Vaybee! Forum

Vaybee! Forum (http://localhost/forum/index.php)
-   Liebe, Flirt & Partnerschaft (http://localhost/forum/forumdisplay.php?f=393)
-   -   Eşler Arası Uyumsuzluk (http://localhost/forum/showthread.php?t=5111)

08.03.2009 17:36

Eşler Arası Uyumsuzluk
 
Eşlerin Kişilik Yapılarının Uyumsuzluğu-Uyumsuz Kişilikler




Her insanın kişiliği tek ve benzersizdir. Kimse kimseyle "aynı" olamaz. aynı yumurta ikizlerinin kişilik yapılarında bile, pek çok farklılık vardır.
Farklı ailelerden, farklı eğitimlerden, farklı yaşamlardan gelen iki kişiyi, aralarında "aşk" olsa bile, aynı eve yerleştirip, "hadi bakalım, mutlu mutlu yaşayın" diyemeyiz. Bu bir ütopyadan öteye gidemez.
Eşlerin, hayata bakışları, beklentileri, zevkleri, korkuları, kaygıları, hobileri, yeme ve uyku alışkanlıkları farklı farklıdır. Evliliğin ilk beş yılında, eşler birbirlerine ancak uyumlanırlar. Bu uyum hem evliliğin kendisine, hem birbirlerinedir. Gerek duygusal, gerek yaşamsal gerekse cinsel açıdan birbirlerine uyumlanan eşlerin arasında elbetteki tartışmalar, düşünce ayrılıkları olması doğaldır.
Ancak, yıllar geçtiği halde, birbirlerinin kişiliklerine uyumlanamamış, dolayısıyla da kabullenememiş eşler vardır. Bu evlilikler on yıl, onbeş yıl yada daha uzun sürer. Eşler hayatı birbirlerine zindan ederler.
Çok farklı kişilik yapıları birbirleriyle uzlaşmada zorlandıkları gibi, bir de araya kişilik çatışmasını koyduklarında, durum hiç de iç açıcı olmaz.
Bu eşlerin, evlilik terapileri de zordur. kendileri zorlandıkları gibi, terapisti de zorlarlar. Çoğu kez sonuç, olumsuzdur.






Olumsuz Evlilik Modelleri


Olumsuz evlilik modellerinde en sık rastlanan modeller; kişilik çatışmalarının, iletişim sorunlarının, cinsel soğukluğun, karı-koca değil de ebeveyn ve öğretmen modellerinin olduğu evliliklerdir.Eşler birbirlerine ulaşamaz, iletmek istedikleri mesajı iletemez, aşırı kavga, aşağılama, suçlama davranışları karşılıklı olarak sık sık başgösterir. Şiddetin varolduğu evlilikler ise, hiç bir şekilde onaylanmayan evliliklerdir.






Eşler Arası Kişilik Çatışmaları

Kadın ve erkeğin zıt kişiliklerde olduğu evliliklerde sık yaşanır. Aynı zamanda, eşlerden her ikisinin de dominant-baskın karekterde olduğu evliliklerde kişilik çatışması kaçınılmazdır. Bu evliliklerde, eşler adeta birbirleriyle yarışırlar. Ekip değil de, rakip gibidirler. Takım ruhu oluşmamıştır. Evliliği bir kale gibi düşünürsek, aynı kaleyi koruması gereken eşler, rakip takımların kalecisi gibi, birbirlerinin alanlarına sürekli gol atar ve bununla övünürler.
Kişilik çatışmasının var olduğu evliliklerde, eşler birbirlerini onaylamaz hatta sürekli eleştirirler. Mutlaka "evlilik terapisine "ihtiyaç duyan evliliklerdir.


