![]() |
Taraf'tan yine sok bir belge
Çeşitli bilgi ve belgelerle ilgili ortaya yem atılarak yakalanan personel hangi gruba ait olursa olsun FG’ci oldukları şeklinde ifade vermeleri sağlanacak ve bahse konu personelin ahlakî açıdan olumsuzlukları ile ilgili haberler yaptırılacaktır.
Yukarıda açıklanan şekildeki personelin, sıradan dahi olsa arkadaş çevresindeki en olumsuz kişi onların en yakın arkadaşı gibi gösterilerek, FG’cilerin iç yüzüymüş gibi düşünülmesi sağlanacaktır. İhbara dayalı ev baskınları yaptırılarak, buralarda silah ve mühimmatın yanı sıra FG’ciler ile irtibat kurulması istenen oluşumlara (Yahudilik, CIA, MOSSAD, Moon Tarikatı, Humeyni vb.) ait objelerin aynı ortamda bulunması sağlanacaktır. Ev baskınları kapsamında Alevi düşmanlığını körükleyici bilgi ve belgelerin bu evlerde bulunması sağlanacaktır. İzleyici veya dinleyici kitlesi fazla olan radyo, televizyon programlarına farklı bir kimlikle, canlı yayın esnasında, telefonla bağlanılarak; FG’ci maskesi altında konuşmalar yapılarak tahrik olmuş bir FG’ci gibi, "Evet kardeşim, bizimle uğraşan herkes Ergenekoncudur. Onlarla uğraşmak bizim boynumuzun borcudur. Bizimle uğraşmaya kimsenin gücü yetmez" şeklinde açıklamalar yapması sağlanacaktır. Milliyetçi partilerin tabanı genişletilecek Planda siyasi partilerle ilgili staratejiler de unutulmamış. Özellikle ’milliyetçi’ partilere yönelik eylem planları hazırlanmış. Şöyle deniliyor: - Ermenistan ve Yunanistan ile ilgili kamuoyunda tepki uyandıracak haberler sürekli gündemde tutularak milliyetçi partilerin tabanının genişletilmesi sağlanacaktır. Planın ’Durum’ başlıklı bölümünde Ergenekon soruşturması açık bir dille eleştiriliyor. ’İrticacı’ grupların TSK’yı yıprattığı anlatılıyor: "İrticai gruplar tarafından TSK başta olmak üzere devletin resmî kurumlarını yıpratmak üzere yoğun faaliyetler yürütülmekte, Ergenekon adı altında TSK’ya büyük emekleri geçmiş, emekli ve muvazzaf askerî personele yersiz ithamlarda bulunularak lekelenmeye çalışılmaktadır." DÜŞMAN UNSURLARA KARŞI ÖNLEMLER Planı hazırlayanlar, ’Düşman Unsurları’ ve bunlara karşı alınması gereken önlemleri de tek tek sıralamış. Burada da TSK’nın yıpratılmak istendiği ileri sürülüyor. Gerekçeleri ise şöyle: Atatürk İlke ve İnkılaplarını ortadan kaldırarak, laik, demokratik, sosyal hukuk devletini yıkmak ve yerine dinî esaslara dayalı bir rejim kurma hedeflerini engelleyecek tek kurum olarak TSK’yı görmekte. Elde ettikleri TSK’yı yıpratıcı bilgi ve belgeleri kendilerine müzahir medya organları kanalıyla yayınlamakta. Halkın yoğun ilgi gösterdiği birlik ve beraberlik mitinglerini Ergenekon tarafından maksatlı olarak planlanmış gibi göstermekte. TSK’nın Ergenekon çatısı altında, başta PKK terör örgütü olmak üzere çeşitli terör örgütleriyle işbirliği yaptığını iddia etmekte. Üst düzey komutanlar hakkında Yahudi, Ermeni, Sabetaycı vb. oldukları şeklinde asılsız haberler yapılmakta. Kamuoyunu meşgul etmek ve bilgi kirliliği yaratmak üzere TSK personeline ait olduklarını iddia ettikleri ses ve görüntü kayıtlarını yayınlamaktadırlar. MEB, kara propaganda ile yıpratılacak Planı hazırlayanlar Milli Eğitim Bakanlığı’yla ilgili yeni stratejiler de geliştirmiş. Şöyle deniliyor: Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okul öğrencilerine ait ibadet, görüntü ve haberlerinin medyada yoğun olarak yer alması