Vaybee! Forum

Vaybee! Forum (http://localhost/forum/index.php)
-   Aktuelles (http://localhost/forum/forumdisplay.php?f=390)
-   -   Osmanli ve Kahramanlarimiz (http://localhost/forum/showthread.php?t=14005)

YigitAdam 22.04.2017 08:34

Osmanli ve Kahramanlarimiz
 
Barbaros Hayreddin Paşa’nın karakteri



Ömrü denizlerde geçen Barbaros Hayreddin Paşa’nın karakteri de denizle özdeşleşmişti. Sulh zamanı, saf-berrak-dingin bir ruh haline sahip olan bu dünyanın gelmiş geçmiş en büyük denizcisi; savaş zamanı, kudretli-kükreyici ve patlayıcı bir ruha bürünürdü.

Hayreddin Paşa’nın Fransa zaferini anlatan eserinde Sandovil, Barbaros’u şöyle anlatır:

“İnce zekâlıydı, nükteyi ve lâtifeyi severdi. Kızdığı zaman ise, sesi ve sözleri birdenbire azamet peyda eder ve pervasızlaşırdı. Cesurdu, tedbirliydi. Harp başlamadan önce, uzağı görür, savaş başladıktan sonra ise çok sert olurdu.”

Barbaros’un karakteri içinde en dikkate değer taraf da; Yaradan’a ve kadere güçlü imanı ile kendisine kuvvet ve kudretle inanmış olması idi... Bu yüzden, Akdeniz’de bir ömür, pervasız dolaşmış, korku nedir bilmemiş, Akdeniz’e sahili olan bütün ülkeleri tir tir titretmişti.

Meşhur Fransız Amirali Jurie de Gravière“Dorya ve Barbaros” isimli eserinde “Preveze” deniz savaşını şöyle anlatır:

“Barbaros Hayreddin, tehlikelerini gizlemediği ‘Yarma Harekâtı’na kalkışmadan önce bir kere daha kaptanlarını topladı ve bu ihtiyar denizcilere şunları söyledi:

“- Her biriniz geminizi savaş hattına koyun. Size verilecek tek bir emrim var: Gözleriniz benim manevramı takip etsin. Kendi hareketinizi, benim hareketime göre ayarlayın.”

Fransız Amiral, Preveze’yi anlatan kitabında, şu satırların altını çiziyor:

“Kapdan Paşa, cesareti derecesinde dindardı. Oruç ve Hayreddin, güverteye asla abdestsiz basmazlardı. Namaz kılmadan hiçbir muharebeye girmezlerdi.

Yarma Harekâtı’na başlamadan, fırtına seviyesinde bir rüzgâr vardı. Barbaros Hayreddin, uzun kumaşlar üzerine yazılmış Kur’an Âyetleri’ni, kadırgasının bordalarını bağlattı. Garip bir tesadüf(!) eseri, rüzgâr birdenbire durdu.”

Barbaros, Kanunî Sultan Süleyman Han tarafından çağrılıp, Osmanlı’ya Kapdan-ı Deryâ yapılmadan önceki yıllarında da, Akdeniz’de dalgalandırdığı sancağında âyetler mevcuttu.

Mekânı cennet ola...

YigitAdam 12.05.2017 13:26

Amerika 29 yıl Osmanlı'ya vergi ödedi
 
AMERİKA EYALETİMİZE HARAÇ VERİYORDU
TÜRKÇE KALEME ALINMIŞ ANLAŞMA İMZALADILAR

Joseph Donaldson ile Cezayir Dayısı Hasan Paşa, 5 Eylül 1795’te Türkçe kaleme alınmış bir “Dostluk ve Barış Anlaşması” imzaladılar. Bu anlaşma, daha önce Fas ile yapılan ve Arapça olan 1786’daki anlaşmadan sonra, Amerikan tarihinin İngilizce olmayan ikinci metni idi.
AMERİKA HASAN PAŞA'YA 642 BİN DOLAR HARAÇ ÖDEDİ

Amerika, anlaşmaya göre Cezayir’de bulunan esirlerin bırakılması için Hasan Paşa’ya 642 bin 500 dolar “haraç” verecek ve her sene 12 bin Cezayir altını eden 21 bin 600 dolar tutarında vergiyi de muntazaman ödeyecekti. Kongre anlaşmayı 1796’nın 7 Mart’ında onaylamış ve Amerika Birleşik Devletleri, Osmanlı İmparatorluğu’nun resmen “vergi mükellefi” olmuştu.: Amerika Birleşik Devletleri’nin kuruluşundan 20 sene kadar sonra Türkiye’nin Kuzey Afrika’daki bir eyaletine yıllık vergi ve haraç vermesini, üstelik bu taahhüdünü yazılı bir anlaşmayla üstlenmesini...

Kuzey Afrika, 18. yüzyılın sonlarına kadar Türk hâkimiyeti altındaydı. O devirlerde “Garp Ocakları” denen Kuzey Afrika’daki topraklarımızda Tunus, Cezayir ve Trablusgarb eyaletleri teşkil edilmişti.

Osmanlı İmparatorluğu, Garp Ocakları’ndaki hâkimiyetini Anadolu’dan, özellikle de Ege tarafından sevkettiği askerler ve levendler sayesinde devam ettirirdi. Eyaletlerde “Bey” ve “Dayı” unvanını taşıyan, hükümdarın vekili olan idareciler vardı ve bütün güç Dayılar’ın elindeydi.