Eşler Arası İletişim Bozukluğu

İletişim; karşılıklı konuşma ve birbirini dinleme sanatıdır. Aralarında iletişim sorunu olan eşlerin konuşmaları sorun çözmeye değil, kavgaya dönüşür. Birbirlerini dinlemeyi de asla beceremezler. Bu eşler aynı anda, eş zamanlı konuşur ve tartışırlar. Sonuç; birbirine küsme ve dolayısıyla çözülmemiş sorunların zaman içerisinde çığ gibi büyümesidir.
iletişim sorunu yaşayan eşler, en ufak bir sorunu bile çözemezler. Anında birbirlerine girerler, aynı dili konuşamaz ve birbirlerini anlayamazlar. Ve sürekli olarak, karşı tarafın kendilerini anlamadığından yakınırlar. Bu aslında, karşılıklı bir anlaşmazlıktır. Eşler iletişim sorunlarını çözmedikleri sürece, mutsuz yaşamlarına devam ederler. Uzman yardımıyla, hem evlilik hem de bireysel psikoterapilerle, iletişim sorunu çözülmektedir.



Eşler Arası Sevgiyi İfadede Zorluk

Bazı insanlar, sevgilerini ifade etmekte zorluk çekerler. Bu kişilerin rol modellerine(Aile-anne-baba) baktığımızda, sevgisini ifade etmeyen, çocuklarına ya çok az ya da hiç sevgi sözcükleri kullanmayan, sarılmayan, onaylamayan anne babaları görüyoruz. Bunun yanısıra duygu-durum bozukluğu olan insanlar da sevgilerini gösteremezler. Eşlerden birinde ya da her ikisinde birden, sevgiyi ifadede zorluk varsa, evlilikte de sorun var demektir. Çünkü her insan, sevildiğini duymak, hissetmek ve sevgiyle dokunulmak ister.
Zaman içerisinde, eşi tarafından sevilmediğini düşünen eş, bunu dile getirmeye başlar. davranışlarına da bu sıkıntı yansır. Surat asar, eşine soğuk davranır, sürekli talep eder haldedir, şikayetleri bitmek bilmez, soğur, cinsel soğukluk başlar ve en sonunda eşler birbirlerine patlarlar.
Eşler arası sevgiyi ifadede zorlukta,evlilik terapisi içinde, davranış ve duygu terapileriyle olumlu sonuçlar alınmaktadır.



Eşler Arası Aşırı Kıskançlık

Birbirini seven insanlar, kıskançlık duygusunu yaşarlar. Kıskançlık içgüdüseldir yani doğuştan getirdiğimiz bir duygumuzdur. İnsanın kardeş kıskançlığıyla başlayan yaşam serüveni, arkadaşı kıskanma ve sevgiliyi, eşi kıskanmayla devam eder.
Ancak bazen eşlerin kıskançlık duyguları o kadar yoğundur ki, karşı tarafı baskılar niteliktedir. "Neredesin? Kimlesin? Napıyorsun?gibi saf soruların içerikleri şüphe dolu olmaya başlar. Aslında kıskanılan eşten daha çok kıskanan eş mağdur durumdadır ve acı çekiyordur. Kimi evliliklerde bu patolojik durum karşılıklıda olabilir.
Masum ve evliliğe renk katan kıskançlıkların dışında,evliliğe ve eşlere işkence gibi gelen hastalıklı kıskançlıklar mutlaka psikoterapi ile çözülmelidir. patolojik duyguları olan eş, bireysel seanslarına da katılarak, bu patolojisinin altında yatan gerçeklerle yüzleşerek, daha sağlıklı bir ruh durumuna kavuşur.






Aldatma-Aldatılma

Günümüz evliliklerinde, ciddi boyutlarda yaşanan aldatma, evlilikleri ve evliliğe olan inancı hırpalayan bir davranış olarak karşımıza çıkmakta.
Aldatıldığını öğrenen eş, büyük travmalar yaşarken, aldatan taraf da yoğun suçluluk duyguları yaşar.
Aslına bakarsanız, aldatma bir sonuçtur. Evliliğin yolunda gitmediğinin göstergesidir. Araba kaza yapmış ve duvara toslamıştır. Sorulması gereken soru; ne olmuştur da, araba kaza yapmıştır?
Aldatma-aldatılma vakalarında, eşler birbirlerine değil de kendilerine ayna tutmalılardır. Belki gerçekten duygular bitmiştir, o zaman yapacak birşey yoktur zaten, ayrılığı kabullenmekten başka. Belki bu ihanet, diğer eşe bir cezadır. belki ihmaller vardır. Belki de aldatan eşin kişilik bozukluğu ya da akıl hastalığı vardır.
Bazı aldatma vakaları, evliliğin kendisinden olabileceği gibi, bazıları da aldatan kişinin, kişilik bozukluğundan olabilir.
Aldatma-aldatılma vakalarında, eşler ister evliliklerinin devamı kararı alsınlar, ister boşansınlar ama kesinlikle uzman yardımı almalıdırlar.