sağlanarak, Milli Eğitim Bakanı kamuoyu nezdinde yıpratılacaktır. AKP mensuplarının, ülkemizde ekonomik krizin etkisinin ciddi olarak hissedildiği bir dönemde, lüks yaşamlarından taviz vermedikleri yönünde haberler yaptırılarak, bu durumun hem ’İslam anlayışıyla çeliştiği’ hem de uygulamaya çalıştıkları ’halk adamı’ yaklaşımlarının gerçeği yansıtmadığı konusunda kamuoyu bilgilendirilecektir. AKP mensubu kilit haberleşmecilere kamuoyuna çelişkili açıklamalar yaptırılarak, AKP içerisinde ciddi anlamda anlaşmazlık ve bölünmeler yaşanıyormuş şeklinde algılanması sağlanacaktır. TEK TÜRKİYE VE KURTLAR VADİSİ KARALANACAK Vatandaşlar tarafından yoğun olarak izlenen ve gündemdeki olaylar hakkında kamuoyunu yanlış yönlendiren, Kurtlar Vadisi, Kollama ve Tek Türkiye benzeri diziler hakkında olumsuz haberler yaptırılarak söz konusu dizilerin güvenilirliğinin yitirilmesi sağlanacaktır. Evrenesoğlu ve Öngüt hazır bekliyorlar! ’Medya Faaliyetleri’ bölümünde ise Ergenekon operasyonuna atıf yapılarak, TSK mensuplarının ’masum’ olduğu yönünde haberler yaptırılması isteniyor. Bu noktada İskender Evrenesoğlu ve Ömer Öngüt isimleri devreye giriyor. Şöyle deniliyor: - İskender Evrenesoğlu, Ömer Öngüt gibi hazırda beklettiğimiz elemanlara medyatik eylemler ve söylemler yaptırılacak ve bu kişiler FG’ciler başta olmak üzere diğer irticai gruplarla özdeşleştirilerek, kamuoyunun tüm bu gruplar arasında benzerlik kurması sağlanacaktır. Yakalanan TSK personelinin bizim belirlediğimiz temalar doğrultusunda beyanda bulunmaları ve bu açıklamaların basında geniş yer bulması sağlanacaktır. ERGENEKON’DAN TUTUKLANAN SUBAYLARA DESTEK Ergenekon kapsamında tutuklanan TSK personelinin masum olduğu, irticayla etkin şekilde mücadele ettikleri için üzerlerine iftira atıldığı şeklinde haberler yaptırılacaktır. Nurettin Veren gibi isimlerin TV programlarında FG grubu hakkında istediğimiz temalar doğrultusunda açıklamalar yapmaları sağlanacaktır. Kurdoğlu cemaati vb. diğer cemaatlere mensup TSK personelinin TSK ile ilişkileri kesilirken FG grubuna mensup oldukları için atıldıkları şeklinde haberler yaptırılarak, kamuoyunda FG grubunun büyük yara aldığının düşünülmesi sağlanacaktır. Geniş yankı bulan ses kayıtları, bilgi kirliliği yaratmak üzere irticacılar tarafından yayınlanmış gibi gösterilecek. TARAF - ZAMAN |
Taraf’tan şok belge: AKP ve Gülen’i bitirme planı
Genelkurmay’da ’irticayla mücadele’ adı altında hazırlanan eylem planı Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Taraf Gazetesi dün, millete ve hükümete kurulan vahim tuzağın belgesini yayınladı. Genelkurmay Harekât Başkanlığı için hazırlanan eylem planı Nisan 2009 tarihini ve Kurmay Albay Dursun Çiçek’in imzasını taşıyor. Plan, hükümet ve Fethullah Gülen hareketi aleyhine askerî suç icat ederek, askerî mahkemede dava açmayı hedefliyor. Gerekçe olarak da irticayla mücadele gösteriliyor. AK Parti’nin ve Gülen’in ’dinî esasları temel alan bir rejim’ hedeflediği iddia edilirken, hiçbir dayanağı bulunmayan bu suçlamalar için belirlenen eylem planları ayrıntılarıyla anlatılıyor. Ergenekon soruşturmasından duyulan rahatsızlık açık bir şekilde dile getirilirken, soruşturma kapsamında gözaltına alınan, tutuklanan muvazzaf ve emekli askerler savunuluyor. Kamuoyuna bu isimlerin masum olduğunun empoze edilmesi için haber yaptırılması isteniyor. Ergenekon’da