YigitAdam 12.05.2017 13:41

Zitat:

Zitat von YigitAdam (Beitrag 2121225)
AMERİKA EYALETİMİZE HARAÇ VERİYORDU
TÜRKÇE KALEME ALINMIŞ ANLAŞMA İMZALADILAR

Joseph Donaldson ile Cezayir Dayısı Hasan Paşa, 5 Eylül 1795’te Türkçe kaleme alınmış bir “Dostluk ve Barış Anlaşması” imzaladılar. Bu anlaşma, daha önce Fas ile yapılan ve Arapça olan 1786’daki anlaşmadan sonra, Amerikan tarihinin İngilizce olmayan ikinci metni idi.
AMERİKA HASAN PAŞA'YA 642 BİN DOLAR HARAÇ ÖDEDİ

Amerika, anlaşmaya göre Cezayir’de bulunan esirlerin bırakılması için Hasan Paşa’ya 642 bin 500 dolar “haraç” verecek ve her sene 12 bin Cezayir altını eden 21 bin 600 dolar tutarında vergiyi de muntazaman ödeyecekti. Kongre anlaşmayı 1796’nın 7 Mart’ında onaylamış ve Amerika Birleşik Devletleri, Osmanlı İmparatorluğu’nun resmen “vergi mükellefi” olmuştu.: Amerika Birleşik Devletleri’nin kuruluşundan 20 sene kadar sonra Türkiye’nin Kuzey Afrika’daki bir eyaletine yıllık vergi ve haraç vermesini, üstelik bu taahhüdünü yazılı bir anlaşmayla üstlenmesini...


ANLAŞMALAR TÜRKÇE YAZILDI

Hepsi Türkçe olan anlaşmalar besmele ile başlıyordu. Metnin hemen girişinde “Bu belge dünyanın hâkimi, denizlerin ve karaların hükümdarı, kralların efendisi, sultanlar sultanı, imparatorlar imparatoru, Sultan Mustafa Han’ın oğlu Sultan Selim Han’ın dikkatli bakışları altında imzalanmıştır. Allah, O’nun hükmünü daimî kılsın” şeklinde ifadeler vardı ve bu ifadeler, metni Türk tarafının yazdığını göstermekteydi. Amerika, Garp Ocakları’na ödemeyi taahhüt ettiği vergileri 19. asrın ilk çeyreğine kadar göndermeye devam etti

Kuzey Afrika, 18. yüzyılın sonlarına kadar Türk hâkimiyeti altındaydı. O devirlerde “Garp Ocakları” denen Kuzey Afrika’daki topraklarımızda Tunus, Cezayir ve Trablusgarb eyaletleri teşkil edilmişti.

Osmanlı İmparatorluğu, Garp Ocakları’ndaki hâkimiyetini Anadolu’dan, özellikle de Ege tarafından sevkettiği askerler ve levendler sayesinde devam ettirirdi. Eyaletlerde “Bey” ve “Dayı” unvanını taşıyan, hükümdarın vekili olan idareciler vardı ve bütün güç Dayılar’ın elindeydi.




Kaynak ve devami icin:http://www.ensonhaber.com/murat-bard...016-01-24.html

YigitAdam 16.05.2017 00:05

Osmanlı Modeli Tüm Dünyada Büyük İlgi Görüyor
 
Osmanlı Modeli Tüm Dünyada Büyük İlgi Görüyor

Dünyaca ünlü belgesel kanalı History Channel tarafından hazırlanan Osmanlı belgeseli geçtiğimiz aylarda ABD'de yayınlandı. Belgeselde Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman dönemleri detaylı olarak anlatıldı.

Hakkın ve adaletin koruyucusu olduğu ifade edilen Osmanlı Devleti'nin, bütün din ve inançlara açık olduğu vurgulandı. Belgeselde Osmanlı'nın fetih politikalarına ayrıntılı olarak değinildi ve fetihlerin dine ve etnik temellere dayalı olmadığı anlatıldı. Ayrıca Kanuni Sultan Süleyman döneminde hazırlanan hukuk sisteminden de övgüyle bahsedildi.

Batı'nın Osmanlı'nın Adaletine Olan Hayranlığı

Osmanlı İmparatorluğu'nda hüküm süren bu adaletli yönetim sayesinde tüm Balkanlar'ı, Kafkasya'yı ve Ortadoğu'yu kapsayan coğrafyada, üç İlahi dine ve muhtelif mezheplere mensup, dilleri, kültürleri, ırkları birbirlerinden tamamen farklı milyonlarca insan, asırlar boyunca hiçbir zulme maruz kalmadan huzur içinde yaşamışlardır. Bu nedenledir ki, Batılı bilim adamları, Osmanlı'nın sağladığı hoşgörülü ve anlayışlı yönetim sistemini çok ideal bulmaktadırlar.

Tarihçi Jason Goodwin, New York Times gazetesinde yayınlanan, "Osmanlı'dan Öğreneceklerimiz" başlıklı makalesinde, Balkanlar'daki istikrarsızlık için bir çözüm önerirken aslında, merak edilen bu başarının sırrına da dikkat çekmiştir. Yazar, Osmanlı'nın idaresi altındaki topraklarda dini, kültürel ve etnik açılardan büyük farklılıklar bulunduğunu, ancak 14. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar, halkın hiçbir kesimine asla baskı yapılmadığını ve kısıtlama getirilmediğini söylemiştir. Osmanlı'nın bu sayede istikrarı ve düzeni koruduğunu söyleyen Goodwin, bugün yeryüzünde barışın ve huzurun sağlanması için Osmanlı'dan öğrenilecek çok fazla konu olduğunu dile getirmiştir. (Jason Goodwin, "Learning From the Ottomans" 16.8.1999, New York Times.)

