Einzelnen Beitrag anzeigen
  #3404  
Alt 01.06.2004, 18:36
Benutzerbild von fujitsu
fujitsu fujitsu ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard bak bir diyer artistinizde diyorki...

Yanliz Kuran bununda kafasi baska yere kacmis fazla altin gümüs seviyor :=))

Süleyman Ateş

Muhtasar islam İlmihali isimli kitabında Kamil Miras"ın alyans hakkındaki (Altından mamul nişan yüzüğü hakkındaki) yazısını aynen Karaman gibi benimsemiş, altın nişan yüzüğü takmak caiz diyor.

Süleyman Ateş de Muhyiddin-i Arabi gibi tasavvuf büyüklerine karşıdır. Vahdeti vücut isimli tasavvufun Hint ve Yunan felsefesinden geldiğini söyleyecek kadar ileri gitmiştir. İslam Tasavvufu isimli kitapta diyor ki:

?Vahdeti vücut, Hint ve Yunan felsefelerinin Arapçaya çevrilmesi ve Müslümanların diğer milletlerle teması sonucu İslam tasavvufuna geçmiştir, İslamın öz malı değildir.? (s. 99)



Evliyanın büyüklerinden, silsile-i aliyyenin 15.si olan Şahı Nakşibend Bahaeddini Buhari hazretlerine de sataşıyor:

?O da aşağı yukarı ibni Arabi"nin fikirlerini benimsemiş görünmektedir.? (s. 04)



Kur?an-ı kerime göre evrim teorisi isimli yazısında diyor ki:

?Burada bulutları sevk eden melek, basınç değişikliği ile meydana gelen rüzgardan başka bir şey değildir. Bir hadise göre de sesleri kulaktan kulağa nakleden melektir. Şüphesiz bu melek de seslerimizi titreşimiyle etrafa yayan atmosferdir. Demek ki tabiat kuvvetleri de melek olmaktadır. Zira melekler Allah"a isyan edemeyen, yani hür irade yeteneğinden yoksun, emredildiği şeyi yapan güçlü varlıklardır. Tabiat kuvvetleri de aynı niteliğe sahip değil midir? İşte Adem"e secde eden melekler, irade yeteneğini, akıl gücünü insana boyun eğen tabiat kuvvetleridir. İnsan akıl gücünü kazanınca tabiat kuvvetlerini emri altına almış, onlardan yararlanmasını, onların korkunç etkilerini önlemesini bildirmiştir. (İlahiyat Fakültesi Dergisi c. 20, s. 143-144)



Necip Fazıl, bu ifade için şöyle diyor: ?Dehşet ki dehşet, bu adam hem meleklere itikadı elden bırakmıyor, hem de onları tabiat kuvvetlerinin aynı ve ta kendisi kabul ederek, şuursuzlaştırıyor, iradeden mahrum cemadlar olarak görüyor, küfrün böylesine hiç rastlanmamıştır.? (Rapor 3, s.34)



Mason Abduh"un düşük faizlere cevaz verdiği gibi % 3 faize cevaz vermektedir: ?Her muamelesinin faizle işlediği bir toplumda yaşayan fert de ister istemez faize bulaşır. Onun korunmak için bankalara yatırdığı paradan banka % 50, % 100 kazanırken kendisinin aldığı % 3"lü faiz aslında parasının süre içinde uğradığı değer kaybını bile karşılamaz. Zarurete binaen o da parasının faizini alır, ama içi tutmuyor, takvası müsaade etmiyorsa faiz olarak aldıklarını fukaraya, hayır kurumlarına verir.? (Tefsir dersi notları s.12)



Necip Fazıl, bu ifade için şöyle diyor: ?Deminki, İslamın madde ötesi itikatlarına tam aykırılık halinde küfür... Bu da yeryüzü muamelesine ait bir kanunun, hem mahiyet olarak bilinmemesi, hem de küçümseyici bir eda içinde tatbik imkânından mahrum sayılması bakımından küfür çapında bir dalalet....? (Rapor 3, s.35)



Evrim hakkında da diyor ki:

Hayatın, ilkel hücrelerden evrimleşe, evrimleşe önce basit canlıların, sonra daha üstün yapılı canlıların ve sonunda da insanın meydana geldiği kesin kanıtlarla ortaya konmuştur. İnsanın maymundan değil, maymunun insandan türediği de düşünülebilir. (İ. Fak. Derg. c. 20, s.131)



Görüldüğü gibi insanın Adem aleyhisselamdan geldiğine dair en küçük bir ifade bile yoktur. İlkel canlılardan evrimleşerek insan meydana gelmiş, hem de bu kesinmiş. Biraz daha ileri giderek aynı sayfada şöyle diyor:

?İnsanın şu veya bu hayvandan tekamül etmiş olması onun değerini düşürmez. Çünkü Allah kâinatı tekamül kanununa göre yaratmıştır.?

Görüldüğü gibi insanın bir hayvandan [maymundan, domuzdan, eşekten] gelmesi, onun değerini düşürmezmiş. Hemen aşağıda şöyle diyor:

?Belki de insan, bugünkü hayvanların hiç birinden değil de, doğrudan doğruya çamurdan yaratılan ilkel bir varlıktan evrimleşerek ortaya çıkmıştır. Muhakkak olan nokta insanın bir evrim geçirdiğidir.? (İ.F. Dergisi c. 20 s.131)