|
HAYIRlı Ramazanlar
 1. Hükümete “hukuksuzluk” yetkisi veren AKP maddelerine Hayır! 2. Sosyal devleti vahşi kapitalizme yediren AKP maddelerine Hayır! 3. İşçiyi yandaş sendikaların ve patronların insafına terkeden AKP maddelerine Hayır! 4. Tayyip Sultan için Başkanlık yolunu döşeyen AKP maddelerine Hayır! 5.“12 Eylülcüleri yargılamanın yolunu açtım” yalanını savurup, cuntacıları zaman aşımıyla kurtaran AKP maddelerine Hayır! 6. Hukuksuz dinlemelere, yargısız infazlara, polis devleti uygulamalarına dokunmayan AKP maddelerine Hayır! 7. Fişlemeyi kaldırmaktan söz ederken “biraz da biz fişleyelim” diyen AKP maddelerine Hayır! 8. “Evet demeyen cehenneme gider” diyenlerin dayattığı AKP maddelerine Hayır! 9. Referandumu bir oyun haline getiren, halk iradesini paketleyip ipotek altına alan AKP maddelerine Hayır! 10. Halkı aptal yerine koyan AKP maddelerine Hayır! |
Yeni Anayasayi okumadan nasil 'HAYIR' dersin????
Bu yazdiklarinla ancak cocuk kandirirsin. Referandumda "EVET" cikacak sandiklardan :D |
DieZortheit
Yeni Anayasayi okumadan nasil 'EVET' dersin????
Bu yazdiklarinla ancak cocuk kandirirsin. |
Zitat:
Söyle bakiim seni hangi madde rahatsiz ediyor? |
3 dakikada cevap verebilen kisi... madde ve icerik soruldugunda kaciyor olmasi yazik.
Simdi git oku anayasa degisikligini ve türkiye icin ne kadar faydali oldugunu kabullen. Öyle sadece CHP, MHP veya BDP emrediyor diye 'Hayir' demek cok basit ve cahil!!!!! Zaten CHP'nin aydinlari 'EVET' diyor :) Zaten MHP'nin tabani 'EVET' diyor :) Okuyun ve karar verin!!!! Öyle kör kör birileri Evet veya Hayir diyor diye yönlendirtmeyin kendinizi!!!! Ister EVET ister HAYIR, önemli olan okuyup ve kendiniz karar vermeniz!!!!! |
Yalancilara kanmamali.
Ahlaksiz Fethullahcilar Makyavelist taktigi uygulamakta belki de Dünya'da en basarili tarikat. Ahlaksiz bir Fethullahci olarak DieWahrheit'in da burada yalan söylemesi dogal. Tek bir maddesini bile okumamis, ama "beni rahatsiz eden bir sey yok" diyebilecek kadar omurgasiz. Ayni salyasümük icinde kalmis Fetocan hocasi gibi. Normal. Imam osurursa cemaat sicarmis. Simdi cemaat diyor ki, "EVET" deyin, 82 anayasasi kötüymüs. 82 anayasasi ve 12 Eylül darbesinin en cok meyvelerini yiyen islamci fasistlerden bu tür omurgasizlik normal. Ne demis sümüklü hoca zamaninda? Ekim 1980 Sizinti dergisindeki "Son Karakol" yazisindan alinti yapalim: "ümidimizin tükendiği yerde, Hızır gibi imdadımıza yetişen Mehmetçiğe bir kere daha selam duruyoruz" Ertesi ay „Merhamet“ adli yazisinda ne yazmis bu american hodja? Dün agliyorlardi Erdal Eren’in mektubuna. Ama 30 sene önce ne demis bu omurgasizlar Erdallar icin? "hem deli hem de kanlı"! Onlara karsi merhametin "mazlumlara" karşı korkunç bir merhametsizlik olacağını savunmuş ve "adalet tevzii vazifesini" [adalet dağıtma görevini] üstlenenlerin, "müteyakkız" [uyanık, tetikte] olmaları gerektiğini söylemişti. Bugünkü tr.fgulen.com sitesinde o dönemki Sizinti yazilarinin bazi paragraflarini silmis bu sahsiyetsiz, Allahsiz, Peygambersiz ama Nurslu Saitli sahsiyetsizler. Sizinti’daki „Son Karakol“ yazisi burada: http://www.haberveriyorum.net/icerik...hmetcige-selam Postal yalayici Sümüklü Hoca’nin Haziran 1979 'Askerin süngüsü yüz defa iniltimizi dindirdi' yazisi ise surada: http://www.haberveriyorum.net/haber/...imizi-dindirdi Simdi, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin belki de en asagilik kisiligi olan cuntaci Kenan Evren’in postal ve makat yalayicisi Fethullah Gülen, ve onlarin yavrusu Recep Bey 1982 Anayasasi referandumunda „EVET“ dedikleri asikar. Aciklasinlar. Aciklamazlar! Cünkü Makyavelistler. Cünkü yalancilar. Cünkü omurgasizlar. Peki, bu makyavelistlerin, yalancilarin, omurgasizlarin uydurdugu referanduma EVET denir mi? DENMEZ elbette! Ancak nasil 1982 Anayasasina evet dedirttiler, II. 12 Eylül’e de elbette EVET dedirteceklerdir. DieZortheit gibi badem biyik sakirtler var oldukca, sözde demokrat, özde fasist insanlar daima muzaffer olacaktir. Cünkü bu fani dünya zalimlerindir. Bu dünyada Ahlaksiz zalimler daima kazanir. |
@tatou
Yine cevapta zorlanip birsey söyleyemeyince hakaretlere basvurmak, haksizlik piskolojisidir.
Iftira atmaktan ve hakaret etmekten baska birsey beceremiyorsun. Anayasa degisikligini somut verilerle tartismak istersen benden cevap alabilirsin, ama seviyesiz sekilde EVET diyenler budur veya sudur diyeceksen, baska kapiya basvurman daha dogru olacak. Evet diyenede Hayir diyenede saygili olacaksin, cünkü bu herkesin kisisel tercihidir. |
Hahaha...