Eşlerde Kişilik Bozukluğu

Kişilik bozuklukları, kişinin hem doğuştan getirdiği genetik mirası, hem 0-7 yaş döneminde kişilik gelişimi hem de yaşadığı travmalarla ilişkilidir. Anne baba tutumları da, çocuğun kişilik gelişiminde son derece etkin rol oynar.
Çok çeşitli ve çok sayıda olan kişilik bozukluklarının belli başlı ortak özellikleri şunlardır; Kişi yaşına göre kişisel gelişimini tamamlayamamıştır,çocuksudur, iç dünyasında sık sık iniş çıkışlar yaşar, sorumluluk duygusu gelişmemiştir, sorumluluklar ve sorunlar karşısında aşırı zorlanır ve normal olmayan tepkiler gösterir.
Kişilik bozukluğu olan insanlar, ya sorunları yadsırlar ya da sorunlar içinde boğulurlar.
Evlilikte kişilik bozukluğu olan eş, evliliğin sorumluluğunu almayarak kendini gösterir.
Kişilik bozukluklarında, psikoterapi ve medikal yöntemlerle, tedavi yoluna gidilir. Kişilik bozukluğu olan kişilerin yaşamları boyunca, kontrol amaçlı terapilerine devam etmeleri gerekir.





Alinti

08.03.2009 19:20

Ilk önce Dünya kadinlar gününü kutlarim :). Dileklerim o dur ki kadinlar hele bizim Türk kadinlarimiz, toplumda ve gönüllerde hak ettigi yeri almalaridir.

Enine boyuna bir cevap yazmistim ama iletisimde kayip olup gitti. Ne care :) Aksama yazdiklarimin özetini buraya aktarmaya calisirim.

09.03.2009 20:36

Cogu iliskilerin cikmaza girmesinin sebebi eslerin davranislarinda ölcüyü kacirmasindan kaynaklaniyor. Iliskide "yakinilik-mezafe" prensibi dogru ayarlanmasi lazim. Bir iliski iki taraf icinde kisitlayaci bir hal almamasi icin belirli bir cercevenin icinde eslerin birbirlerine özgürlükler vermesi gereklidir.

Bir iliskiye öldürücü darbeyi vuran davranislardan birisi, bir tarafin diger tarafi degistirme cabasina girmesi. Elbette ki uyusmazliklari önlemek icin iki taraf da bir nevi kendi cizgilerinden kayarak digerininkine yaklasmazi lazim. Belirli bir noktaya kadar olmasi gerekini de böylesidir.Can alici durum ise kirk yillik "Yaniyi" "Hani" yapma gayretleridir.

Bir diger püf noktalardan birisi de seviyeli bir sekilde tartisma kültürüne sahip olmaktir. Örnegin bir anlazmazlik halinde kibar bir üslüp kullanildigi zaman bir uzlasma, bir anlasma daha kolay elde edebilinir. Ancak cogu zaman tartismalar amacini asiyor ve karsilikli suclamalara hatta hakaretlere kadar varabiliyor.
Bir anlik ökfeye kapilipta sonrada özürü olmayacak davranislardan kattiyen kacinilmasi gerekilir. Degistirilebilir davranislari söze getirilmesi gereklidir.
Iki taraf da annelerinin, babalarinin diger aile fertlerinin ya da arkadaslarinin doldurusuna gelipte dolmusa binmekten kacinmasi lazim.

Zaten en önemli ekten ise iletisimdir. Bosuna denilmemis, hayvanlar koklasarak insanlar konusarak anlasirlarmis. Zaten ufak tefek seyler birikerek büyük tartismalara, ya daha da ileri gidilerse ayrilmalara yol aciyor. Bardagi tasiran ünlü son damla misali. Böyle tatsiz seyleri önlemek icin iyi bir iletisim kurmark gerekten ziyade sarttir.