tutuklanan emekli üsteğmen ve avukat Serdar Öztürk’ün bürosunda ele geçirilen 4 sayfalık belgedeki cümleler vahim tuzağın boyutlarını da gözler önüne seriyor. İşte planda dikkat çeken bazı maddeler: "Ergenekon tutuklusu TSK personelinin masum olduğu, irticayla mücadele ettikleri için iftiraya uğradıkları şeklinde haberler yaptırılacak. Askerî suç kapsamında yapılacak ’ışık evler’ baskınlarında, silahlı terör örgütü oluşturma doğrultusunda; silah ve mühimmat bulunması sağlanacak. Alevî düşmanlığını körükleyecek bilgi ve belgeler evlere bırakılacak. AKP mensubu kilit haberleşmecilere, çelişkili açıklamalar yaptırılarak ciddi bölünmeler yaşanıyormuş algısı sağlanacak." Ergenekon soruşturmasının tutuklu sanıklarından emekli Albay Levent Göktaş’ın avukatı yine emekli bir asker olan Serdar Öztürk, 7 Haziran 2009’da tutuklandı. Öztürk’ün bürosunda yapılan aramalarda bulunan belgelerden biri de Genelkurmay tarafından nisan ayında, yani yaklaşık 1,5 ay önce hazırlandığı belirlenen 4 sayfalık yeni ’İrticayla Mücadele Eylem Planı’ydı. Taraf’ın dün yayınladığı belge, Genelkurmay adına yapılan planlamaların yürütüldüğü birim olarak bilinen Genelkurmay Harekat Başkanlığı 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü’nde yazılmıştı. Hazırlayan isim ise Deniz Piyade Kurmay Kıdemli Albay Dursun Çiçek olarak görülüyor. Dursun Çiçek, daha önce yine Taraf’ın yayınladığı ’Koç da andıçlandı’ başlıklı haberle gündeme gelmişti. Çiçek tarafından hazırlanan andıç belgesinde bütün sivil toplum örgütleri fişlenmişti. Serdar Öztürk’ün bürosunda bulunan ve tutanaklara geçirilen belgenin Ergenekon kapsamında hazırlıkları süren 3. iddianamede de yer alması bekleniyor. Planın ’AK Parti hükümeti’ ve ’Gülen cemaatine’ yönelik hazırlandığı anlaşılıyor. Hükümet ’şeriatı getirmek istemekle’ suçlanıyor. Belgeye göre, AK Parti’nın ’dinî esasları temel alan bir rejim getirmek için’ çabaladığına dair somut bir gelişme yok. Ancak ordunun içinden birileri hükümetin niyetinin bu olduğunu düşünerek harekete geçiyor ve tıpkı 28 Şubat’taki gibi bir andıç hazırlıyor. Belgede, kamuoyuna Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan askerlerin ’masum’ olduğunun empoze edilmesi gerektiği anlatılıyor. Buna göre, ordu mensupları irticayla mücadele ettikleri için tutuklanıyor. Ergenekon soruşturmasından duyulan rahatsızlık açık bir şekilde dile getiriliyor. ’Ergenekon davasının gündemi değiştiriliyor havası oluşmadan’ eylemler yapılması isteniyor. DOST UNSURLAR: MEDYA Planda ’Dost Unsurlar’a da yer veriliyor. Medya bu noktada önemli bir işlevi yerine getiriyor. - Basın ve yayın organları kanalıyla irticaî grupların iç yüzünü gösteren propaganda çalışmaları planlı bir şekilde yürütülmekte. - TSK personeli ve ailelerine yönelik bilgilendirme faaliyetleri icra edilmekte. TSK içerisine sızdırıldığı değerlendirilen personel ve aileleri ile bunların irtibatta olabilecekleri kişiler takip ve kontrol altına alınmakta. ’VAZİFE’ ÇIKARDIK, İCRA’YA GEÇELİM İrticai tehlikelerin anlatıldığı ve alınması gereken önlemlerin sıralandığı planda, bunlardan ’vazife’ çıkarılması gerektiği belirtiliyor. Planda bu görev şöyle tanımlanıyor: "İrticaî oluşumların iç yüzünü göstererek bu konudaki tereddütlere son vermek ve söz konusu örgütlere olan kamuoyu desteğini ortadan kaldırmak. Ergenekon kapsamında yapılan yıpratıcı