kivirtma, sakirt! senin ne amacla burada oldugunun acik itirafi sectigin nickte gizli zaten. AKP'nin neden AK Parti denmek istedigi gibi. Karanligi belli olmasin diye "ak" olma cabasi... Bu hesapta senin kendine DieWahrheit demen. Somut bilgi diyorsun? Pardon? Yanlis mi okuyorum? Senden simdiye kadar somut bir sey göremedim? Tek bildigin sag tarafin en omurgasiz ve hilekar gazetesinin haber ve makalelerini yorumsuz ve kaynaksiz buraya kopyalaman. Bu somut bir sekilde tartismak degildir. Söylesene, sen nur cemaatinin parali sanal alem mücahitlerinden misin? Önceleri de demistim. Hak edene hak ettigi dilden yazacaksin. Senin gibi omurgasizlari desifre etmek de ülkesine ve milletine saygi duyan herkesin boynunun borcu. Kusura bakma, badem biyik ;) |
Zitat:
Hani anlayana anladigi dilde söyleyeceksin.... Ama senin dilin benim konusabilecegim tarzdan degil. Kendin gibi düsünmeyenlere bu kadar kin ve hakaretle karsilaman ne kadar aciz oldugunu ortaya koyuyor!!! Senin gibi olmayanlar kötü, yalanci, cemaatci, v.s. oluyorsa.... bu anayasanin degismesi ne kadar mühim oldugunu gösteriyor!!!! Isteyen herkes istedigi gibi düsünebilme ve karar verme hakkina sahip olmasi lazim!!!! Cok basit bir mantiga sahipsin!!!! |
Zitat:
ve iste o yüzden sizin gibi omurgasizlara ve sizin pesinden kostugunuz omurgasizlarin hazirladigi 12 eylül anayasasina hayir! |
Zitat:
Anayasayi AKP hazirladigi icin 'Hayir' diyorsun. Ama Aydin insanlar kimin hazirladigina bakmiyor!!! Icerigine bakiyor :D |
Zitat:
icerige bakiyormus. somut birseyden konusuyorsun, somut hicbir veri yok sende. futbol takimi tutar gibi akp'yi tutuyorsun iste. ama omurgasiz, yalan dolan, amac degil arac taktigine devam. |
Zitat:
Somut veri diyorsun, somut birsey diyorsun!!! Ama bir kesim tarafindan hazirlanmis oldugu icin "Hayir" diyorum diyen sen degilmisin??? Buna artik nasil bir somut cevap olur ki???? Bir daha söylüyorum... Anayasa degisikligi genel secim degildir!!! Burada parti secmiyorsunuz!!!! Akli dengesi yerinde olan kisiler anayasa paketin kimin tarafindan hazirlandigina bakmaz. Icerigine bakar!!!!!!!!!! |
Zitat:
|
Zitat:
Caresizlikten hakaretlere basvuran birisin. Konuyu saptirmamak icin yine anayasa degisikligine deginmek istiyorum!!! Bir kesim tarafindan hazirlanmis oldugu icin "Hayir" diyorum demek ne kadar mantikli??? :D |
Zitat:
Hür irade ve demokrasi isteyen, haci-hoca kafali, vahsi kapitalist, omurgasiz, ataeril yalancilarin hazirladigi bir anayasaya hayir. 82 anayasasindan da beter duruma gelmek istemeyen herkes hayir der. |
 'Hayır' diye haykır güzel kardeşim... BARIŞ İNCE 14 Ağustos 2010 Hep düştün, hep savruldun, kurumuş yaprak gibiydin kardeşim… Bir kere kendin olmadın, bir kere gücüne inanmadın. Hep birilerinin peşine takıldın. Solu büyüteceğiz dediler, cüzdanlarını büyüttüler, yedin… Açılım yapacağız dediler, metres açılımı yaptılar, onu da yedin… Geçmişinin, tarihinin dinci gazetelere çarşaf çarşaf satılmasına için acıdı ama yüzün yoktu sustun… Daha ne kadar susacaksın kardeşim? Bak… Sana göre ben radikalim, kafam geride benim, 100 yıllık lafları bozuk plak gibi tekrarlarım, sığım ben, azım üstelik… Ama sen öyle değilsin… Geniş fikirlisin anlarsın o yüzden dinle! AKP’nin anayasa zokasını yutma kardeşim. Benim bu işten çıkarım yok, eskiden de yoktu. Seni oralara sürükleyenlerin bir çıkarı var ama senin de yok belli… Azıcık vicdanın kaldıysa, sokaklarda gördüğün bir mitingin sesi hâlâ sende az da olsa bir heyecan yaratıyorsa… Bu zokayı yutma kardeşim. TEKEL işçisini hatırla. AKP’nin yeni yargısında, hangi sömürücü, insafsız uygulamayı iptal ettirebilecek o işçiler? Hangi doktor AKP’nin tam gün yasası belasından kurtulabilecek? Hangi hemşire, hangi postacı, hangi belediye işçisi kendisini savunabilecek? Bundan önce de savunamıyordu belki ama en azından birkaç tane kamu yanlısı hakim, Anayasa’daki kırıntı kadar sosyal devlet uygulamasını görüp de dur diyebiliyordu bazı şeylere… Artık o da yok… Yaşın yetiyorsa grev mücadelesini hatırla. Bu muydu bizim istediğimiz? Grevi yasaklayan toplusözleşme miydi? Elinde grev hakkı olmayan bir sınıfın pazarlık gücü, kediyle kuşun kapışmasına benzemez mi? Bu da mı umurunda değil? Sınıf bitti mi, sömürü bitti mi senin için gerçekten? Eski solcu şimdi beyaz saçlı adamların “yıllarca solcular tam gün yasasını savundu, şimdi neye karşı çıkıyorlar” yalanına mı kandın? O tam gün yasasıyla bugünkü aynı mı güzel kardeşim doğru söyle? Hiç mi bakmadın bunca beyaz önlüklü insan ne diye haykırıyor? Madem sınıf bitti o halde çevreyi düşün. Ağaçları, kuşları düşün… Hangi meslek odası durdurabilecek rant projelerini? Hangi ihale iptal edilecek yeşil alanlar yok olmasın diye? Hatta hangi meslek odası, hangi sendika kalacak geriye? Bu da mı olmadı? Bu da mı gol değil? O zaman kadınları bir düşün? Bizzat Anayasa mitinginde kadın-erkek eşit değildir diye bas bas bağıran bir Başbakan’a evet diyorsun sen güzel kardeşim? 85 yıllık uyduruk laiklik uygulamasında bile bunlar söylenemezdi. Üstelik artık okullar da haremlik selamlık oluyormuş bak… Bakanımıza göre makul öneriymiş. Oğluna kızına böyle bir dünya mı bırakacaksın sen? Bu da kesmedi değil mi? Peki yıllarca 12 Eylül Anayasası kalksın, onun yerine eşitlikten özgürlükten yana bir anayasa istemedin mi sen? Bu muydu 30 yıllık mücadelenin sonu? Bu muydu istediğin? Bir gazetede 9 sütuna başlıklarla yazılan, ‘Bu anayasayla artık işadamları daha rahat yatırım yapabilecek’ haberi miydi geldiğin nokta? İstediğin bu muydu? ‘Hayır’ diyen başkaları da var, bu mu korkutuyor seni? O başkalarıyla okullarda, mahallelerde kavga eden de biz değil miyiz? Biz onlarla ortak bir sözleşmeye ‘evet’ mi diyoruz? Ama ya sen? Hrant’ın katilleriyle aynı şeye izma mı atıyorsun? Üstelik tıpa tıp aynı sloganla mı? ‘Hayır’ de güzel kardeşim… Boykot bile deme ‘hayır’ de… Cemaatlerin, tarikatların koşa koşa gidip ‘evet’ dediği bir seçimde senin boykotun ‘evet’ demektir. Neye ‘evet’ biliyor musun? Cumhurbaşkanının yetkilerinin artmasına ‘evet’… Medya şişirmesiyle, manipülasyonla yüzde 51 oyu alan her türlü şaklabanın, kalpazanın her şeye hakim olmasına ‘evet.’ Bu muydu senin savunduğun çoğulculuk? Az olanın da, dışlananın da söz sahibi olacağı bir ülke değil miydi istediğin? 12 Eylül anayasasına karşı bunun için mi mücadele ettik birlikte? Üçüncü yol sandığa gitmemek değildir kardeşim. Bunu en iyi de biz biliriz. Çünkü yıllarca iktidar çatışmasının dışında durduk biz. Üçüncü yol, hem askeri darbe anayasasına hem de AKP’nin cemaat yasasına hayır demektir. 1982’de herkes korkarken, biz korkmadık, “hayır” dedik. Yine korkmadan “hayır” diyeceğiz. Sen de bu kez korkma… 82’de korkmuş olabilirsin, haklısındır belki… Ama bu kez korkma. Bu korku mahvetti zaten seni. Az olmaktan korktun, meşakkatli işlerden korktun, radikalleşmekten kortun, sevilmemekten korktun… Hep korktun. Ama geriye ne bıraktın? Bak işte… Senin çocukların korkmayanlara, canını feda edenlere saygı duyuyor. TV programlarında herkesle öpüşüp, gebeş gebeş sırıtan kellelere değil… İçişleri Bakanı’nın suratına, “Size karşı mücadele ediyordum, devrime gidiyordum” diyebilen Denizlere saygı duyuyor işte… Darbelerde mağdur olanlara değil ‘muhatap’ olanlara saygı duyuyor… Şimdi sen… Sana hâlâ kardeşim diyorum bak. Çünkü halinden utandığını hissediyorum. Seni oralara sürükleyenler utanmaz ama… Çünkü onlar “AKP, YÖK’ü kaldıracak” demişlerdi… AKP, YÖK’ün tepesine oturdu, üniversiteleri çarşı pazara çevirdi, solcuları okuldan attı, tarikatları okula soktu… Utanıp da biz ne yaptık demediler. “AKP özgürlük getiriyor” demişlerdi. AKP, TRT’nin tepesine oturdu, sabah akşam din dersi ve hükümet propagandası yaptı, solcuyu susturdu liberali 2.5 saat konuşturdu, yine bir şey demediler. “AKP emeğe daha bir dost” demişlerdi, 3 yıl boyunca 1 Mayıslar kan ve gözyaşına boğuldu, ona da bir şey demediler. AKP pes etti, riyakarlığından utandı, ama bunlar utanmadı… “AKP halkçı” demişlerdi, AKP her şeyi “babalar gibi” sattı. Belki onlar da kendini sattı. Yazık onlara… İşte sana son sözüm güzel kardeşim. Benim yanımda olmasan da olur, benim yolumda yürümesen de… Bir daha hiç karşılaşmasak da… Sevsen de olur beni sevmesen de… Ama benim için değil ülken için bu kez onları değil vicdanının sesini dinle ve ‘hayır’ de… AKP’ye ilk tokadı sen vur hatta… Bırak az olalım iri olmayalım… ‘Hayır’ diye haykır güzel kardeşim hem de iki kere… Bir kez olsun kuyruğu dik tut ve hayır de… Ve bırak onlar ne derlerse desinler! |
Anayasa degisikliginle hicbir alakasi olmayan bir metin kopyalamissin!!!!