Amerikalı ve Avrupalı bilim adamları, Osmanlı'nın adalet anlayışına hayranlıklarını açıklarken, aslında, Kuran'da bildirilen üstün ahlakın mükemmelliğini dile getirmiş olmaktadırlar. Çünkü, Osmanlı Devleti'nin adaletten ve doğruluktan taviz vermeyen yapısının asırlar boyunca hiç değişmemesi, Kuran ahlakının bu anlayışı gerektiriyor olmasından kaynaklanmaktadır.

16.05.2017 18:30

Recep Tayyip Erdogan'nin imam hatipten okul arkadasi (herkes biliyor ki Recep Tayyip Erdogan üniverste mezunu degil ve cumhurbaskanliginin anayasaya aykiri oldugunu) ve Akincilar grubunun lideri, Islamcilarin "Deniz Gezmis'i" Metin Yüksel'in kardesi olan Edip Yüksel'den ögrenin Osmanliyi..


Edip Yüksel (T) Osmanlı İslam Devleti miydi? 600 yıllık yalan (seyretmek icin link'i tiklayin)


Paranoyak ve Psikopat Firavunlar ile övünen Aşağılık Reaya ve Kapıkulları:

Ataları olduğu için Osmanlı'nın vahşetini ve zulmünü eleştirmeyenlerin Amerikan emperyalizmini eleştirmesi tek kelimeyle "münafıklıktır", iki kelimeyle "geri zekalılıktır."

OSMANLI HAYRANI "600 sene dünyayı İslam'la tanıştıran ceddimden sütü bozuklar elbette rahatsız olacaktır."

İSLAM: Müminlerin işleri danışma iledir. Liderlik seçimle olmalı.
PADİŞAH: Liderlik benim soyumun hakkıdır.

İSLAM: Bir insanı haksız yere öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibidir. Zandan sakınınız. Mümin kardeşiniz hakkında kötü zanda bulunmayınız.
PADİŞAH: Kardeşlerim büyüyünce tahtımı benden almak isteyebilirler. O zaman onları şimdiden öldüreyim, hatta kundaktayken boğdurayım.

İSLAM: Size saldırmayanlara saldırmayın. Allah azgınları sevmez. Ey insanlar hep birlikte barış (silm) içinde yaşayınız. İslam (barış, barıştırma, barışçılık) tek dindir/sistemdir.
PADİŞAH: Topraklarıma toprak katmak için her tarafa seferler düzenleyeceğim. Hatta halkı Sünni olan ülkeleri işgal edip talan etmek için on binlercesini öldüreceğim. Şiilerin de ülkesini işgal edip talan etmek için on binlercesini öldüreceğim.

İSLAM: Oku. Yaratan rabbinin adıyla oku.
PADİŞAH: Matbaayı şeyhülislamın fetvasıyla haram ediyorum. Hiçbir dini kitap matbaada basılamaz. Sadece Yahudiler ve Hristiyanlar matbaayı kullanabilir.

İSLAM: Yeryüzü Allah'ındır. Ey Ademin oğulları barış içinde yaşayın.
PADİŞAH: Yeryüzü BENİMdir. Ateş-feşan mızrağımla ve kılıcımla bana hiç dokunmayan en uzak ülkeleri bile fethedeceğim.

İSLAM: Köleleri özgürlüklerine kavuşturunuz. Firavun insanları köleleştirerek efendilik (rablik) tasladı. Allah'tan başka efendi yoktur. Kimseyi köleleştirmeyiniz ve Allah'tan başkasına kul/köle olmayınız.
PADİŞAH: Saldırıp işgal ettiğim ülkelerde gavur kızlarının arasından güzellerini seçip zorla haremime kapatacağım ve düzinelercesini her gün sıraya dizeceğim.

İSLAM: Allah'ın doğadaki ayetleri üzerinde düşününüz. Bilmediğiniz bir şeyi körü körüne izlemeyiniz. Aklınızı kullanınız. Gözünüz, kulağınız ve beyniniz inandığınız şeylerden sorumludur.
PADİŞAH: Hazerfan Çelebi kuşlar gibi uçmayı denemiş. Tez kellesini kesiniz!

İSLAM: Dinde zorlama yoktur. Dileyen inansın, dileyen inkar etsin.
PADİŞAH: Şeyhülislam'ın fetvasına göre Elfaz-i Küfrü söyleyen bir sünni mürted olur. Kim o sözleri söylerse kellesini vurun!

İSLAM: Allah yerin ve göğün NURudur, ışığıdır. Hiçbir şey Allah gibi olamaz. Allah sizin uydurduklarınızdan beridir.
PADİŞAH: Ben Zillullah'ım, yani Allah'ın yeryüzündeki GÖLGESİYİM.

İSLAM: Raina (bizi koyun gibi güt, biz sürüyüz) demeyiniz. Allah'tan başkasına kul olmayınız.
PADİŞAH: Halklar benim reayam (sürülerimdir), kapıkullarımdır. Atımın boku kadar kıymetleri yoktur.

OSMANLI HAYRANI "600 sene dünyayı İslam'la tanıştıran ceddimden sütü bozuklar elbette rahatsız olacaktır."



