Einzelnen Beitrag anzeigen
  #2  
Alt 26.08.2017, 19:41
seyrangah_06
 
Beiträge: n/a
Standard

Merhaba Ozan, senin hic bir almanca yazini okumadigin icin senin sonraden bir sebebten dolayi Almanya'ya geldigini düsünüyorum.
Ve senin kendini cok güzel ifade ettigini Türkceyi iyi kullandigi galiba burda IQ'su oda sicakligi derecesi üzerinde olan herkes görüyor.

Gel gelelim senin yazina. Hos bir yazi. Ve bir devrimci olarak etrafini gözledigine vurgu yapmissim. Güldüm ve hosuma da gitti. Baska nasil olabilir ki, devrimci olmak demek, her daim önüne bakmak demektir. Gecmisinden ders cikarip yarinlari insa etmektir.

Hüzün kelimesi ile Yunanistan'da karsilasmistim. Önceleri bu bizlere Türklere ya da genel anlamda Türkiye halklarina ait bir yasam bicimi, bir ruh hali saniyordum. Öyle degilmis.

Esyalari gözlem aleti olarak kullanmayi seviyorsun, o zaman bende sana esyali bir örnek getiriyim. Yasamak araba sürmek gibidir. Araba da ön cam niye bu kadar büyük ve dikiz aynasi niye cok kücüktür? Cünkü önüne bakmak daha önemli, tabi arada bir dikiz aynasina bakmanin faydalarini sende biliyorsun, dolayisiyla tartisilmasi gereksizdir.

Önüne bak devrimci arkadasim önüne bak.

Türk Halk Edebiyatina adini ölümsüz harflerle yazdirmis olan Banaz'li Koca Haydar'in siirleri sirf edebiyat malzemesi degil. Kimi zaman da hayata bakis acisidir....


Önüne baslamadan sonunu yokla gönül
Yüzüne bakmayanin tozuna bakma gönül....





Zitat:
Zitat von ___OZAN___ Beitrag anzeigen
Gül Abla'nın Yeri


Yeni işimden dolayı sürekli yolculuk yapmaya başladım.Bu yolculuklarımda bazen,ilginç kişiliklerle karşılaşıyorum.Geçen ay bir iş görüşmesi için Münih'e gittim.Burada yaşayan bir ablamızdan bahsedicem biraz.
O gün hava güneşliydi,hafif esen rüzgarla birlikte çok güzel bir hava ile Münih'e girdim.
Görüşme yerine geldiğmde sabah saat 9.30 olmuştu.Arkadaşı beklerken orada bir fırına gittm.Adamın her halinden türk olduğu belliydi ama beni görünce almanca konuştu.Kahve sipariş edip bekledim,kahvem geldikten sonr parasını ödeyip dışarı terasa çıktım.Dişarıda bir grup türkiyeli bayan oturmuş beni süzüyorlardı.Onların görüş alanından çıkıp yan bahçeye geçtim.Kısa bir süre sonra arkadaş geldi,türkçe konuşmaya başyınca insanların bana bakışı daha da değişti.Devrimcilikten kalan alışkanlıklardan dolayı çeşitli eşyaları ayna gibi kullanıp sağımı solumu kontrol ediyordum.Türkçemin düzgünlüğü genelde insanlırın ilgisini çektiği için,bakışların bizim tarafa doğru dödüğünü görünce,arkadaşa kalkıp birşeyler yemeye gidelim dedim.O da bana bir kahve var, şu anda sadece orası açık,oraya gidelim dedi.Türk kahvelerine oldum olası ısınamadım,bu açıdan hoşnut olmadığım halde, sırf çorba içmek adına kahveye gittim.
Kahveye yaklaşıp arabayı park ettiğimde,bahçede Okey oynayanları gördüm.Arkadaş içeri girince arkasından bende girdim.Heryerde Kumar makineleri vardı ve insanlar kumar oynuyordu.Mutfak kısmına yaklaşınca Gül ablayı gördüm,içten bir gülümseme ile bizi karşıladı,arkadaşa hal hatır sordu.Biz aç olduğumuzu söyledik ve mutfağa girip yaptığı yemeklere baktık.Kelle paça çorbası en sevdiğim çorbadır,onu söyledim.Gül abla bunda kelle yok yanlız dedi,nedeni ni anlattı ama ben başka şeylere konstre olduğum için pek duymadım.Sonra çorbalarımızı bahçede içerken bir çift geldi.Gül abla yaklaşıp onlara selam verdi ve kadınla sohbete başladı.Yaptığı işin ağırlığının etkileyemediği abla sesi ile yavaş tonlarla kadına nesihatlar veriyordu.Bu nasihatlar benim gibi insanlar için rutin olduğundan çok öyle içten dinlemedim.Fakat arada kadına birini bulduysan,uyuşuyorsan,seni anlıyor ve sana saygı gösteriyorsa aşık olabilirsin dedi ve ekledi,bu adamla sen birbirinize çok yakışıyorsunuz.Elinize bir şans geçmiş bu şansı iyi değerlendirin dedi.Kadının gözleri gülümseme ile kaplandı.Kadim bir huzur gibi çöktü üzerine,Gül ablanın sözleri...
Kahveden ayrılınca hüzünle arkaya,Gül ablanın kahvesine baktım,bir masada okey oynayan insanları ve iki çift vardı....

Geändert von seyrangah_06 (26.08.2017 um 19:44 Uhr).