kampanyaların etkisini azaltmak, TSK’ya yönelik olarak yapılan olumsuz propagandalara son vermektir." Ardından planın ’icra’ bölümü geliyor ve şu ifadeler kullanılıyor: "Laik ve demokratik düzeni yıkarak, şeriata dayalı bir İslam devleti kurma hayalinde bulunan AK Parti hükümeti ve ona destek veren çeşitli gruplar ile Fethullah Gülen grubu başta olmak üzere radikal dinî oluşumlar hakkındaki gerçekleri gün yüzüne çıkarmak, kamuoyunun desteğini kırmak ve faaliyetlerine son vermek üzere bilgi destek faaliyetleri icra edilecektir." GÜLEN, PKK İLE İRTİBATLI GÖSTERİLECEK Yeni andıçta ikinci hedef olarak ’Fethullah Gülen’ belirlenmiş. Gülen ve sevenleriyle ilgili geliştirilen stratejiler ’bu kadar da olmaz’ dedirten cinsten. Hükümet ve Gülen’e karşı hazırlanan yeni andıç müthiş komploları içeriyor. Kurmay Albay’ın hazırladığı planda şöyle deniliyor: - PKK terör örgütünün Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile Irak’ın kuzeyinde bulunan FG’cilere ait okul, dershane ve yurtlara eylem yapmıyor olmasının iki örgüt arasında bağ olduğu ve anlaştıklarının açık bir göstergesi olduğu yönünde haberler yaptırılacaktır. İSTANBUL ZAMAN Skandal belgeye TSK’dan soruşturma FTürkiye’yi derinden sarsan belge, Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak’ın da gündemindeydi. Metin Gürak, Genelkurmay Başkanlığı Karargahı’ndaki haftalık basın bilgilendirme toplantısında, gazetecilerin konuyla ilgili sorularını cevapladı. Gürak, "Bugün bir gazetede Genelkurmay Başkanlığı Harekat Daire Başkanlığı’nın hazırladığı iddia edilen bir planla ilgili olarak haber ve yorumlara yer verildiği görülmüştür. Konunun tüm yönleriyle incelenmesi maksadıyla Genelkurmay Başkanlığı Askerî Savcılığı’na derhal bir soruşturma emri verilmiştir." ifadelerini kullandı. "Böyle bir belgenin varlığı mı soruşturulacak, yoksa nasıl sızdığı konusu mu?" sorusu üzerine Gürak, "Size onunla ilgili açıklamamın o bölümünü tekrar okuyorum." diyerek, ’konunun tüm yönleriyle incelenmesi maksadıyla’ soruşturma emri verildiğini söylemekle yetindi. Metin Gürak’a Poyrazköy’de bulunan ve bir bölümü TSK’ya ait olduğu ortaya çıkan silahlar da soruldu. Gürak, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ tarafından 29 Nisan’da yapılan İletişim Toplantısı’nda silah ve mühimmatın ne anlama geldiği ve bulunan silah ve mühimmatın durumu hakkında detaylı olarak bilgi verildiğini söyledi. Buna rağmen bazı basın yayın organlarında sanki bu açıklama hiç yapılmamış gibi haber ve yorumlara rastlandığını anlattı. İlker Başbuğ, söz konusu cephane ve silahların TSK envanterinde olmadığını söylemişti. MKE ise geçtiğimiz hafta hazırladığı raporda silahların bir bölümü ile mühimmatın TSK’ya ait olduğunu ortaya koymuştu. ’Işık evler’de silah bulunması sağlanacak Eylem planında öyle bir madde var ki, okuyanların tüylerini ürpertiyor. Zira, planda, ’ışık evler’ olarak isimlendirilen evlere yapılacak baskınlarda ’silah bulunmasının sağlanması’ isteniyor. Plana göre daha sonra askerî savcılık tarafından dava açılacak. Fethullah Gülen’in ismi soruşturmaya bir şekilde dahil edilerek askerî mahkemede yargılanmasının önü açılacak. Yeni stratejinin satır başları şöyle: ’Fethullah Gülen (FG)’ciler gemi azıya aldılar, doğrudan TSK’ya saldırıyorlar’ teması işlenecek. Bu kapsamda muhafazakâr vatandaşları bile ’Pes doğrusu biz de