| 
				 Onlar! 
 ONLAR 
 
 
 Onlar ki toprakta karınca,
 suda balık,
 havada kuş kadar
 çokturlar;
 korkak,
 cesur,
 câhil,
 hakîm
 ve çocukturlar
 ve kahreden
 yaratan ki onlardır,
 destânımızda yalnız onların mâceraları vardır.
 
 Onlar ki uyup hainin iğvâsına
 sancaklarını elden yere düşürürler
 ve düşmanı meydanda koyup
 kaçarlar evlerine
 ve onlar ki bir nice murtada hançer üşürürler
 ve yeşil bir ağaç gibi gülen
 ve merasimsiz ağlayan
 ve ana avrat küfreden ki onlardır,
 destânımızda yalnız onların mâceraları vardır.
 
 Demir,
 kömür
 ve şeker
 ve kırmızı bakır
 ve mensucat
 ve sevda ve zulüm ve hayat
 ve bilcümle sanayi kollarının
 ve gökyüzü
 ve sahra
 ve mavi okyanus
 ve kederli nehir yollarının,
 sürülmüş toprağın ve şehirlerin bahtı
 bir şafak vakti değişmiş olur,
 bir şafak vakti karanlığın kenarından
 onlar ağır ellerini toprağa basıp
 doğruldukları zaman.
 
 En bilgin aynalara
 en renkli şekilleri aksettiren onlardır.
 Asırda onlar yendi, onlar yenildi.
 Çok sözler edildi onlara dair
 ve onlar için :
 zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yoktur,
 denildi.
 |