YigitAdam 17.05.2017 01:39

[QUOTE

OSMANLI HAYRANI "600 sene dünyayı İslam'la tanıştıran ceddimden sütü bozuklar elbette rahatsız olacaktır."

jpg[/IMG][/quote]

--------------------------------------------------------------------------------------------------------

17.05.2017 18:20

Gözünüzü acin, gözünü. Siz Allah ile aldatiliyorsunuz. Dünyanizi yok ettiginiz gibi ahirettinizi de mahvediyorsunuz.
Ben senin gibilerini zaten bu saatten sonra kurtaramam. Ama bu yazilarimi okuyup ufku acilanlar kurtulabilir.


Zitat:

Zitat von YigitAdam (Beitrag 2121317)
[QUOTE

OSMANLI HAYRANI "600 sene dünyayı İslam'la tanıştıran ceddimden sütü bozuklar elbette rahatsız olacaktır."

jpg[/IMG]

--------------------------------------------------------------------------------------------------------[/quote]

Hijazkar 17.05.2017 19:36

Edip yüksel
 
Edip Yükselin ben bir sözüne inanmam degilki onun yazdiklarini burda örnek göstermek.Edip yüksel kendisini islam reformcusu olarak görür kimseyi begenmeyen edip aslinda kendi celiskileriyle sirk etmektedir misal en büyük 19 takintisi vs vs kimseyi begenmez herkezde bir kusur bulur bence edip yüksel sasirmis bir sovinistden baska bisey degildir.Ha Babasi bildigim kadariyla degerli bi zaatdi onuda eklemeden edemicem rivayete göre babasi bile oglunun gitdigi yolun dogru olmadigini ifade etmis.

YigitAdam 17.05.2017 23:33

Zitat:

Zitat von Hijazkar (Beitrag 2121322)
Edip Yükselin ben bir sözüne inanmam degilki onun yazdiklarini burda örnek göstermek.Edip yüksel kendisini islam reformcusu olarak görür kimseyi begenmeyen edip aslinda kendi celiskileriyle sirk etmektedir misal en büyük 19 takintisi vs vs kimseyi begenmez herkezde bir kusur bulur bence edip yüksel sasirmis bir sovinistden baska bisey degildir.Ha Babasi bildigim kadariyla degerli bi zaatdi onuda eklemeden edemicem rivayete göre babasi bile oglunun gitdigi yolun dogru olmadigini ifade etmis.

Haklisin kardes, bu alcak edip yukseli babasi bile evlatliktan ret etmisti.Sadrettin Yüksel Türkiyenin büyük alimlerindendi.Allah rahmet etsin

Lara__ 19.05.2017 21:58

Yobaz Kullanım Kılavuzu
 
Zitat:

Zitat von YigitAdam (Beitrag 2121308)
Osmanlı Modeli Tüm Dünyada Büyük İlgi Görüyor

Dünyaca ünlü belgesel kanalı History Channel tarafından hazırlanan Osmanlı belgeseli geçtiğimiz aylarda ABD'de yayınlandı. Belgeselde Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman dönemleri detaylı olarak anlatıldı.

Hakkın ve adaletin koruyucusu olduğu ifade edilen Osmanlı Devleti'nin, bütün din ve inançlara açık olduğu vurgulandı. Belgeselde Osmanlı'nın fetih politikalarına ayrıntılı olarak değinildi ve fetihlerin dine ve etnik temellere dayalı olmadığı anlatıldı. Ayrıca Kanuni Sultan Süleyman döneminde hazırlanan hukuk sisteminden de övgüyle bahsedildi.

Batı'nın Osmanlı'nın Adaletine Olan Hayranlığı

Osmanlı İmparatorluğu'nda hüküm süren bu adaletli yönetim sayesinde tüm Balkanlar'ı, Kafkasya'yı ve Ortadoğu'yu kapsayan coğrafyada, üç İlahi dine ve muhtelif mezheplere mensup, dilleri, kültürleri, ırkları birbirlerinden tamamen farklı milyonlarca insan, asırlar boyunca hiçbir zulme maruz kalmadan huzur içinde yaşamışlardır. Bu nedenledir ki, Batılı bilim adamları, Osmanlı'nın sağladığı hoşgörülü ve anlayışlı yönetim sistemini çok ideal bulmaktadırlar.

Tarihçi Jason Goodwin, New York Times gazetesinde yayınlanan, "Osmanlı'dan Öğreneceklerimiz" başlıklı makalesinde, Balkanlar'daki istikrarsızlık için bir çözüm önerirken aslında, merak edilen bu başarının sırrına da dikkat çekmiştir. Yazar, Osmanlı'nın idaresi altındaki topraklarda dini, kültürel ve etnik açılardan büyük farklılıklar bulunduğunu, ancak 14. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar, halkın hiçbir kesimine asla baskı yapılmadığını ve kısıtlama getirilmediğini söylemiştir. Osmanlı'nın bu sayede istikrarı ve düzeni koruduğunu söyleyen Goodwin, bugün yeryüzünde barışın ve huzurun sağlanması için Osmanlı'dan öğrenilecek çok fazla konu olduğunu dile getirmiştir. (Jason Goodwin, "Learning From the Ottomans" 16.8.1999, New York Times.)

