Bu yaşanan rezillik, adalet değil; düpedüz siyasi intikam operasyonudur.
Aylar geçmiş, Ekrem İmamoğlu gözaltına alınmış gibi gösterilmiş, yüzlerce polisle sabaha karşı baskın yapılmış, televizyon kameraları önceden haberdar edilip yerleştirilmiş, halkın seçilmiş belediye başkanı sanki bir mafya babasıymış gibi servis edilmiş… Ama hâlâ ortada bir iddianame bile yok!
Bu mu lan sizin adaletiniz?
Bu mu hukuk devleti?
Halkın oyuyla gelen bir başkana, aylarca süren bir algı operasyonu yapıyorsunuz, toplumun önüne linç ettirir gibi atıyorsunuz, ama hukuki olarak ortaya koyduğunuz tek bir belge bile yok. Yok çünkü yazacak bir suç bulamıyorsunuz.
O zaman neden o polis ordusu?
Neden o kameralar, neden o baskın tiyatrosu?
Çünkü amaç hukuk değil, gözdağı vermek.
Çünkü hedef adalet değil, siyasi rakibi itibarsızlaştırmak.
Çünkü sistem yargıyla değil, propaganda bakanlığıyla işliyor artık.
Bu devletin savcıları iktidarın tetikçisi olmuş, kalem yerine talimatla hareket ediyor.
Hâl böyleyken hâlâ bu düzene “hukuk devleti” demek, bu halka ihanettir.
Ekrem İmamoğlu halkın iradesidir.
Ona yapılan, hepimize yapılmaktadır.
Bu ahlaksızlık, bu utanmazlık tarihe geçecek.
Ama şunu aklınızdan çıkarmayın:
Bugün adaletle oynayanlar, yarın adaletin terazisinde en ağır biçimde tartılacak.
Zulümle abad olanın sonu her zaman hüsran olmuştur.
Halkın iradesini ezmeye çalışanlar, bir gün o iradenin öfkesine yenilir.
Ve unutmayın…
Öfkemiz, her geçen gün daha çok yanan ormanlarımız kadar azalmıyor; aksine onlar kadar kabarıyor.
Her ağaçla birlikte sabrımız da yanıyor.
Yakında bir kıvılcım yetecek.
Ve o zaman kimse “ben bilmiyordum” diyemeyecek.
|