Bu kadar basit ve iceriksiz metinlere nasil kaniyorsun??? Hangi maddesi rahatsiz ediyor seni? Söyle su maddenin su bölümü rahatsiz ediyor diye!!!! Oturup seviyeli tartisiriz, ama yok onun gözü cirkin bunun ayagi topalla olmuyor bu is. Anaokulundan ayrilali 20 yil olmustur kiz :) |
ırkcıların anayasasına hayır!
Gaziantep'te referandum mitingi kapsamında halka seslenen Erdoğan, boy polemiğini devam ettirdi. Başbakan Erdoğan, 'Onlar tutturmuş Başbakan'a soruyorlar. Boyun kaç? Benim boyum 1.85. Al tepe tepe kullan. Önemli olan boy değil, önemli olan soy...' diye konuştu. Melih Gökçek Ülke Tv'de yayınlanan Sıra Dışı programında Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ermeni kökenli olan annesini gündeme getirdi. Kılıçdaroğlu'nun miting yaptığı yerlerin Alevi vatandaşların yoğun yaşadığı yerler olduğuna vurgu yapan Gökçek: ''Ancak kendisine annesinin Ermeni olup olmadığını sordukları zaman, mezhepsel olarak Alevi olup olmadıklarını sordukları zaman cevabı vermemek için kıvranıyor. Demokratik bir ülkedeyiz. CHP'de seni bu kimliğinle kabul ettiler'' dedi. anaları ağızlarına alan (ananı al git, anasını sorunca kıvranıyor) ırkcıların yazdığı anayasaya hayır! CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın üslubunu eleştirirken, ''Recep Bey önce anamızı ağzına aldı. Sonra babamızı ağzına aldı. Bugün Gaziantep'te benim soyumu sorguluyor.'Ne annemden, ne babamdan, ne soyumdan hiç utanmadım. Hepsiyle onur duydum. Ama Recep Bey'e tavsiyem var: Devlet senin emrinde benim soyumu öğrenmek istiyorsan, İstanbul Müftülüğüne başvurursun. Orada tutulan defterlere bakarsın benim soyumu öğrenirsin. Ama çok merak ediyorsan; eğer sen insanların soyuyla uğraşıyorsan eline bir tane pergel, cetvel al. Gel benim kafatasımı da ölç. Buna da benim itirazım olmaz.'' dedi. |
Cok ucuz bir yaklasim sergiliyorsun. Camur atma mentalitesi var sende.
Bos laflar püskürtenleri halk artik sandiga gömüyor!!!! Millet uyandi artik, eskisi gibi degil!!!! Icraata bak, bos laftan kimsenin karni doymuyor :D Ya ancak klişe sözlerle konuş sen neden hayır diyorsun bunu açıkla da öğrenelim buraya çıkıp bağırmakla olmuyor. 13 eylülde de görelim bakalım evet çıkınca durumunu. |
12 EYLÜL’DE NASIL BİR TUZAK PLANLANIYOR?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Dolmabahçe-Bomonti tünelinin açılışında, “12 Eylül’de yapılacak referandumla 12 Eylül darbecilerinin ve onların yardımcılarının hesap vereceğini” söylemiştir. (Vural Savaş, Sözcü, 23.07.2010) Başbakan’ın söylemi, Anayasa’nın geçici 15. maddesinin kaldırılmasına dayanmaktadır. Bu söylem gerçeği yansıtmamaktadır. Çünkü, geçici 15. madde kaldırılarak “12 Eylülcülerden” hesap sorulabilmesi hukuken olanaklı değildir. Açıklamaya çalışalım… 1) Öncelikle belirtmek gerekir ki, AKP, Anayasa’nın geçici 15. maddesinin kaldırılmasını, 12 Eylül’le hesaplaşmak için değil, kendi sivil dikta rejimini sağlayacak yargı darbesine ilişkin değişiklikleri gözden kaçırmak ve bu yolla referandumda “evet” oyu çıkması için araç olarak kullanmıştır. Yani bu geçici maddenin kaldırılması bir “tuzak” değişikliktir. Çünkü, geçici 15. maddenin yürürlükten kaldırılması 12 Eylülcülerin yargılanmasını sağlayamaz; buna hukuken olanak yoktur. Her şeyden önce geçici 15. madde bir “af normu” niteliğindedir. 12 Eylül’ü yapanlar için af getirmiş, eylemi suç olmaktan çıkarmıştır. Geri dönüp, “affı kaldırıyorum, eylemi yapanları yargılayacağım demek” olanaksızdır. Aleyhe düzenleme içeren yasaların geçmişe yürümedikleri bilinen bir hukuk ilkesidir. Geçici 15. maddeyi kaldıran yasa da yürürlüğe girdikten sonra hüküm ifade edecek, geçmişe yürümeyecektir. İkinci olarak, Anayasa’nın 38. maddesine göre, hiç kimse “işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz”. Türk Ceza Yasası’nın 7. maddesinde de, “işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez. İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz” kuralına yer verilmiştir. Yine TCY’nın 7. maddesinde, “suç işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır” denilmektedir. Bu kurallar karşısında, Anayasa’nın geçici 15. maddesinin yürürlükten kalkmasıyla “12 Eylül darbecilerinin ve onların yardımcılarının hesap vereceğini” iddia etmek, hukuk bilmezliğin itirafından başka bir şey değildir. (Vural Savaş, Sözcü, 23.07.2010) Bu yolla, hukuk bilmeyen bilmemesi de doğal olan halk etkilenmeye çalışılmaktadır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, TCY’nın 71, 68 ve 311. maddeleri uyarınca olayda zamanaşımı süresi de dolmuştur. (Av. Uğur Yetimoğlu, Cumhuriyet, 03.08.2010) Bu nedenle de, 12 Eylül darbesini yapanları yargılamak olanaksızdır. Bu hukuksal nedenler, Anayasa’nın geçici 15. maddesinin yürürlükten kalkmasıyla “12 Eylülcülerden hesap sorulamayacağını” ortaya koymaktadır. 2) Aslında bunu Sayın Başbakan da bilmektedir. Başbakan’ın bildiğini Fethullah Gülen, açıkça dile getirmiş ve “Referandumun sadece 12 Eylül’ün kirlerini temizlemeye ve darbecilerle hesaplaşmaya vesile gibi gösterilmesi doğru değildir. Bu sayede darbecilerden intikam alınacağını düşünmek yanlıştır” (Cumhuriyet, 02.08.2010) diyerek, tarikat ve cemaatleri koruyup kollayan, bu yolla ivme kazanmalarına yardımcı olan 12 Eylül yönetimine sahip çıkmıştır. Bu söylem, Başbakan’ın özde 12 Eylül yönetimiyle hesaplaşmak amacında olmadığı, geçici 15. maddenin yürürlükten kaldırılmasının “tuzak” düzenleme olduğunu ortaya koymuştur. Çünkü hiçbir tarikat ve cemaat mensubu kendilerine yardımcı olan ve bugünlere gelmelerini sağlayan bir yönetimden hesap sormaz. 3) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Yalova Marina’daki toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Askeri darbelerde nice delikanlılarımız darağacında sallandırıldı, asıldı” diyerek, daha önce parti grubunda yaptığı gibi 12 Eylül’deki idamları, dolayısıyla 12 Eylül’ü eleştirir görünmüştür. (Cumhuriyet, 24.07.2010) Oysa Sayın Erdoğan, Refah Parti İl Başkanı olduğu o günlerde, idamların önlenmesi için kendisini ziyaret edenlere, “Haşa idam cezalarının kaldırılması söz konusu değildir… Biz kısmet olur iktidara gelirsek Fatih Sultan Mehmet kanunlarını getireceğiz. Düzenin kurulması için idam cezalarının devam etmesini sağlayacağız” diyebilmiştir. (Cumhuriyet, 24.07.2010) Bu saptama da, geçici 15. maddenin kaldırılmasının bir “tuzak” değişiklik olduğunu göstermektedir. 4) 12 Eylül döneminde yapılanlar ile AKP iktidarının son üç yılında yapılanlar arasındaki benzerlikler, amacın “12 Eylül’den hesap sorulması” olmadığını açıkça ortaya koymaktadır. Gerçekten, 12 Eylül 1980’de yapılan darbeden sonra askeri rejim tüm karşıtlarını tutuklatmış, o dönemde insan haklarını hiçe sayan uygulamalar yapılmıştır. 12 Eylül 2010’da durum farklı mıdır? Özel yetkili mahkeme, gizli tanık ve ihbarcı uygulaması getirilerek Atatürkçü, yurtsever, AKP karşıtı aydınlar, akademisyenler, gazeteciler, askerler, politikacılar, tarikat ve cemaatlerle uğraşan savcılar tutuklattırılmış, insanlar yasa dışı yollarla dinlenerek kutsal olan özel yaşamlar alt üst edilmiş, temel hak ve özgürlükler, adil yargılanma hakkı, masumiyet karinesi bir yana bırakılmış, yandaş medya yardımı ile insanlar, yargısız infaza tabi tutularak suçlu ilan edilmiştir. Yargı aracılığıyla YAŞ kararlarına bile ambargo konulmuş, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin düzeni ve disiplini siyasal iktidarın çıkarı doğrultusunda yok edilebilmiştir. Tüm bunlar, AKP anayasa değişiklik paketinde geçici 15. maddenin kaldırılmasına yer verilmesinin “12 Eylül’den hesap sorulması” amacıyla yapılmadığını ortaya koymaktadır. 5) AKP Anayasa değişikliği çalışmalarına başladığını açıkladıktan beri bu değişikliklerin Atatürk Cumhuriyeti’ni İslami Cumhuriyete dönüştürmek için yargıyı ele geçirmeye çalıştığını, değişiklik paketiyle bunun hukuksal alt yapısının hazırlandığını söyleyip durduk. Bu konudaki hiçbir söylem Fethullah Gülen’in referandumda “evet” denmesini istemesi kadar etkili olamadı, olamazdı. Prof. Dr. Hakan Yavuz’un nitelemesiyle “AKP’yle koalisyon içinde iktidarı hedefleyen” (Leyla Tavşanoğlu ile söyleşi, Cumhuriyet, 25.07.2010), AKP ile özdeşleşen ve siyasallaşan cemaatin lideri Fethullah Gülen, “O paketin içinde milletimizin istikbali için çok önemli maddeler var; bu itibarla da değişiklik paketi bu yönüyle desteklenmeli ve ‘evet’ oyları bu niyetle verilmelidir. Değil sadece kadını erkeği, çoluğu çocuğuyla hatta imkan olsa mezardakileri bile kaldırıp ‘evet’ oyu kullandırmak lazım” diyerek (Cumhuriyet, 02.08.2010), değişiklik paketinin, Cumhuriyet rejimini daha İslami bir yapıya dönüştürülmesi, tarikat ve cemaatlerin Türkiye’yi yönetmeleri önündeki hukuksal engellerin ortadan kaldırılması yönünden ne kadar önemli olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Demek ki, “12 Eylül’den hesap sorma” söylemi de, değişikliklerin gerçek amacını gizlemek ve referandumda “evet” çıkmasını sağlamak için kurulan tuzaklardan yalnızca biridir. Bülent Serim Anayasa Mahkemesi eski Genel Sekreteri |
Kendi düsüncen yok mu?
Kendin fikir üretemiyormusun? Anayasanin yeni taslagini oku ve kendin fikir üret. Sonra ister Evet ister Hayir oyu ver!!!! Ama baskalarin sana dayattigini yapmak dogru degil!!! |
Hollanda’dan referandumda "Hayır" çağrısı
Özgürlük ve Dayanışma Partisi’nin Hollanda’da yürüttüğü çalışma tarafından referandumda "Hayır" oyu kullanılması çağrısı yapıldı. Eşit, özgür ve demokratik Türkiye için 12 Eylül’de iki hayır birden başlığıyla yapılan açıklamada, AKP, anayasa değişiklik paketini demokratikleşme ve 12 Eylül darbesiyle hesaplaşma olarak sunmaya çalıştığı, oysa, bu değişiklik 12 Eylül faşist darbesiyle yaratılan yeni sömürü düzeninin güçlendirilmesini yani 12 Eylül'ün sürdürülmesini amaçlamaktadır denildi. Açıklamada AKP’nin 12 Eylül cuntasının devamcısı olduğu vurgulanırken, “değiştirilmesi gereken birçok anayasa, yasa maddesi, yönetmelik ve bunların yarattığı kurumlar dururken, yönetenlerin ve küresel sermayenin yansıması olarak ülkede kendi aralarında yürütülen güç mücadelesini demokrasi ve özgürlük mücadelesi imiş gibi kamuoyuna sunma aldatmacasını elimizin tersiyle itiyoruz” denildi. Özgürlükten ve eşitlikten yana olanların gündeminin 12 Eylül yasa kurum ve kuruluşlarını ortadan kaldırarak en geniş katılımın ve paylaşımın sağlandığı yeni bir demokrat, eşitlikçi ve özgürlükçü bir anayasayı hedef alan,12 Eylül cuntasından gerçekten hesap sormayı hedefleyen bir yaklaşımı haykırmak zorunda olduğu belirtilen açıklamada, “anayasa değişikliği, AKP'nin kendi iktidarını pekiştirme arayışlarının ve kapitalizmin ülkemizde bugün geldiği aşamanın hukuksal üst yapısını oluşturmayı amaçlamaktadır” denildi. Bu sayede, emperyalizme bağımlı olarak gelişen, Ilımlı İslamcı piyasa diktatörlüğü doğrultusunda gelişen yeni sömürü düzenini tahkim etmeye çalışılmakta olduğu söylendi. Açıklama şu şekilde devam etti: “Bizler Hollanda'da yaşayan ÖZGÜRLÜK VE DAYANIŞMACI`lar olarak AKP’nin kendi açmazlarını çözmek için dayattığı, ezilenlerin, sömürülenlerin, horlananların, ayrımcılığa uğrayanların ve en önemlisi ülkede yaşanan Kürt halkına ve Alevilere yönelik yok sayma politikaları ve uygulamalarına bir iyileştirme getirmeyeceği gibi bu politikaları uygulayan mevcut iktidarın elini güçlendireceğine inanmaktayız. 12 Eylül'de, AKP'nin Anayasasına da 12 Eylül Anayasasına da HAYIR diyoruz. Bizim hayırımız aynı zamanda özgürlükçü, dayanışmacı ve demokrat, yeni bir anayasanın yapılmasına EVET' tir. Bizler tüm Devrimci, Demokrat, Alevi, Kürt ve her türlü ayrımcılığa uğrayan, kalbi demokrasiden, özgürlükten yana atanları, bir dayanışma ruhu içinde sınır kapılarına konan referandum sandıklarına giderek; 12 Eylül cuntasının devamcısı, AKP anayasasına HAYIR oyunu kullanmaya çağırıyoruz!” |
yeni anayasa amac mi arac mi?