Amerikalı ve Avrupalı bilim adamları, Osmanlı'nın adalet anlayışına hayranlıklarını açıklarken, aslında, Kuran'da bildirilen üstün ahlakın mükemmelliğini dile getirmiş olmaktadırlar. Çünkü, Osmanlı Devleti'nin adaletten ve doğruluktan taviz vermeyen yapısının asırlar boyunca hiç değişmemesi, Kuran ahlakının bu anlayışı gerektiriyor olmasından kaynaklanmaktadır.

Özellikle bu başlığı seçtim çünkü yobazlar da tıpkı bir ,televizyon,çamaşır makinası, cep telefonu, gibidir. Belli bir kullanma kılavuzları vardır. Eğer bu kılavuzu bilmezseniz yobazı anlayamazsınız. Yobaz programlanmış bir makinaya benzer,. Hangi durumda ne cevap verecekleri önceden bellidir ve çoğu zaman noktasına virgülüne kadar değişmeden cevap verirler. Şimdi bir yobazın kullanma kılavuzunu paylaşmak istiyorum….

Bir konuda önüne belge koyduğunuzda belgeye bakmadan reddederler ve size şu cevabı verirler.Onlar sahte belgeler derler,belgeyi görür görmez yok saymak bir yobazın en tipik özelliklerinden biridir.Üretken deyildirler sürekli ezberini tekrarlar

Yobazlar Cumhuriyet kurulduğundan beri 94 yıl geçmesine rağmen hala sağlam bir tarihçi çıkaramamışlardır. Çıkardıkları en iyi tarihçi ”üstad” dedikleri Kadir Mısıroğludur. En iyi derken yanlış anlamayın bilgi açısından iyi demiyorum. En eski ve tanınmış yobaz olduğu için en iyi dedim. Yoksa Kadir Mısıroğlunun bilgi düzeyi her hangi bir liselinin tarih bilgisinden bile düşüktür. Bir yobazın can simididir sıkıştıkları noktada verecekleri cevap şudur.

Beynin yıkanmış senin biraz üstad Kadir Mısıroğlu dinle ( oku demiyor dinle diyor çünkü onu bile okumuyorlar :))

Hayatı boyunca kuranı bir kez dahi okumayan, fatihanın anlamını bile bilmeyen bu cahil takımı sıkıştıklarında kuranı bile kullanmaktan geri durmazlar.

Yobaz komplodan beslenir. Komplo yobazın havası suyu ekmeğidir. Bu yüzden çoğu zaman komplo ile cevap verirler.Yobaza uydurma hikayeler, komplo teorileri lazım.

Yobazın çaresizlikten kıvrandığı, perişan olduğu cevaba geçelim. Bu cevabı ne zaman duysam gülme krizine giriyorum. Söyleyebileceği her şeyi söyledikten sonra geriye tek bir soru kalır. O soru da Bir şey soracağım sen müslüman mısın? sorusudur. Artık kaçacak yerim kalmadı cümlesinin soru halidir.

ALLAHSIZ dinciler bunlar.Kisacasi Yobaz diyebilirsiniz

YigitAdam 19.05.2017 23:36

Hele sükür sonunda kimliginin aciklamasini yapti
 
Vardiye sirasi Lara rumuzuna gecti anlasilan:-)va yarali cakal vay..pardon .ilerleme görüyorum sende,benim konularima küfürsüz hakaretsiz kalmak sartile tabiiki yazabilirsin.pek tabiiki dogrular can evine batinca bakacagiz Yobaz ve bagnaz kimligini gizleyebilecekmisin...Kimbilir belkimde sifa bulmussundur..biraz zor görünsada Allah`tan ümit kesilmez
Zitat:

Zitat von Lara__ (Beitrag 2121340)
Özellikle bu başlığı seçtim çünkü yobazlar da tıpkı bir ,televizyon,çamaşır makinası, cep telefonu, gibidir. Belli bir kullanma kılavuzları vardır. Eğer bu kılavuzu bilmezseniz yobazı anlayamazsınız. Yobaz programlanmış bir makinaya benzer,. Hangi durumda ne cevap verecekleri önceden bellidir ve çoğu zaman noktasına virgülüne kadar değişmeden cevap verirler. Şimdi bir yobazın kullanma kılavuzunu paylaşmak istiyorum….

Bir konuda önüne belge koyduğunuzda belgeye bakmadan reddederler ve size şu cevabı verirler.Onlar sahte belgeler derler,belgeyi görür görmez yok saymak bir yobazın en tipik özelliklerinden biridir.Üretken deyildirler sürekli ezberini tekrarlar

Yobazlar Cumhuriyet kurulduğundan beri 94 yıl geçmesine rağmen hala sağlam bir tarihçi çıkaramamışlardır. Çıkardıkları en iyi tarihçi ”üstad” dedikleri Kadir Mısıroğludur. En iyi derken yanlış anlamayın bilgi açısından iyi demiyorum. En eski ve tanınmış yobaz olduğu için en iyi dedim. Yoksa Kadir Mısıroğlunun bilgi düzeyi her hangi bir liselinin tarih bilgisinden bile düşüktür. Bir yobazın can simididir sıkıştıkları noktada verecekleri cevap şudur.

Beynin yıkanmış senin biraz üstad Kadir Mısıroğlu dinle ( oku demiyor dinle diyor çünkü onu bile okumuyorlar :))

Hayatı boyunca kuranı bir kez dahi okumayan, fatihanın anlamını bile bilmeyen bu cahil takımı sıkıştıklarında kuranı bile kullanmaktan geri durmazlar.

