Einzelnen Beitrag anzeigen
  #1  
Alt 11.08.2017, 23:33
___OZAN___
 
Beiträge: n/a
Standard Dersim Yanıyor !

DERSİMİ YAKAN PATRON- AĞA DEVLETİDİR!..
Yakma bir savaş yöntemi olarak en eski devirlerden beri hep yenenler tarafından yenilenlere, işgalciler tarafından yurtları işgal edilenlere, sömürgeciler tarafından sömürge halklara, emperyalistler kapitalistler tarafından mazlum uluslara, faşistler tarafından devrimcilere, askerler jandarmalar tarafından hayata dönüş operasyonu adı altında devrimci tutsaklara karşı uygulanan aşağılık, insanlık dışı bir eylemdir. Yakma konusunda Moğollar çok acımasız olup işgal ettikleri yerlerin halkına bir iki saat süre tanırlar ve teslim olmazlarsa yakarlarmış. Genellikle bu yakma kültürü çapulçu haraççı, soyguncu sömürücü yani ezenlerin kültürü ve eylem biçimi olup, bunun en somut örneği, 1933' da Almanya' da meclis binasını yaktıran Hitler' in bunu komünistlerin üstüne atarak Georgi Dimitrov' u tutuklatıp komünistleri suçlu göstermeye çalışmasıdır.
12 Mart 1971 Faşist döneminde de Marmara Gemisinin yakılarak devrimcilerin üstüne atılması gibi. Bu gelenek Türk hakim sınıflarına ve onların devletlerine şimdi takipçisi olmakla övündükleri Osmanlı'dan miras kalmıştır.
O zamanda vergi vermeyen, askerlik yapmayan Kürtlerin, Kızıbaşların yaşadıkları yerleri, sığındıkları dağları, ormanları yakarlardı.
1938 Dersim Katliamında da binlerce yaşlı genç, kadın erkek, çocuk öldürmekle yetinmediler, yerlerini yurtlarını, bağlarını bahçelerini, dağlarını ateşe verdiler. Bu devlet sadece Dersimliye değil, Dersime'de, Dersimin doğasına, dağlarına ırmaklarına da düşman. Çünkü sadece Dersimli devrimci değil, dağları ormanları, ırmakları çayları da devrimci.
Yüzlerce yıldır egemenlerin devletlerine meydan okuyan adı eşkıyaya teröriste çıkmış, yiğitlere devrimcilere kucak açmış,onları bağrına basmış korumuş, teslim etmemiş zorbalara bu dağlar. Patron- Ağa devleti sadece devrimci kitapları, devrimci insanları yakmaz, devrimci olan dağları ormanları da yakar. 12 Eylül 1980 sonrası tonlarca devrimci kitap yaktılar, 2 Temmuz 1993' te Madımak' ta, 19 Aralık 2000
zindanlarda devrimci yoldaşlarımızı yaktılar.
Ama ne öldürmekle ne de yakmakla teslim alamadılar. Bilsinler ki devrimci teslim olmaz, ne dışarda ki ne de zindanda ki. Peki devrimci teslim olmaz da ona kucak açan, onu bağrına basan dağlar, ormanlar teslim olur mu?
O da olmadı, olmuyor ve olmayacak.
Dersim Dağları her senenin yaz aylarında alçakça kalleşçe yakılır ama teslim alınamaz, seneye düşmana inat yine boy verir. Çıplak dağların üzeri yeşile bürünür, börtü böcek sesleriyle bir bayram yerini andırır Dersim' in dağları, davet eder yiğitleri devrimcileri. Ve onlarda silah sesleriyle cevap verirler bu davete. Bu eskiden beri böyledir ve dağlarda ovalarda özgürlük türküsü söylenene, devrimci marşlar sloganlar kulaktan kulağa yayılıncaya ve halklar barış içinde kardeşlik halayına duruncaya kadar da, böyle devam edecektir. Dersimli böyle görmüştür, böyle büyümüştür, böyle öğrenmiştir ve böyle büyütür, böyle öğretir, bir kadim devrimci gelenektir bu, buna zalimlerin zorbaların aklı ermez ve Dersimli hiçbir zaman teslim olmaz./Hüseyin Avni Dedekargınoğlu,