 http://www.youtube.com/watch?v=ThXBICGEyyE&NR=1 “…..Peki nasıl bir demokrasi?..Bu demokrasi amaç mı olacak yoksa araç mı?İşte burası tartışmaya açılmalıdır..Bize göre demokrasi hiçbir zaman amaç olamaz!..Demokrasi ancak ilmi noktada ele aldığımız zaman bir araç olduğunu göreceğiz…..” söz agizdan cikmis bir kere. bir insan 45 yasinda "degistim, eski adam degilim" derse, bu adamin karakteri ve kisiligi zaten temelsizdir, ve bozuktur. ama bu adamlar icin her yol mübah. isi bitene kadar demokrat takilacak. tekrar tekrar hatirlatilmalidir bu adamlarin dedigi... |
Deine Meinung ist ja schön und gut, aber dein profilbild wirkt auf dauer lächerlich und trotzig wie ein Kind. Je härter du gegen die wand läufst desto mehr widerstand gibt es. Das macht nur unnötige frustation. Sei etwas sanftmütiger. Frech darfst du ja trotzdem sein, aber bleib dabei locker. Du wirkst echt abschreckend agressiv. Das ladet nicht grade zur diskussion ein. Mal kann ja passieren, ist normal hier.. aber echt du solltest eine andere richtung einschlagen.
|
Nein taotou ich werde meinen beitrag nicht löschen. Hör auf mir solche Briefe zu schreiben.
Es ist nichts dagegen einzuweden auch wenn man 40 ist, das internet zu benutzen um an diskussionen zu verbringen. Dieser Satz wirkt wirklich nicht abschreckend, sondern es ist nur ein blödes kindisches argument. Wir leben nunmal in einem internet zeitalter, wo jeder sich dessen bedienen kann. Es gehört alles dazu. Keine ahnung ob du dein computer mit 40 verbrennen wirst und lieber strickst. Geht mich auch nichts an. Wenn du so empfindlich auf männer, die dich anmachen reagierst, dann ist das internet nichts für dich. Dann brauchst du auch nicht deine bilder zu presäntieren und die leute zu provizieren. Irgendwie willst du es doch auch. Wer weiss wieviele Nicks du hast. Absender: tautou [ Blocken ] Betreff: ....... Datum: heute, 10:06 yazdigini lütfen siler misin? 40 yasina gelip de ömrünü sanal alemde harcayan, hayattan gram haz almanyan bir kadinin tavsiyelerine ihtiyacimin oldugunu zannetmiyorum. hem konu disinda katilim yapman bence yersiz. haydi selametle... ---------------------------- PS; Belästige mich nicht mehr weiter. Auf Drohungen reagiere ich allergisch. Habe keinen nerv auf sowas. Wenn du kein kritik verträgst und nicht diskutieren willst, dann bist du total fehl am platz im forum. |
vaybee saykosu bana da carpi sonunda :)
neyse, cok nickli abla... dedigim gibi, tavsiyelerine ihtiyacimin oldugunu zannetmiyorum. ve "anayasaya hayir" konulu bu basligi sahsi komplekslerinle daha fazla mesgul etmeyecegini ümit ediyorum. hoscakal |
@tatou
Istedigin kadar tehdit-maili gönder buradakilerine.
Senin ne oldugunu zaten ögrendi ahali :) Hem fikir olmayanlara saldirmak acizligini ortaya koyuyor!!!!! Baska düsüncelere sahipsen insan gibi ortaya koyar sohbet edersin veya tartisirsin!!! Ama küfürlerle, hakaretlerle ve seviyesizce hicbiryere varamazsin. |
Sende az degilsin
Zitat:
|
Zitat:
Bunun masumlukla hicbir alakasi yok!!! |
Inanin cok komiksiniz. Gercekten okuyup anladiniz mi yeni anayasayi?
Bence okusaniz bile anlamamissiniz. :D Öncelikle anayasa tarzi bu kanun kitaplarinda diger önceki maddelere de ve Türkiye kanunlarini da göz önünde bulundurarak, bu anayasayi okumalisiniz. Kisaca, orada su madde degistirildi, bu böyle olacak anlamina gelmiyor. Jura okuyanlar gayet iyi bilirler ki, her zaman kanun kitaplarinda kelimeler özellikle secilir, özellikle cümle icinde kullanilirlar ki; tam anlam ifade etsin ve kanunen tam yerinde olsun, baska türlü anlasilmasin diye. Peki ne okudunuz? Ne anladiniz? :D Komikler sizi, yiyismeye devam edin bakim. :) Simdi gelelim benim fikrime. Tabiki herkesin fikri acik, herkesin kendine göre iyi taraflari ve kötü taraflari olan bir degisiklik olabilir. Öncelikle sunu söyleyebilirim ki; maddeler arasinda bi kac hosuma giden degisiklikler var, fakat hosuma gitmeyen maddeler oldukca fazla. Ben HAYIR´ciyim. Sebebini de söyle acikliyorum size, buyurun: Bir ülke bagimsizligini ancak yargi, sinir güvenigi ve toprak bütünlügü ile koruyabilir. Bunun örnekleri yillar öncesinden yasanmistir. 1- Fransiz revolusyonu. a) Ekmek fiyatlari arttigi icin... halk pasta yapmak zorunda kalmis ve bu da isyan sebeplerinden birisi olmustur. b) Yargi kralin elinde oldugu icin, istedigini asmis, istedigi haksizlik yapani serbes birakmis, böylelikle de haksizliga sebep olmustur. c) Din yarginin ve yönetimin üstünde gelmistir ki; din sadece kisinin individuelidir, sadece bireysel olarak algilanmalidir. Dinle toplumsal bir amac güdülemez. d) Asker kralin dedigini yapmak zorunda kalmis ve ingiltere tarafinda saf tutmustur, kaybedecegi bir savas icin bosu bosuna yatirimlarla halkin ic savas cikarmasina sebep olmustur. Bunu okuyan ve fransiz devrimi konusunu bilen herkes bu maddeleri bilir. Su anda AKP hükümeti yargi ve askeriyeyi ele gecirirse, bunun kralliktan, monarsiden ve diktator yönetiminden farki kalmaz. Bir diger örnek; 2-) Ikinci dünya savasi ve Hitler. a) Din her ne kadar cok büyük bir rol oynamamis gibi gözükse de ilk siralarda yer alir. bkz. yahudi katliami. Su anda Almanya bu katliam sebebiyle Israil´e milyonlarca euro ödemek zorunda. b) Asker tamamen hitler´in elinde oldugundan önüne gelene savas acmistir. Kazanirken kaybetmistir ve su anda Almanya bununla utanc duymaktadir. Sirf bu sebepten dolayi Almanya´nin bir Anayasa´si (Verfassunggesetz) yok, bunun yerine Temelyasa (Grundgesetz) ismini verdikleri temel yasalar var. Söyle diyebiliriz. Adam akilli bir kullanma klavuzu olmayan bir icat. c) Hitler yargiyi eline aldiginda ona engel olacak herkesi öldürttü. Böylece kendi yolunu acmis oldu. Su anda AKP hükümetinde bunu yapmiyacagi ne mechul? Ilk basta bagimsiz bir devletin toprak bütünlügünü neredeyse kaybettirmek üzere olan bir hükümet benim güvenimi sarsmisken, asker ve yargiyi da ele gecirdiginde diktatörden farkli olamaz. Askerin görevi toprak bütünlügünü ve sinirlari korumak. Yargi ise bagimsiz kisinin hakkini korumak ile hükümlü. Benim hakkimi baskasi aldiginda