elhamdülillah Müslüman’ız, ama FG’ciler resmen TSK’ya saldırmak için provokasyon yapıyorlar’ dedirtecek çalışmalar yapılacaktır. Askerî suç kapsamında yapılacak ’ışık evler’i baskınlarında, silahlı terör örgütü oluşturmak doğrultusunda; silah, mühimmat, plan vb. materyal bulunması sağlanarak, FG grubu ’Silahlı Terör Örgütü’ ’Fethullahçı Silahlı Terör Örgütü’, (FSTÖ) kapsamına aldırılacak ve soruşturmalar askerî yargı kapsamında yürütülecektir. Sakıncalı/şüpheli kategorisindeki irticacı subay ve astsubayların irticaî propaganda yaptıklarına dair ihbar çalışmaları yapılacak, müteakiben bu kişilerin ahlakî yönden olumsuzlukları ile ilgili haberler yaptırılacaktır. KORKUTUCU PROPAGANDA GELİŞTİRİLECEK İrticacı TSK personeline yapılan operasyon kapsamında tespit edilememiş diğer irticaî TSK personeline yönelik korkutucu propaganda geliştirilerek, bu kişilerin hata yaparak tespit edilmeleri veya kendiliğinden çözülmeleri sağlanacaktır. Ilımlı İslam konusu özellikle vurgulanacak, FG’cilerin ABD güdümünde hareket ettikleri ve İslam’ın orijinalini bozmak istedikleri hususu yoğun olarak dile getirilecektir. Eylemler Ergenekon davasının gündemi değiştiriliyor havası oluşmadan planlanacak, dinci medyanın bu konuyu işlemesine imkân tanınmayacaktır. Aleviler provoke edilecek Eylem planında Alevi vatandaşların provoke edilmesi için de planlar yapıldığı anlaşılıyor. |
Artik Türk Silahli Kuvvetlerinin harekete gecme zamani geldi!
O belgeler Bülent Arinc denen sahsiyetsiz ve karizmasi mahallenin manavindan öteye gitmeyen bir kisinin "sira büyüklerde" demesinden on gün sonra ortaya cikmasi ne tessadüf degil mi?
Koskoca Türk ordusu darbe planini üc kisinin huzurunda yazilli bir sekilde not mu tutar? Kimlermis bakalim bu üc kisi? Birisi Taraf gazetesi yayin yönetmenligi, digeri belgelerin offisinde bulunduran bir avukat ve ücünsü de o mechul asker mi? Buna kargalar güler be. Bir de darbe planina ad vermisler. AKP'yi ve Fetto$ Gülen'i bitirme planiymis adi da. Böylelikle Misir'da sagir Sultan'nin bile bildidigi bir gercegi Göttö$, pardon Fetto$ Gülen'nin ve AKP'nin Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün kurdugu Cumhuriyeti icten oyma niyetlerini kamuflaj etmek ve bu gercekleri sanki bir komploymus gibi göstermek. Buna bilgi kirliligi derler. Iki dogrunun yanina bir yanlis katarak insanlarin zihinlerinde "acebalar" olusturmak. Türk Milleti'nin bagrindan kopan Türk Silahli Kuvvetleri'ni yipratarak $er(iat) emellerine ulasmaya calisiyorlar. Demokratlikla hic alakasi olmayan kisiler demokrat görünmeye calisiyorlar. Bizim entel, libo$, bo$ kafa bombo$ yüksek ideallerin solculari bile bunlarin oyunalarina kanmis gibi gözüküyorlar. Darbeye hayir ya, cagdaslik, ilericik ve kisisel haklarin sözüm ona beceriksiz destekleyicileri sunu iyi bilin cagdas Atatürk cizgizinde varligini sürdürmeye calisan Cumhuriyet'imizin alternatifi Afghanista'da uygulanan Hanefi mezhepinin seriat kurallaridir. Bunlara alet olmayin. Bunlar basörtü hakkimiz derler, sanki özel hayatlarinda birileri karisiyormus gibi hava yaratilar. Isin asil ilginc olan yani basörtü hakkinin bulundudugu ülkelerde kadinlarin baska hakklarin bulunmamasi degil. Inanin o "hakklarini" eger basarili bir sekilde aldiktan sonra dananin kuyrugu kopar. Cünkü ondan sonra sarikli ve cariklilarda bu hakklarini isteyip meclise girmeye