtiyla ögrenip tasdik etmek demektir.

Dînin Zaruriyâti Nedir?

Dînin zaruriyâti, Âmentü"de yer alan 6 îman esasi ile dînin namaz, oruç, hac, zekât gibi farz kildigi ibâdetler ve adam öldürmek, içki içmek, zinâ yapmak gibi haram saydigi fiillerdir.

Bunlari, her Müslümanin teferruâti ile bilmesi ve inanmasi sarttir.

Âmentü Nedir, Âmentü"de Yer Alan Iman Esaslari Nelerdir?

Âmentü, her Müslümanin inanmasi, kabûl edip tasdik etmesi farz olan îman esaslarindan ibarettir.

Âmentü"de yer alan îman esaslari 6"dir ve sunlardir:

1. Allah"a inanmak,

2. Meleklerine inanmak,

3. Kitablarina inanmak,

4. Peygamberlerine inanmak,

5. Âhiret gününe, öldükten sonra dirilmeye inanmak,

6. Kadere, hayir ve serrin Allah"dan olduguna inanmak.

Imani Dil Ile Söylemek de Lâzim midir?

Dil ile söylemek imanin sarti degildir. Insan dil ile imanini itiraf etmese bile, kalben inandiktan sonra mü"min sayilir. Ancak îmanini dili ile söylemeyen bir kimsenin kalbindeki îmanini biz nasil bilecegiz? Bu sebeble, dil ile söylemek, kisinin îmani hakkinda hüküm verebilmek ve öldügünde kendisine Müslüman muamelesi yapabilmek için gereklidir. Bunun içindir ki îmanin rüknü, "kalb ile tasdik, dil ile ikrardir" denilmistir. Burada îmanini dili ile söylemek aslî rükün degil, kisinin îmani hakkinda hüküm verebilmek için gereken sarttir. Cemaatle namaz kilmak, dinî bir vecibeyi yerine getirmek de, îmanini dil ile ikrar gibidir, hattâ ondan daha kuvvetli bir alâmettir. Bu konuda Peygamber Efendimiz söyle buyurmuslardir:
"Sik sik camiye gittigini gördügünüz kimsenin îmanina sehadet ediniz. Çünkü Allah Teâlâ, "Allah"in mescidlerini ancak Allah"a ve âhiret gününe îman edip namaz kilan ve zekât veren kimseler îmâr eder"
(et-Tevbe, 18) buyurmaktadir."
Dil ile ikrâr, îmanin temel sarti olmadigi için, bir zorlama durumunda veya buna benzer bir mâzeret karsisinda kalben degil, sadece dil ile inancini inkâr etmek, îmana aykiri söz söylemek dînen câiz olur. Böyle bir duruma mecbur kalan kimse îmandan çikmaz, kalben tasdikini korudugu için de mü"min sayilir.
Nitekim Asr-i Saâdette Ashabdan Ammâr bin Yâsir, mâruz kaldigi agir baski ve iskencelere tahammül edemiyerek imanini diliyle inkâr etmis, böylece ugratildigi iskencelerden kurtulmustur.
Resûlüllah Efendimiz, onun bu hareketini tasvib etmis; kalb îman ile dolu iken, zor karsisinda inkârin, bu îmana zarar vermiyecegini belirtmistir.