ve haksiz kisi saliverildiginde yarginin etkisi nerede kalir? Peki asker kalkip ona buna savas actiginda veya poliscilik oynamaya kalktiginda onu da gecelim sirf hükümet istiyor diye Amerika´nin savasacagi ülkelere asker gönderdiginde ve buna yatirimlar yaptiginda benim bagimsizligim nerede kalir? Iyi düsünmekte fayda var. Size söyledigim gibi diger degistirilecek olan maddeler arasinda gayet hosuma giden kanunlar da var; fakat bagimsizligimi kaybetmek yerine o hosuma giden diger maddelerden de vazgecer, eskisi gibi kalmayi yeylerim. Kisaca; padiSAH, MAT olmali. Iran, Suriye, Irak, Afganistan vs vs gibi devletler bu monarsilikten kurtulup adam akilli demokrasi arayisindayken, bizim ampülü patlamis düsüncesiz birneler onlar gibi monarsinin kucagina kendileri kosuyor. Nasil bir düsünceniz var anlamis degilim. Bilip bilmeden ne evet diyin, ne de hayir. Özellikle oradan buradan duydugunuz fikirlerle ise hic yola cikmayin, kalkip baskalari tekerinizin önüne bi zicar, tepe taklak gidersiniz. Kendiniz arastirin ve bilen kisilere sorup sorusturun. Hem 12 Eylül´de MHPliler olsun CHP´liler olsun veya diger sollar olsun, bunlara yapilan eziyetleri sorusturacagini söyleyen Recep T. E. bunu gercekten yapacak mi? Ya siz herseyi cok toz pembe görmektesiniz, yada bunlar bazi seyleri sizden saklamasini cok iyi biliyorlar. Devlet, hükümet demek degildir. Devlet hepimizin, hükümet ise bu devleti yönetmek isteyen. |
Arkadas sen daha da komiksin.
Anayasa degisikligini okudum diyorsun ama pek anlamamissin. Almancanda bir düzeltme yapayim: Anayasa = Grundgesetz Bana bu iki soruyu seviyeli bir sekilde cevaplarmisin:
|
madde 10: "çocuklar, yaşlılar ve engelliler gibi özel surette korunması gerekenler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılamaz." bu maddede dikkat çekmesi gereken "çocuklar" ifadesidir.
"Tas atan cocuklar" tabiriyle masum gösterilmeye calisilan, terörist bir kesimin terörist cocuklari bu madde sayesinde pozitif ayrimciliga tabi tutulacak. madde 20: "herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir." özel hayatın gizliliğini düzenleyen bu maddeki ilgili düzenleme, devlet kurumlarına vatandaşların kişisel verilerini istediği gibi kullanma hakkı verir. devlet, vatandaşlarının kişisel verilerini korumakla mükelleftir. Maddenin devaminda vatandasa "kisisel verilerin kötü amacli kullanilip kullanilmadigini ögrenme" hakki veriliyor. Yani devlet "kisisel verilerin kötü amacli kullanilmis, sorsaydin ögrenirdin" deme hakkini elde ediyor; zorunlulugunu istege bagli hale getiriyor. Ayrica; 12 eylül'ün yargilanmasi icin gecici 15. maddenin tamamiyla kaldirilmasi gerekmektedir; ki zaman asimina ugramis bir sebepten dolayi yargi yapilamiyacagi yer almaktadir. Kisacasi; Kenan Evren dötüne buzlu bademleri sokup, kabuz kabuz otururken, yargilanmadan bagirsak enfeksiyonu ile ölüp gidecek. Yani; darbeciler yargilanamiyacaklar! Memura toplu sözlesme hakki verilip, grev hakki elinden aliniyor. Aslinda zaten grev yapamiyorlardi gariplerim ama hic yoktan haklari vardi. Parti kapatma meselesini parlamento tamamen kendi üzerine aliyor ve bu yanlistir. Hükümeti eline gecirmis bir partinin baska partileri kapatma hakki da nereden cikiyor? Bastan da söyledim. Ne CHP ne MHP ne de AKP bunlarin ücününde cani cehenneme. Parti tutuyorum diye ilgilenmiyorum. Sirf türk kimligine sahibim diye ilgileniyorum. Kisaca o ülkenin vatandasiyim. Alman vatandasi olsam zikimde olmaz. Oy bile kullanamiyorum la. Bu önceki 12 Eylül Anayasa´sina oy verilmis secilmis. Simdi yeni bir Anayasa´ya ihtiyacimiz oldugu kesin. Ama böyle olmamali. Kusura bakmayin ama ben özgürlügümü kalkip, Fetullah Gülen Hoca Efendi Hazretleri ögrencisi Recep Tayyip Erdogan´in ellerine teslim edemem. Ona bakarsan ne kadar özgürsün diye soracak olursan o da mechul aslinda aq. Ayrica Eurovision´a bile sanatciyi SMSlerle secip gönderen bir millet, adam akilli sanatci secemiyorken, nasil Anayasa´yi oylasin? :D |
Zitat:
Cocuklarin hepisi bizim cocuklarimiz. Anasi babasi terörist olsada onlar bizim cocuklarimiz. Onlar daha masum. Onlari biz yetistirip topluma kazandiracagiz!!!!! 10. maddede aslinda kadinlarda vardi ama Anayasa Mahkemesi kadinlari pozitif ayirimciliga katilmasini kabul etmedi. Zitat:
Buna benzer "Datenschutz" almanyadada var. Sen herhangi bir sorunda devleti sorgulama hakkin olacak. Kisisel bilgilerin disariya sizdiginda bunun hesabini sorabileceksin!!!! Avrupa ülkelerinde bu yillardir var!!!!!! Bu yasa gelmedikce her kurum senin kisisel bilgilerini istedigi gibi kullanabilecek!!!!!!! Zitat:
Zitat:
Kenan evren ve yandaslari yargilanmasi baska bir sey. Hatirlatayim!!!! Bu madde kalkarsa herkes Kenan Evran ve yandaslarina karsi suc duyurusunda bulunabilir. Savci kalkar suc duyurusunda bulunur. veya sen gider suc duyurusunda bulunursun. Ama zaman asimina ugradigi icin yargilanmasi biraz zor gözüküyor!!!!!! Bildigin gibi Türkiye bir hukuk devletidir. AKP kalkip Kenan Evreni yargilayamaz. Yargilamayi yargi yapar. Bununla görevli savcilar var. Bu maddenin kalkmasi ileride askeriyenin darbe olaylarini aklina bile getirmemesi icin cok önemli!!!!! 15. madde türkiyenin yüz karasi!!!!!!!! Zitat:
Aradaki farki anlatayim. Eski yasaya göre toplu görüsme vardir. Bu toplu görüsmede anlasilan maddeleri devlet istedigi zaman fes edebiliyordu. Ben vazgectim diyebiliyordu. Toplu sözlesmede devletin ben vazgectim deme hakki kalmiyor. Sözünde durmakla yükümlü!!!!!! Iki tarafin imzaladigi bir sözlesme gerceklesirse devlet cayamiyor ama memurda grev yapamiyor!!!!! Ama anlasamazlarsa eskisi gibi greve gidebiliyorlar!!!!! Zitat:
Ne ise yaradi senin parti kapatman????? Kapatilmasin artik partiler!!! Demokraside partiler kapanmaz!!!!!!!!! |
Cocuklarin calistirilmasi, cocuklara dayak atilmasi zaten yasak. Bunu bu maddeyle mi getiriyorlar? Yapma simdi. :D