calisacaklar. Bunlara gerekirse "DUR" gerekirse "VUR" diye karsi koyabilecek tek güc ve kurum ancak ve ancak Cumhuriyet'in bekciligiyle bizzat Atatürk tarafindan görevlendirilen Türk Ordusudur. Orduya düsman olmalari bundandir. Cumhuriyeti korumak hatta anayasal görevidir Türk ordusunun ve dolayisiyla hic bir suc te$kil etmez. Sayin komutanim bunlardan fazla cekinmek hic kimsenin cikarina degil. Bunlar asker darbe yapacak, asker simdi degil birazdan darbe yapacak, yok yarin darbe yapacak diye yaygara kopariyorlar ama inceden inceye hinsiceFetto$ Gülen’nin karsi darbesi gerceklestiriliyor. Sayin komutanim, kabulenmedigi Cumhuriyet’in basbakani olan sayin olmayan zatin sözlerini hatirlamanizi isterim: "minareler süngümüz kubbeler miğferimiz camiler kışlamız müminler askerimiz " Bu sözler hicte düzenle barisik bir basbakanin ruh halini yansitmiyor degil mi? Artik bu sözleri aciktan aciga bagiramazlar ama inceden inceye uyguluyorlar. Bu is artik kabak tadi verdi. Ya biz ya onlar, ne gerekiyorsa yapilsin artik. Herkes bildiginden geri durmasin. Eger darbe gerekiyorsa darbe yapilsin. Ama emanete ihanet edilmesin.. |
Selbst die schlechteste Demokratie ist besser als die beste Militär-Junta!!! :)
Mit Ergenekon ist ein kalter Krieg zwischen den "alten" Machthabern und "neuen" Machthabern ausgebrochen. Wenn diese angebliche Dokument von Taraf eine Fälschung ist, dann ist das ein Indiz dafür, dass die islamische Bewegung unter Fethullah Gülen so stark in den Staat infiltriert sind, dass sie sogar die Militärspitze in Bedrängnis bringen können. Der ermordete Necip Hablemitoglu beschrieb die Macht der Fethullah-Organisation in seinem Buch(2002) "Köstebek" so: Zitat:
|
Ich bin für eine wehrhafte Demokratie und dazu gehört das türkische Millitär
Zitat:
Diese lästisge Gerede von alten und neuen Machthabern gibt nicht wieder worum es insgesamt in der Sache geht. Die neuen Machthaber sind die im Grunde die älteren. Sie träumen davon das osmanische Reich wieder zu errichten. Und wer sagt denn dass es eine schlechte Demokratie bleiben wird. Mit Kohlesäcken und Nahrungspaketen wurden die Stimmen regelrecht eingekauft. Also wenn dass das Demokratieverständniss ist, dass erhalten bleiben soll. Dann sollen erst Recht die Soldaten aus den Kasernen richtig Cankaya Bakanliklar aufrücken :D Davon kann keine Rede sein, wenn sie tatsächlich an die Macht kämen. Wenn Du einen Vorgeschmack auf ihre Weltordnung haben möchtest, dann reicht es einen Blick nach Afgahnistan zu werfen. So wollen die gerne sein, die neuen.. Meine Loyalität und Treue gilt der laizistischen, modernen und weltoffenen Türkischen Republik und ihrem ewigen Beschützer. Die Türkische Armee! Mit diesen ganzen Demokratiegeplaudere spielen sehr viele Menschen, die ihnen als erstes zum Opfer fallen würden geradewegs in die Hände. Dem Fettos Gülen werden sie ihm auch schon seine Grenzen aufzeigen. |
@adorno
