Senin bahsettigin seyler mutlaka bir iliskide cok önemli yer tutuyor. Ama ben bunun kaynagini hormonlarimizda görüyorum. Sana sunu söyleyim, bir erkek bir bayani cinsel manada arzularsa, o onu sevdigi anlamina gelmiyor. Bence gercekten seven bir erkek, ya da genelleme yapmayim, sirf kendimden bahsediyim, ben gercekten sevdimmiydi, böyle ucuz cinsel fantaziler gütmüyorum. Sevdigim "insanin" bak bayan demiyorum, dikkatini cekerim" insanin yanimda olmasini isterim. Onunla gülmek, gerekirse onunla aglamak isterim. Bunlar cinsel arzular degil. Bunlar ruh aski!
Bünye ve cinsel istek konusuna gelince.. Bu konuda benim kendime göre kati kurallarim var. Kendime lam cim etmeden soracagim ilk soru su olur. Bu kadindan bir cocugun olsa, o cocuga baba olmak istermisin. O kadindan cocuk istermisin? Bu kadin ne kadar senin düsüncelerine uyuar. Evcil mi? Aile hayatina ne kadar deger veriyor?
Yani toplarsam, ben bunlarda asiri cinsellik göremiyorum.
Ask konusuna gelince.. Simdi sana söyle söyleyim. Ben aslinda aski saman alevine benzetirim. Hani saman alevleri olur. Cabuk tutusur, hizlica yayilir ve yandigi gibi de söndügü bir olur.
Buna ask demeye benim dilim varmiyor bu insanlarin hormonlarinin yönlendirmesi..
Ben ama diyorum ki, örnegin 17 sene, 5 ay 6 gün sonra hic bir sebeb yokken elimde bir cicekle eve gelirsem, sevdigim o kadina sarilip ilk gündeymis gibi ona sevgi hissedersem iste o ask kivilcimi ruhumun sevgi ocagini tutusturmus demektir ve bu ates hic bir zaman sönmez...

Kusuruma bakma biraz hizli yazdim. Eger anladiysan bir feedback ver anlamadiysan, anlamadigin noktalari sorabilirsin..

 Mit Zitat antworten