Cocuklarin aldiklari cezalar zaten belli. Ha ceza kanununda biraz daha hafifletilmesine karsi degilim. Fakat tamamen sen yap ve elini kolunu sallayarak dolas demek de yanlis olur. Su anda zaten kisisel bilgilerimi sorgulama hakkim var. Hatta kimin benim bilgilerimi alip, kullandigini bile sorgulama hakkina sahibim. Ha su var. Almanya´daki gibi gizlilik ilkeleri yerine getirilmiyor. Nitekim, burada yine de Türkiye´den bahsediyoruz. Türkiye´de devlet kendisini sorgulattirmaz ne kadar özgürlük taninsa bile bu hakkini kullanamazsin. : ) O madde bana dogrudan grevin kaldirildigini söylüyor. Ya anlasmaya gidilir, yada grev yapamazsin, devletin verdigiyle yetinirsin anlamini cikartiyorum. Evet benim de dedigim o zaten. Yargilama hakkimi veriyor fakat 15. ci madde kaldirilmiyor. Onu kaldirmadiklari icin, zaman asimindan dolayi yargilamaya gidemiyorum. Kisaca, Kenan Evren vb. darbecileri yargilayamiyorum. Ha su var, ileride bir darbe olmasi engellenmis oluyor. Yani AKP birsey yaptiginda, darbe yapilip hükümetin düsürülmesi bir sekilde ortadan kaldirilmis oluyor, böylece hükümet istedigini istedigi gibi elini kolunu sallayarak yapabiliyor. Parti kapatma konusunu yanlis anladigimi sanmiyorum. Diyelim ki AKP´nin kapatilmasi gerekiyor. Peki hangi parti parlemantoda üstün? AKP. Oylama gidilince tabiki kapatilmasin cikacak. Diyelim ki AKP bir partiyi kapattirmak istiyor. Üstün oylama yine AKP´ye ait. Durum böyle olunca ne oluyor? Istedigi partiyi kapatma sansi doguyor. Kisaca TBMM´de üstün olan partiler, ona karsi olacak olan partileri yok edebilir. Durum böyle olunca demokrasi nerede kaliyor? |
Zitat:
Yok dimi calisan, mendil satan veya ayakkabi boyayan cocuk. Bunlarin haklari anayasal hak olacak! Zitat:
SSK belli sinirli bilgileri sorgulatiyor. Nüfüs daireleri sinirli bilgi sorgulatiyor. Bu degisecek!!! Anayasal hakkin olarak senin hakkinda tüm bilgileri sorgulatmak mecburiyeti geliyor!!!!!!! Zitat:
Zitat:
Hukuk devleti oldugumuz icin geregini yargi yapacaktir!!!! Bunlara AKP veya baska bir partinin karisma hakki yoktur ve olmayacaktir!!!!! Zitat:
Evet oy cogunlugu saglandiginda parti kapatilir!!! Ama parti kapatan parti bir daha oy alabilirmi???? Varsaylim senin paranoid düsüncenle AKP CHP'yi kapatti. Ertesi gün CHP yeni bir isimle ayni kadroyla ortaya cikacaktir!!! Eeee neye yaradi bu parti kapatma????? Cahilce düsünmeyelim. BDP, DTP, HEDAP, HADEP falan filan..... bunlari cok gördük... istedigin kadar kapat!!!! ayni binanin önüne yeni isim takip ayni kadroyla devam ediyorlar!!!!!! Neyine yaradi senin parti kapatman????????? |
Anlamadin sanirim. Ne diyorum? Cocuklari dövmek, cocuklari calistirmak zaten yasak. Bak "yasak" diyorum, kanunen bu yasagin yeri zaten var. Yani; cocuklarin mendil satmasi, sokaklarda ayakkabi boyamasi, vs vs. YASAK! Anayasa buna zaten izin vermiyor. Bu madde getirilince, yasaklanmis olmuyor!!!
Haydi bakalim, bisi kalmadi bekleyelim görelim. Bakalim bize neler getirecek, bizden neler götürecek. : ) |
Zitat:
Hangi maddesinde cocuklari koruma altina almis??? |
Asil merak ettigim ne biliyor musun?
Gercekten kanunlari biliyor musun veya bilmeyip arastirip ögrenmek yerine burada sorarak ögrenmegi daha kolay buldugundan dolayi mi sormayi tercih ediyorsun? Surada tartisma yapilmaya basladigindan beri sadece sorular sormussun. Aciklamalara bile sorular sormussun, arada kendi fikirlerini yazmissin. "Bir cocuk 15 yasina kadar calistirilamaz." Nereden mi biliyorum? Cünkü Türkiye´de bir Lakierer yaninda 12 yasimdayken, yaz tatilinde cirak durdugumda, zabitanin benim ifademi aldiktan sonra, o adama yapmadiklari eziyeti birakmadiklarindan, isime son verdiginden dolayi. Ha simdi 14-15 yasina takilirsan, Almanya´da da bunun Jugendarbeitsschutzgesetzes´e göre 14-15 yasinda oldugunu acikca söyleyebilirim. Bak kanun dedigin acik acik maddelerle yazilmis. Kisaca su olursa su olur, bu olmazsa bu olur diye dolandirmadan veya günümüz Anayasa degisikliginde "su olacak, bu olacak" diye tartismalara meyletmeden. Her vatandasin okudugunda; "Bu kanunu nasil anladin?" sorusuna, herkesin esit cevaplar verebilecegi nitelikte degistirilmeli gerektigini savundugumu da söylemeden edemiyecegim. Delil istedin, buyur delil; 4857 sayili is kanunun 71´inci maddesini aynen buraya copy paste yapiyorum. İş Kanuna[1] göre; On beş yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaktır. Ancak, on dört yaşını doldurmuş ve ilköğretimi tamamlamış olan çocuklar, bedensel, zihinsel ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilirler 18 yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçiler bakımından yasak olan işler ile 15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış genç işçilerin çalışmasına izin verilecek işler, 14 yaşını bitirmiş ve ilköğretimini tamamlamış çocukların çalıştırılabilecekleri hafif işler ve çalışma koşullarına ilişkin usul ve esasları kapsayan yönetmeliğin[2] amacı, çocuk ve genç işçilerin sağlık ve güvenliklerini, fiziksel, zihinsel, ahlâki ve sosyal gelişmelerini veya öğrenimlerini tehlikeye atmadan çalışma şekillerinin esaslarını belirlemek ve ekonomik istismarlarını önlemektir. Yönetmelikte; (Genç İşçi) 15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış kişi, (Çocuk İşçi) 14 yaşını bitirmiş, 15 yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamış kişi, (Hafif İş) Yapısı ve niteliği itibariyle ve yerine getirilmesi sırasındaki özel koşullara göre; (a) Çocukların gelişmelerine ve sağlık ve güvenliklerine zararlı etki ihtimali olmayan, (b) Okula devamını, mesleki eğitimini veya yetkili merciler tarafından onaylanmış eğitim programına katılımını ve bu tür faaliyetlerden yararlanmasını engellemeyen işler, (Ağır ve Tehlikeli İş): yönetmelikte[3] belirtilen işler, şeklinde tanımlanmıştır. Çocuk İşçi Çalıştırmada Dikkat Edilecek Kriterler: 1- Çocuğun işçinin işe yerleştirilmesinde ve çalışması süresince güvenliği, sağlığı, bedensel, zihinsel, ahlaki ve psikososyal gelişimi, kişisel yatkınlık ve yetenekleri dikkate alınır. 2- Çocuk işçiler, okula devam edenlerin okula devamları ile okuldaki başarılarına engel olmayacak, meslek seçimi için yapılacak hazırlıklara ya da yetkili makamlar tarafından yeterliliği kabul edilen mesleki eğitime katılmasına engel olmayacak işlerde çalıştırılabilirler. 