Yobaz komplodan beslenir. Komplo yobazın havası suyu ekmeğidir. Bu yüzden çoğu zaman komplo ile cevap verirler.Yobaza uydurma hikayeler, komplo teorileri lazım.

Yobazın çaresizlikten kıvrandığı, perişan olduğu cevaba geçelim. Bu cevabı ne zaman duysam gülme krizine giriyorum. Söyleyebileceği her şeyi söyledikten sonra geriye tek bir soru kalır. O soru da Bir şey soracağım sen müslüman mısın? sorusudur. Artık kaçacak yerim kalmadı cümlesinin soru halidir.

ALLAHSIZ dinciler bunlar.Kisacasi Yobaz diyebilirsiniz


Lara__ 20.05.2017 00:00

Yobazin klavuzu kullanimi aynen tarif ettigim gibi..
 
Zitat:

Zitat von YigitAdam (Beitrag 2121349)
Vardiye sirasi Lara rumuzuna gecti anlasilan:-)va yarali cakal vay..pardon .ilerleme görüyorum sende,benim konularima küfürsüz hakaretsiz kalmak sartile tabiiki yazabilirsin.pek tabiiki dogrular can evine batinca bakacagiz Yobaz ve bagnaz kimligini gizleyebilecekmisin...Kimbilir belkimde sifa bulmussundur..biraz zor görünsada Allah`tan ümit kesilmez



Ohhh, yazabilirmsim..)))) bendinizde ilelreme görüyormus..))))))))))))))))))he,he.belkimdee..o ney leng?

Kelime hazinesinde ilerleme var yobazin,en son yazimdan bagnazligi ögrenmis,birde anlamini ögrense..))

Bazen Cahillere özellikle bahsi gecen bu cahil yobazlara $apka cikartasim gelyior ,cehalet salla sümük her bir yerinden akarken,yobaz özgüven patlamasi yasiyor...

YigitAdam 22.05.2017 09:34

Dünyaya yön veren Müslüman ve Türk bilim adamlarimiz
 
Türk Bilim adamlarımızın yaptığı ilk büyük buluşları,yüzyıllar sonra yabancı bilim adamları ve kaşifleri sahiplendiler ve biz de sesiz kaldık. Bu tarihi gerçeği Türk Milletinin bilmesini istedim ki TÜRKLER Atalarıyla gurur duysunlar. Dünyaya bilimsel buluşlarıyla büyük hizmetler eden TÜRKLER olmuştur. Dünyadaki bilim adamları da bu buluşları geliştirme çalışmaları yapmıştır. TÜRKLERİN yaptığı kaşifleri yıllar sonra yeniden yaparak sahiplenmişlerdir. TÜRKLERİN yaptığı bilimsel buluşları ve kaşifleri yabancıların sahiplenmesi TARİHİ GERÇEĞİ asla değiştirmez. TÜRKLER bilimin ve kaşiflerin öncülüğünü yapmış ,bilimde-fende-kaşiflerde Dünyaya önder olmuştur.

Türk Bilim adamlarının yaptığı buluşlar

Ahmed Bin Musa : ( 10. yüzyıl ) Sistem mühendisliğinin Öncüsü. Astronom ve Mekanikçi.

Ali Bin Abbas : ( ? - 994 ) 1000 sene önce ilk kanser ameliyatını yapan bilim adamı. Kılcal damar sitemini ilk defa ortaya atan bilim adamıdır. Eski çağın en büyük hekimlerinden olan hipokratesin (Hipokrat) Doğum olayı görüşünü kökünden yıktı.

Ali Bin İsa : ( 11. yüzyıl ) İlk defa göz hastalıkları hakkında eser veren müslüman bilim adamı.

Ali Bin Rıdvan : ( ? - 1067 ) Batıya tedavi metodlarını öğreten islam alimi.

Ali Kuşçu : ( ? - 1474 ) Ünlü Bir türk astronomi ve matematik bilginidir.

Ammar : ( 11 yüzyıl ) İlk katarak ameliyatını kendine has biçimde yapan müslüman bilim adamı.

Battani : ( 858 - 929 ) Dünyanın en meşhur 20 astrononumdan biri trigonometrinin mucidi, sinus ve kosinüs tabirlerini kullanan ilk bilgin.

Beyruni : ( 973 - 1051 ) Dünyanın döndüğünü ilk bulan bilim adamı ümit burnu, amerika ve japonyanın varlığından bahseden ilk bilim adamı. Beyruni amerika kıtasının varlığını kristof colomb’un Keşfinden 500 sene önce bildirmiştir. Matematik, Jeoloji, Coğrafya, Tıp, Felsefe, Fizik, Astronomi gibi dallarda eserler yazmıştır. Çağın En Büyük Alimidir.

Cabir Bin Eflah : ( 12. yüzyıl ) Ortaçağın büyük matematik ve astronom bilginidir . Çubuklu güneş saatini bulan ilk bilim adamıdır.

Cabir Bin Hayyan : ( 721 - 805 ) Atom bombası fikrinin ilk mucidi ve kimyanın babası sayılır. Maddenin en Küçük parçası atomun parçalana bileciğini bundan 1200 sene önce söylemiştir.

Cahiz : ( 776 - 869 ) Zooloji İlminin öncülerindendir. Hayvan gübresinden amonyak elde etmiştir.