06.03.2013 15:08

Bu devirdeki insanlarda hepsi eksik sanirim, bosanma oraninin bu kadar yüksek olduguna göre.

06.03.2013 19:33

Genç bir hanım bana, Eşimle anlaşamıyorum. dedi. Al eşini karşına ve eşine,

Kocacığım, biz mesut olmak için evlendik. Fakat anlaşamıyoruz. Nasıl hareket etmemi istersin?
Seni nasıl memnun edebilirim, onları söyle de yapayım. Mutluluğumuz için ben bir adım atmış olayım. de, dedim.

Kadın hemen itiraz etti:

Ben onun kölesi miyim? O benim istediğimi yapsın!

Bu düşüncenden vazgeçebilir misin? dedim. Hayır! dedi.

Yaşlandıkça insanların huyları kemikleşir. Değişmez, yeni bir şekle girmez.

Ben böyleyim, diye inat eder. O inat, aileyi târumâr eder.
Küçük anlaşmazlıklar ve gereksiz inatlar büyük dertlere sebep olur.

İki şoför yarışa çıkıyor ve ikisi de kaza yapıyor. Yollar yarışmak için değil, gideceğimiz yere ulaşmak içindir.
Evlilik üstünlük gösterme meydanı değildir. Nasıl mutlu olunur? sorusuna cevap arama yeridir.


Hekimoglu ismail

06.03.2013 19:40

Rahat olmanın, huzurlu olmanın en iyi yöntemi, eşinin iyi taraflarını görmektir.

Bu şekilde denge sağlanır. Eşinin huyları yüzünden kendini heba eden, uçurumdan yuvarlanan insanlar tanıyorum.

Adamın huzuru yok ne yapsın! Şu kocaman dünyada bir yere sığamıyorlar.

Ben de sakin bir hayat istiyorum! diye teselli isteyen insanlar gelirdi bana. Sabret derdim.

Konfor yerinde. Gezmedikleri, görmedikleri yer kalmamış. Öyle bir noktaya gelmiş ki,
mutluluğu başkalarıyla kuracağı ilişkilerde arayacak amma, insanlardan korkmuş.

Kadın kocasının, koca da karısının her istediğini yerine getiremez. Asıl anlaşmazlık bundan çıkıyor.

Gözlemlediğim kadarıyla evlilikte yapılan en büyük hata anlayışsızlık.

Kadın da erkek de, eşinde İslâmiyetin esaslarını görmek ister. Evin reisi, İslâmiyet olmalıdır.



HEKİMOĞLU İSMAİL

06.03.2013 19:56

Hekimoglu ismail
 
Evdeki kuralları erkek mi koymalı?

Evdeki otoriteyi erkek sağlar diye bir şey yoktur. Otorite Allah'a aittir.

"Hakimiyet kocamındır." Allah ne oldu?

Bu düşünce çok tehlikelidir. Firavunlar "Ben sizin Tanrı'nızım" dememiştir. "Ben sizin Rabb'inizim" demiştir. Rab, mürebbi, terbiye aynı kökten gelir. Erkek dese ki "Benim istediğim gibi yaşayacaksın" firavunluk etmiş olur.

06.03.2013 20:05

Almanyada cogu erkek evlenince karisini türban takmayi mecbur tutuyor. O zaman onlarda bir nevi kendilerini Allah yerine koyuyorlar Firavun gibi.

06.03.2013 20:17

Zitat:

Zitat von OnMyOwn (Beitrag 2057096)
Almanyada cogu erkek evlenince karisini türban takmayi mecbur tutuyor. O zaman onlarda bir nevi kendilerini Allah yerine koyuyorlar Firavun gibi.

Evet dogru bunu inkar edemeyiz. firavunluk yapmis oluyorlar.

06.03.2013 21:28

Bastan gidip türbanli secmiyorlar, sonra basi acik kiza asik oluyorlar. Kocasi istiyor diye kapanip sonradan acilan kizlar taniyorum. Ayna da yillarca kendilerine yabanci kaliyorlar. Yazik günah, insanlar birbiriyle neden bu kadar ugrasir, neden birbirini oldugu gibi kabul etmez bir türlü anlamam.


Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 18:46 Uhr.