3- İşverenler çocuk işçilerin tecrübe eksikliği, mevcut veya muhtemel riskler konularında bilgisizlik veya tamamen gelişmiş olmamalarına bağlı olarak gelişmelerini, sağlık ve güvenliklerini tehlikeye sokabilecek herhangi bir riske karşı korunmalarını temin edeceklerdir. Çocuk İşçilerin Çalışmasına İzin Verilen Hafif İşler: 1. Düşme ve yaralanma tehlikesi olabilecek şekilde çalışmayı gerektirecek olanlar hariç meyve, sebze, çiçek toplama işleri, 2. Kümes hayvanları besiciliğinde yardımcı işler ve ipek böcekçiliği işleri, 3. Esnaf ve sanatkarların yanında satış işleri, 4. Büro hizmetlerine yardımcı işler, 5. Gazete, dergi ya da yazılı matbuatın dağıtımı ve satımı işleri (yük taşıma ve istifleme hariç), 6. Fırın, pastane, manav, büfe ve içkisiz lokantalarda komi ve satış elemanı olarak yapılan işler, 7. Satış eşyalarına etiket yapıştırma ve elle paketleme işleri, 8. Kütüphane, fuar, panayır ve sergi yerlerinde yardımcı işler (yük taşıma ve istifleme hariç), 9. Spor tesislerinde yardımcı işler, 10. Çiçek satışı, düzenlenmesi işleri. Çocuk İşçilerin Çalıştırılamayacakları İşler: 1. 4857 sayılı İş Kanununun 69'uncu maddesinde belirtilen gece dönemine rastlayan sürelerde yapılan işler, 2. Maden ocakları ile kablo döşemesi, kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi yer altında veya su altında çalışılacak işler, 3. Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliğinde 18 yaşını doldurmamış kişilerin çalışmasının yasaklandığı işler, 4. Hazırlama, Tamamlama ve Temizleme İşleri Yönetmeliği kapsamındaki işler, 5. Sağlık Kuralları Bakımından Günde Ancak Yedi buçuk Saat veya Daha Az Çalışılması Gereken İşler Hakkında Yönetmelik kapsamında yer alan işler, 6.Alkol, sigara ve bağımlılığa yol açan maddelerin üretimi ve toptan satış işleri, 7. Parlayıcı, patlayıcı, zararlı ve tehlikeli maddelerin toptan ve perakende satış işleri ile bu gibi maddelerin imali, işlenmesi, depolanması işleri ve bu maddelere maruz kalma ihtimali bulunan her türlü işler, 8.Gürültü ve/veya vibrasyonun yüksek olduğu ortamlarda yapılan işler, 9. Aşırı sıcak ve soğuk ortamda çalışma gerektiren işler ile sağlığa zararlı ve meslek hastalığına yol açan maddeler ile yapılan işler, 10. Radyoaktif maddelere ve zararlı ışınlara maruz kalınması ihtimali olan işler, 11. Müteharrik makineler kullanılarak yapılan işler, 12. Fazla dikkat isteyen ve aralıksız ayakta durmayı gerektiren işler, 13. Parça başı ve prim sistemi ile ücret ödenen işler, 14. Para taşıma ve tahsilat işleri, 15. İş bitiminde evine veya ailesinin yanına dönmesine olanak sağlamayan işler, (eğitim amaçlı işler hariç) 16. Meslek eğitim programı gereği staj nedeni ile yapılan çalışmalar hariç, güzellik salonlarında yapılan yüz, vücut bakımı ve estetiği, epilasyon ve masaj işleri, 17. Açık bir şekilde veya uzman hekim raporu ile fiziki ve psikolojik yeterliliklerinin üzerinde olan işler, 18. Toksin, Kanserojen, nesil takip eden genler zararlı veya doğmamış çocuğa zararlı veya herhangi bir şekilde insan sağlığını etkileyen zararlı maddelerle ilgili işler, 19. Eğitim, deney eksikliği güvenlik konusunda dikkat eksikliğine bağlı olarak gençlerin maruz kalabileceği kaçınılması veya fark edilmesi mümkün olmadığına inanılan iş kazası riski taşıyan işler. Sence bu kanun 0-14 yas arasi olan bütün cocuklarin calismasini acikca belirtmis mi belirtmemis mi? Sirf Anayasa´ya o maddeyi ekleyince cocuklar yine calistirilmayacaklar mi? Bazen komünistlere söylersiniz ya "ütopya görüyorsunuz!" diye, iste bunun aynisini dedirtmeyin bize; cünkü Türkiye´den bahsediyoruz. Türkiye bir Almanya olamaz veya tam tersi. Farkli sistem, farkli islev ve farkli muamele gösterilen bir memleket orasi. Dayin mi var? Ha korkma o zaman, o isin 24 saate bitirilir, dayin yok mu? Yandin o zaman sittim sene bitmez o is. Bu hep böyledi, AKP geldi bisi degisti mi? Hala ayni, bundan sonra da böyle devam eder. :D |
Cok komik bir cevap vermissin.
Sen alip is kanununu buraya kopyalamkla bu kanunun ne kadar isledigini de göz önüne koyuyorsun. 4857 sayili is kanunun 71´inci maddesi nasil isledigini her an görüyorum Mendil satan cocuklar, ayakkabi boyayan cocuklar fabriklarda is yaptirilan cocuklar...... Agzi olan bilip bilmeden konusuyor!!!!! Bize islemeyen kanunlardan bahsetme!!! Bu kanunlari nasil isletir hale getirebiliriz????? 90 yildir bizim Kanunlar islemiyor, dayisi amcasi olan elini kolunu sallayarak istedigini yapiyor bu ülkede. Bu son 7 yildir Türkiyede cetelerin üzerine gidiliyor. Yasadisi gruplar bitiriliyor. Ergenekon gibi örgütler cökertiliyor. Ben diyorumki bu bizim anayasamiza aliniyor!!!!!!!! Bu niye bazi kesimleri rahatsiz ettigini anlamadim???? MHP, CHP, BDP ve PKK bir olup Hayir diye haykiriyor. Birbirlerine öyle bir yaklastilarki Af bile getirecekler birbirlerine. CHP Evet diyen Belediye baskanlarini Partiden atiyor. PKK Evet diyenlere tehdit yagdiriyor. BDP'nin tutumu ortada, insanlara güvenmedigi icin oy vermeyin diyorlar ve bunlarda gidenlerin cezasi kesilecek diyorlar. Eeee bu Devlette Anayasa degisikligi sart mi? Evet sart!!!!! Cünkü CHP gibi "HAYIR"a zorlama Cünkü BDP gibi SANDIK" yasagi Cünkü PKK gibi "EVET" yasagi verenleri engellemek icin gerekiyor!!!!! Türkiyede su an icten pazarliklar yürüyor. Bunu cok acik indiragandi Kemal agzindan kacirdi. Siz bize "HAYIR" verin biz size genel AF verecegiz :-)))))) Yaaaa bu nasil pazarlik???? Katiller, tecavüzcüler serbest birakilacak!!! Ondan sonra bu ülkede niye bu kadar sapik dolasiyor, niye bu kadar tecavüz oluyor diye yanmalar!!!! Rahsan AFini gördük. Ne kadar it kopuk varsa disari cikarildi. Bu hirsiz Kemal bile Rahsan afindan kurtuldu. 5 milyar dolarlik davayi Rahsan Afiyla sildiler. ANAYASA degismesi lazim!!!!! ve bunun degismemesi icin cocuklar zaten korunuyor, anayasaya bu maddeyi almayalim deyip. bunu sebep gösterenler cok komik. 13 Eylül de Türkiyenin eski halinde kalip degismeyecegi veyi yeni asirlara mi tasinacagi belli olacak!!!!! |
| Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 03:25 Uhr. |