Cezeri : ( 1136 - 1206 ) İlk sistem mühendisi ve ilk sibernetikçi ve elektronikçi Bilgisayarın babası; oysa bilgisayarın babası yanlış olarak ingiliz matematikçisi Charles Babbage olarak bilinir..

Ebu Kamil Şuca : ( ? - 951 ) Avrupaya matematiği öğreten islam bilgini.

Ebu’l Vefa : ( 940 - 998 ) Matematik ve Astronomi bilginidir trigonometriye tanjant, kotanjant, sekant ve kosekantı kazandıran matematik bilginidir.

Ebu Maşer : ( 785 - 886 ) Med-cezir olayını (gel-git) ilk keşfeden bilgindir.

Evliya Çelebi : ( 1611 - 1682 ) Büyük Türk seyyahı ve meşhur seyahatnamenin yazarıdır.

Farabi : ( 870 - 950 ) Ses olayını ilk defa fiziki yönden ele alıp açıklayıp izah getiren ilk bilgindir.

Fatih Sultan Mehmet : ( 1432 - 1481 ) İstanbulu feth eden ve Havan topunu icad eden yivli topları döktüren padişahtır fatihin kendi icadı olan ve adı “şahi” olan topların ağırlığı 17 ton ve bakırdan dökülmüş olup 1.5 ton ağırlığındaki mermileri 1 km ileriye atabiliyordu bu topları 100 öküz ve 700 asker ancak çekebiliyordu..

Hazerfen Ahmed Çelebi : ( 17. yüzyıl ) Havada uçan ilk Türk. Planörcülüğün öncüsü.

Huneyn Bin İshak : ( 809 - 873 ) Göz doktorlarına öncülük yapan bilgin.

İbni Baytar : ( 1190 - 1248 ) Ortaçağın en büyük botanikçisi ve eczacısıdır.

İbni Cessar : ( ? - 1009 ) Cüzzam hastalığının sebeb ve tedavilerini 900 sene önce açıklayan müslüman doktor.

İbni Fazıl : ( 739 - 805 ) 12 asır önce ilk kağıt fabrikasını kuran vezir.

İbni Firnas : ( ? - 888 ) Wright kardeşlerden önce 1000 sene önce ilk uçağı yapıp uçmayı gerçekleştiren alim.

İbni Haldun : ( 1332 - 1406 ) Tarihi ilim haline getiren sosyolojiyi kuran mütefekkir. Psikolojiyi tarihe uygulamış, ilk defa tarih felsefesi yapan büyük bir islam tarihçisidir. Sosyolog ve şehircilik uzmanı.

İbni Hatip : ( 1313 - 1374 ) Vebanın bulaşıcı hastalık olduğunu ilmi yoldan açıklayan doktor.



İbni Heysem : ( 965 - 1051 ) Optik ilminin kurucusu büyük fizikçi. İslam dünyasının en büyük fizikçisi, batılı bilginlerin öncüsü, göz ve görme sistemlerine açıklık kazandıran alim. Galile teleskopunun arkasındaki isim.



İbni Macit : ( 15. yüzyıl ) Ünlü bir denizci ve coğrafyacı. Vasco da Gama onun bilgilerinden ve rehberliğinden istifade ederek hindistana ulaştı.

İbni Sina : ( 980 - 1037 ) Doktorların sultanı. Eserleri Avrupa üniversitelerinde 600 sene temel kitap olarak okutulan dahi doktor. Hastalık yayan küçük organizmalar, civa ile tedavi, pastör’ e ışık tutması, ilaç bilim ustası, dış belirtilere dayanarak teşhis koyma, botanik ve zooloji ile ilgilendi, Fizikle ilgilendi, jeoloji ilminin babası.

İbni Yunus : ( ? - 1009 ) Galile’den önce sarkacı bulan astronom.

İbnünnefis : ( 1210 - 1288 ) Küçük kan dolaşımını bulan ünlü islam alimi.

Kadızade Rumi : ( 1337 - 1430 ) Çağını aşan büyük bir matematikçi ve astronomi bilgini. Osmanlının ve Türklerin ilk astronomudur.

Kambur Vesim : ( ? - 1761 ) Verem mikrobunu Robert Koch’dan 150 sene önce keşfeden ünlü doktor.

Kemaleddin Farisi : ( ? - 1320 ) İbni Heysem ayarında büyük islam matematikçisi, fizikçi ve astronom.

Kindi : ( 803 - 872 ) İbni Heysem’e kadar optikle ilgili eserleri kaynak olan bilgin. Fizik, felsefe ve matematik alanında yaptığı hizmetleri ile tanınmıştır.

Kurşunoğlu Behram : ( 1922 - ? ) Genelleştirilmiş izafiyet teorisini ortaya atan beyin güçlerimizden. Halen Prof. Behram Kurşunoğlu Amerika da florida üniversitesinde teorik fizik merkezinde başkanlık yapmaktadır.