malesef yanilmiyorsun. Bunlar eger bir basa gelirse eger, o zaman basa neler gelir hic birimiz simdiden bilemeyiz. Ondan bunlarin demokrasi cigirtkanligini bir kenara birakmak lazim. Darbe en son asamadir. Bazi yerlerden duyulanlar ve söylenenlere göre Ordunun bunlari al asagi etmek icin üc saatten fazlasina ihtiyaci yoktur. Bunlar farkinda olmayabilirler, ama ordu susmayi yegliyor. Konusan ordudan korkmasinlar susan ordudan korksunlar. Ancak o asamaya gelesiye kadar bir cok yol var daha. Darbe olmasini bende istemiyorum. Ama karsi taraf fazla simarirsa eger, secimlerde hileye bas vurarak basta kalmaya calirsirlarsa, ve bunu Istanbul'da yaptilar. Ve Fettos'un cocuklariyla dolu polise güvenipte sirtim saglam diye duvara yaslanirsa. Polis teskilatini bile yerle bir eder asker. Genel merkezi iki filo ucusuyla toz dumana cevir. Ihtilal namlusunundan top atesleri cikar. Veee bu anayasaya aykiri degil. Cumhuriyeti korumak icin ordunun gerekirse anayasal hakki. Kimse bunu istemez ama bazen hayatta istemedigimiz kararlari da almak zorundayiz. |
Es wird in der Türkei nicht fair gekämpft, aber die Hoffnungen jedesmal in einen weiteren Militärputsch zu investieren, ist fatal und tödlich für die Zukunft dieses Landes. Die bisherigen Militärputsche haben nur Unheil und großen Schaden angerichtet. Eine weitere Intervention des Militärs würde nur der AKP und den islamistischen Fanatikern nützen.
In der Türkei fehlen die wirtschaftlichen, gesetzlichen, sozialen und gesellschaftlichen Voraussetzungen für eine halbwegsnormale Demokratie bzw. für eine Volksherrschaft. Zudem ist das desensibilisierte Volk meist nicht in der Lage gesunde, demokratische Reflexe zu zeigen. Dennoch gibt es eine Hoffnung, dass meiner Meinung nach in der wirklichen Demokratisierung liegt und gegen die Schein-Demokratisierung der AKP eine wirkliche Alternative bilden kann. Die AKP-Propaganda von Demokratie und Freiheit muss durch bessere Konzepte und Angebote überboten werden. Nur so könnte man die AKP politisch in Bedrängnis bringen. Versucht man die AKP jedoch militärisch zu stürzen, wird die AKP mächtiger werden als zuvor und ..... Wenn man der AKP nicht die Gelegenheit gibt weiter in eine Opferrolle schlüpfen, wird sie weiter schrumpfen und von der politischen Bühne irgendwann ganz verschwinden wie alle großen Parteien der Türkei auch, denn mit halbherzigen Demokratie-Bemühungen wird keine Partei langfristig an der Macht bleiben können. |
Insanlik, kendine demokrasi Savascisi ve özgürlük tasiyicilari diyenlerden cok iyi ögrenmedi mi!!! öldürelen milyonlarca insanin kaninda.. dökülen göz yasinda, emperyalisme karsi baskaldiran mazlum halklarda, cocuk, kadin, sivil ve asker ayirmayarak sadece ölüm kusan savaslarda ögrenmedik mi..
özgürlük ve demokrasi !! Secimle basa gelen diktatörler ve niceleri de hep bu anlamli degerleri kilif olarak kullanmadi mi.. bence artik junta falan darbe yapmaz, olsa olsa secimle basa gelirler, tipki 2. dünya savasi öncesinde almanyadaki gibi.. biz gözümüzü acip kapayincaya kadar anayasayida degistirir, icini de texsas turisti Fattos ablanin kehanetleriyle doldururlar.. Fattosun kizlari tam yerinden, özgürlügün kalbinden, altin tepsilerde getirirler Yeni rejimi.. Böyle bir durumda ne güneyi kalir ne batisi ne de dogusu oaralarin.. Yeni rejimde Saidin siirlerini ezberlemeyi sart kosarlar hepimize ve o zaman görürüz Özgürlügü, demokrasiyi belkide.. kimbilir.. umarim bunlar sadece bir yanilgi olarak kalir... Ben farkli anlasilmak istemiyorum. demek istedigim sudur ki; "...en kötü demokrasi darbeden daha iyidir..." mantiginin yanlisligi. Demokrasi ya vardir ya yoktur.. demokrasi ya uygulanir ya da sadece göstermelik bir malzeme olarak kullanilir.. demokrasi maalesef Gri rengi olmayan kavramlardan.. ve cok net