Einzelnen Beitrag anzeigen
  #9183  
Alt 02.12.2004, 14:29
Benutzerbild von akshalil
akshalil akshalil ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Yoksa Türkiye savasi kayip mi etti?

Kürtlere Kürtçe konuşmayı yasak ederek, çocuklarına istedikleri isimleri koymalarını engelleyerek, şarkılarını söyletmeyerek, sırf Kürt oldukları için aşağılayarak binlerce insanı bunaltıp dağlara sürdük.

O insanların niye dağlara çıktığını, niye silahlandığını hiç merak etmedik.

Kötü kalpli hainlerin kışkırtmasına ve yabancı ülkelerin “parmağına” bağladık bütün yaşananları.

Bizim bir suçumuz, hatamız olamazdı çünkü.

Tanrı Türk’ü suçsuz yaratmıştı.

Manasız ve akıldışı baskılarla kışkırttığımız savaşın üstesinden gelemedik, huzursuz milyonlarca insanın yaşadığı bir bölgede savaş kazanmak zordu.

Bunun üzerine “kurnazlıklara” başvurduk.

Savaşı “eroin parasıyla finanse etmek”, devletin içinde hukuk dışı çeteler oluşturmak, güvenlik örgütlerini hukuksuz uygulamalara itmek o zamanki yöneticilere parlak yöntemler gibi gözüktü.

Devleti devlet yapan en önemli ölçü olan hukuk böylece ortadan kayboldu.

Neredeyse bütün devlet görevlileri hukuk dışına çıkmanın mübah olduğuna inandı.

Ve çoğu da hukuk dışına çıktı.

Hukukun olmadığı yerde rahatlıkla boy atan mafya örgütleriyle devlet içiçe girdi, eroin kaçakçılığı, haraç, cinayet devlet görevlilerinin himayesinde gelişti.

Hukuksuzluk, suya atılan bir taşın oluşturduğu dalgalar gibi bütün topluma yayıldı.

Sonunda savaşı Türk devleti, yabancıların da yardımlarıyla kazandı.

Savaş bitti.

Geriye devleti ve toplumuyla bir enkaz kaldı.

Bugün Türkiye’de kirlenmemiş, bozulmamış, çarpılmamış neredeyse bir tek kurum yok.

Her yerde hukuk dışı bir zorbalık karşımıza çıkıyor.

Sendikacılıktan futbola kadar neye elinizi atsanız arkasından tuhaf ilişkiler beliriyor.

Siz, bugün futbol kulüplerinin mafyayla içiçe geçmesiyle Kürt savaşı arasında bir ilişki görmüyor musunuz?

Futbol kulüpleriyle bağlantılar kuran mafyacılarla Susurlukçuların bir arada olması da hiç düşündürmüyor mu sizi?

Bizzat devlet yöneticileri hukuku Türkiye’nin varlığı için bir tehlike olarak görüp suçu teşvik etmeseydi bugün futbol kulüplerinin yöneticileri bu kadar pervasızca mafyayla ilişkiler kurabilir miydi?

İnsanlar hukuka inansaydı o kadar kolayca tribünlerde çeteler oluşur muydu?

Bugün Mardin’de hala 12 yaşındaki bir çocuğu on üç kurşun sıkarak öldüren devlet görevlileri varlığını sürdürürken siz İstanbul’da insanları hukukun içinde kalmaya ikna edebilir misiniz?

Hukuksuzluk veba gibi, cüzzam gibi sari bir hastalıktır, bir toplumun herhangi bir köşesinde belirdiğinde derhal önlenmezse bütün toplumu kısa zamanda sarar.

Şimdi yaşadığımız gerçek de bu.

Futbolda terörü önlemek mi istiyorsunuz, devlet görevlilerinin hepsini istisnasız bir biçimde hukukun içine çekin, suç işleyen görevlileri yargılayın.

Valinin, yargıcın, savcının, istihbaratçının, polisin, askerin işlediği suçun hesabını vereceğine önce o görevlileri sonra toplumu inandırın.

Arkasında devlet görevlilerinin gücünü hissetmeyen hiçkimse öyle kolayından mafyayla ilişki kuramaz, adam vurdurup onu bunu tehdit edemez.

Futboldaki mafyalaşmanın arkasında futbol kulüplerinin bazı yöneticileri, onların arkasında da bazı devlet görevlileri duruyor.

Güneydoğu’da yok ettiğimiz hukuk şimdi hayatımızın her anına suç olarak giriyor.

Biz güneydoğudaki savaşı kazanırken hukuku kaybettik.

Hiçbir devletin bundan daha büyük bir yenilgiye uğrayamayacağını da şimdi elimizi attığımız her yerde suça rastlayarak öğreniyoruz.