YigitAdam 17.06.2017 03:05

Avustralya'ya Savaş Açan Iki Osmanlı Türk Askeri
 
Avusturalya ilk resmi, savaşını, İKİ TÜRK ile yapmıştır.. Yıl 1912, İngilizler Hindistan’ı işgal eder… Osmanlı 350 adet Levent ile Hindistan’a yardıma gider. Buradaki savaşlarda 40 kadar TÜRK esir düşer. Savaş bittikten sonra bu 40 Osmanlı esir askerini, İngilizler gemilerde çalıştırmaya başlarlar. Bir İngiliz gemisi Avustralya’ya geldiğinde, esir iki Osmanlı askeri gemiden bir yolunu bulup kaçarlar. Esas hikaye bundan sonra başlar… Gemiden Kaçan İki leventden mesleği dondurmacılık olan Abdullah ve mesleği kasaplık olan Mehmet Avustralya’da kendilerine yeni bir hayat Kurarlar. İşleri ve kazançları iyidir ama onların kulağı sürekli Anadolu’da ve memleketlerindedir… Dünya kaynamaktadır… Balkanlar, Ortadoğu ve İngilizlerin işgal ettiği Türk Yurtları… İşte Tam Bu sırada (1915) Avusturalya Hükümeti, İngilizlerle birlikte Çanakkale’ye asker çıkarmaya karar verir. Bizim iki Osmanlı askeri olayı duyarlar ve hemen buluşarak, durum değerlendirmesi yaparlar. Biz Türk askeriyiz ve Avustralya’da yaşıyoruz. Avustralya devleti Osmanlıya savaş açmış ve bizim ülkemizi işgale gitmiş, bundan dolayı biz de Avustralya devletine savaş açalım derler. Alırlar kağıdı, kalemi ve yazarlar: Sayın Avustralya Yetkilileri…. (İngilizlerin sömürgesi olduğu için Dönemin Sömürge VALİSİ) Biz iki TÜRK askeri, ülkenizde bulunuyoruz. Duyduk ki, devletimiz Osmanlıya Avustralya devleti olarak savaş açmış ve Çanakkale’ye asker göndermişsiniz. Bundan dolayı iki TÜRK askeri olarak biz de Avustralya devletine savaş açmış bulunmaktayız. Bu bir “Osmanlı Savaş Fermanı“ dır. Avusturalya’ya duyurulur. Avusturalyalı yetkililer Bu mektubu alırlar, okurlar ama ciddiye almazlar... Karahisar diyarından Tarakçıoğlu Mehmet, Karadeniz diyarından Menteşoğlu Abdullah İki Osmanlı askeri, Sidney’ in 250 km uzağında (Whıte Rock) Karlıdağlar denilen bölgede siper alırlar. Dondurmacı Abdullah’ın beyaz gömleği vardır, Kasap Mehmet’inde kırmızı önlüğü GÖMLEK VE ÖNLÜGÜ SÖKEREK 3 HİLALLİ BAYRAGI DİKERLER bu bayrak ile DÜŞMANA SAVAŞ AÇARLAR… Avusturalyalı Yetkililer, Tren ile asker toplayıp limanlara sevk etmektedir. Limanlara gelen Asker ve Mühimmat Gemilerle ÇANAKKALEYE sevk edilmektedir. İki Türk asleri önce virajlarda tren raylarını sökerek 3 tren devirirler. Üçüncü trende askeri mühimmat bularak silahlanırlar. Aynı bölgede 8 karakol basar ve karakollardaki askerlerin tamamını vururlar. Ne olduğunu bir türlü çözemeyen Avustralyalılar, sonunda iki Osmanlı askerinin yazmış olduğu mektup akıllarına gelir ve bölgeye TREN ile 250 kadar asker gönderirler. İKİ TÜRK kendilerine savaş açmıştır… Bu savaş Avusturalyanın İlk resmi savaşıdır… Çaresiz Kalan Avusturalya devleti İlk resmi savasına girer, Karşı tarafta İKİ TÜRK... Tren ile gelen 250 kadar Avustralya askerini Pusuya düşüren İki BABAYİGİT… Trene saldırır… Ve iki Osmanlı askeri 60 kadar Avusturalya askerini öldürür… Çok şiddetli çatışmalar sonucunda, İKİ ANADOLU ASLANI bu karlı dağlarda şehit düşer…. İki askerin şu an mezarı Sidney’e 250 km uzakta (Whıte Rock) Karlıdağlar’da ve mezarlarında. NUR İÇİNDE YATSINLAR… Bu iki yigitin hakkını Teslim eden Avusturalya o bölgeye Türk Kayalıkları ismini vermiştir.
---
RUHLARI şad MEKANLARI CENNET OLSUN

YigitAdam 07.04.2018 13:00

Türklügü Yücelten Degerler
 
HÜR ESİR..
17. yüzyılda Ruslarla yaptığı savaşı kaybederek Osmanlı Devleti’ne sığınan İsveç Kralı 12. Charles (Demirbaş Şarl) görüp yaşadıkları karşısında Osmanlı'ya duyduğu hayranlığı şu güzel sözlerle ifade ediyor:

"Poltava’da esir oluyordum. Bu benim için bir ölümdü. Kurtuldum.. Buğ nehri önünde tehlike daha kuvvetli olarak belirdi. Önümde su, ardımda düşman, tepemde ateşler püskürten güneş… Su beni boğmak, düşman beni parçalamak, güneş beni eritmek istiyordu, yine kurtuldum.

Fakat bugün esirim. Türklerin esiriyim. Demirin, ateşin ve suyun yapamadığını onlar yaptılar, beni esir ettiler. Ayağımda zincir yok, zindanda da değilim. Hürüm ve istediğimi yapıyorum. Lakin yine esirim.. Asaletin, nezaketin esiriyim.. Türkler beni işte bu elmas bağa sardılar. Bu kadar şefkatli, bu kadar yüksek kalpli, bu kadar asil ve bu kadar nazik milletin arasında hür bir esir olarak yaşamak bilseniz ne kadar tatlı!


Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 18:57 Uhr.