olur. "Darbe" ki bunu istemek, cözüm gibi görmek artik bir toplumun yok olmuslukta bilincte ne hallere düstügünün belirtisi.. maalesef darbeler demokrasi getirmeyi, kötü gidisati düzelmeyi amaclamazlar.. darbe halkin kendine yapilir, bu bir toplumun zavalli ve ne kadar caresiz oldugunu gösterir bizlere. kötü hali düzeltmek bir yana dursun, dahada derin ve icinden cikilamayan sorunlardan baska bir ise yaramaz.. iyi sonuclanmis tek bir darbe bile yoktur dünya üzerinde örnegi olan. "Halka karsi, halk icin darbe" sacmalik ve ahlaksizlik disinda hangi manayi barindirabilir kendinde? |
Galiba durumun vahiyetini kavramadiniz
Karsi taraf teokrat bir anlayisla emellerine ulasmaya calisiyor. Demkorasiyi amac olarak degil hedeflerine arac olarak görüyorlar. Onlarin niyetleri her kesime özgürlük degil. Onlarin niyetleri afghanistan misali ulemalarin, seyhlerin, sihlarin, seyülislamlarin yönettigi bir devlet sistemi yaratmak. Onlarin düzeninde karsi görüslere saygi yoktur. Siz burda darbe yanlistir edebiyati güde durun, ama onlarda darbe yanlisi kendi darbelerin pesinde. Zurnanin zirt ettigi delik bu. Basarili bir darbe varmiymis diye sordun Adono, eger radikal meczup islamcilari al asagi ederse bu darbe basarilidir. Aslinda Anayasa Mahkemesi var, partileri deneten organlar olmali. Bu AKP denen parti, din ile siyaset yapiyor. Bu yasaktir Türkiye'de ama dinleyen kim. Bu görüsten bu Talibanlar coktan hükümetten düsürülmesi gerekir. Böyle seyler Türk siyasetinin tikanikligini da gösteriyor. Deniz Baykal denen siyaset fosili 5 secimden ber hala partinin basinda. Bende söyle soruyum o zaman. Baska ülkelerde yasayan dünya halklarinin bir beceriksiz muhalefet parti liderinin 5 secimden beri basarisizligina hos görüyle yaklasmasi görülmüsmüdür. Bu adamin tek kazandigi secimler "parti kongrelerindeki hile secimler olmali" Neyse bu ayri bir konu.
Uzun lafin kisasi karsi tarafta darbe pesinde, eger darbeyi ordu yapmazsa onlar yapacaklar. Iste o zaman ortalik karisir. Belki de Amerikan'nin istedigi budur. Bu da ayri bir konu. Ama suda bir gercek ki, meczuplarin Türkiye üzerinde hic bir hakklari yoktur. Onlarin kafa yapisiyla Viyenalardan Kars'a kadar geri cekilecektik eger Atatürk gibi bir vizyoner olmasaydi. Bende darbe yanlisi degilim, bende dillerdim ki toplum biraz gözünü acipta nelerin oldugunu bittigini görsün ve ona göre davransin. Ama bizim demokrasi kültürümüz henüz gelismemiz. 1950'lerden beri karsi devrimcilerin saldirilariya karsi karsiyayiz. Ta o zamandan beri demokrasi fidanimiz kurutuldu ve baltalandi. Futbol takimi tutar gibi parti tutuyorlar Türkiye'de. Üc kilo kömüre ve iko kilo makarnaya oylarini satiyorlar. Bu da madalyanin diger tarafi. Darbe son cözümdür, ama gerekirse yapilir. Ama eger darbe yapilirsa, bu sefer hemen bastan cekilmesinler. En azinden 30 sene basta kalip yeni cagdas nesiller yetisesiye kadar basta dursunlar. Böylesi AKP iktarlarindan daha iyi gelir bu aptal millete :D |
darbe yanlisi degilmissin.
Zitat:
Tabiki elestiriyi yazan kisinin egitim durumu, yasadigi sosyal cevre, entellektüelligi elbette önemlidir. Fakat bunlarin hepsi bir yana! en azindan elestiri yapan kisi uslup tasimalidir düsüncesindeyim. mahalle kabadayilari gibi olursak, Fattonun borusundan ne farkimiz kalir ? saygilarimla |
Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 18:46 Uhr. |