Einzelnen Beitrag anzeigen
  #1  
Alt 11.07.2015, 12:18
__KAAN__
 
Beiträge: n/a
Standard Mafya devleti Türkiye !

Bu haberi paylaşmak aslında son derece zor. Zira normal bir ülkede bunu kimseye anlatamazsın. Anlamazlar. Tamamen bize özgü bir garabet...
Yer Ankara'nın göbeği, Ulus'un Rüzgarlı sokağı. Başkentliler bilir, bir şekilde herkesin yolu düşer Rüzgarlıya. Dün sabah da bir yurttaş, bir kutu boya almak üzere arabasını dükkanın önüne park ediyor. Tabi hemen sokağın otopark mafyası tepesine binip para istiyor. Mafya dediysem "legal mafya". Legal mafya nasıl oluyor peki?
2014 yılında esnaf sokağın otopark mafyası tarafından parsellendiği şikayetiyle Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne başvuruyor. Belediye ne yapıyor dersiniz? Sokağın güvenliğini sağlamak üzere ilgili mercilere mi başvuruyor? Hayır efendim. Adamlar cin... Madem bu işte para var, üç beş çapulcuya bırakmayalım, biz iç edelim diyerek sokağa park etmeyi ücretli hale getiriyorlar. Ve otopark rantını da ihaleye açıyor. İşte dün o yurttaşın tepesine binen "lagal mafya" o sokağın park ihalesini alan zevat.
Vatandaş itiraz ediyor. Bir kutu boya alıp çıkacak çünkü. Yasal olarak park ücreti talep etmeleri için park süresinin 15 dakikayı geçmesi gerekli. Ama tabi sokakta ne park-metre var ne de başka bir cihaz. Sonuçta bir kutu boya almaya giden vatandaş bir güzel tartaklnıyor. Ve ne gariptir ki hikayenin sonunda sonunda "ucuz atlatmış" diyeceğiz onun için.
"Legal Otopark Mafyası" ihaleye avuçla para dökmüş. Bir biçimde o parayı çıkartıp üstüne de köşeyi dönmeyi kafaya koymuş. Öyle gözü dönmüş ki, aylardır esnafa da nefes aldırmıyor, Müşteriler yaka silkip ayaklarını kesiyorlar. O sabahki olay bardağı taşıran son damla oluyor. Esnaf kazan kaldırıyor, "istemezük" diye sokağa dökülüyor.
Ama dedim ya mafya' parayı basmış bi kere, rant tatlı. Bir pavyon sahibinin oğlu olan "otopark işletmecisi" zat belinden altın kaplama tabancasını çıkarıp havaya (!?) ateş açıyor. Ve her nasılsa o "havaya" sıktığı şarjörden iki mermi, esnaftan 21 yaşındaki bir gencin kalbine ve göğsüne isabet ediyor. Çocuk oracıkta hayatını kaybediyor.
Yürüyüşe müdahale için gelen çevik kuvvet'in gözü önünde olup bitiyor bunlar. Ama her nasılsa silahlı saldırganı polis değil esnaf yakalıyor. Çevik kuvvet saldırganı esnafın elinden alma aşamasında devreye giriyor. Esnaf öfkeli, gencecik çocuk boylu boyunca yatıyor yerde kan revan içinde. Ambulans bekleniyor, Ama TOMA geliyor. Üstelik de o daracık sokağı tıkayarak trafiği de felç ediyor. Sonuçta yol açılıp ambulans olay yerine geldiğinde çocuk zaten çoktan hayatını kaybetmiş oluyor.
Olayı okuduğumda aklıma ilk gelen şey ATO başkanının bir iki yıl önce, Melih Gökçek'e yaptığı teşekkür konuşması oldu. "Ankara'yı Avrupa başkenti haline getiren Sayın Gökçek'e esnaflar adına teşekkür ederiz."
Sorgulayan sayfasından
İnsan hayatının sırf 3 kuruş çıkar için hiçe sayıldığı bir ülke devleti değil,aşiret devletidir. Bu zulmu durdur ey halk!!!