Einzelnen Beitrag anzeigen
  #1  
Alt 24.01.2014, 22:08
Cakabeyy
 
Beiträge: n/a
Standard Müslüman Kadınları Kocalarından Kurtarmak

“Son on yılda İslam dünyasına yönelik saldırıların gerekçelendirilmesinde Müslüman kadının acılarını dindirme iddiası önemli bir yer tuttu.” diye başlıyor “İşgal Kadınları” kitabına, yazar Yıldız Ramazanoğlu.

Feminist söylemden faydalanılması gerektiğini her zaman savunan ve kendini de kırılgan bir feminist olarak tanımlayan Yıldız Ramazanoğlu bu kitabında feminizmi eleştirirken aslında gerekliliğine de inandığı için “Emperyalist feminizm” diye bir ayrımı vurgulayarak Batının cinsiyet eşitliği iddiasıyla İslam ülkelerini nasıl işgal ettiğini anlatmış.

“İşgal Kadınları” batının iki yüzlülüğünü görmek ve İslam ülkelerinde kadın hakları söylemlerinin ve şiddet haberlerinin sebeplerini anlamak açısından aydınlatıcı bir kitap olmuş. Gerçi Yıldız Hanım bu konuyu ülkemiz açısından şiddet ve kadın haberleri boyutunda incelememiş fakat kitabı bitirdiğinizde aynı metotların şu anda ülkemizde de yapılmakta olduğunu ayan beyan gün yüzüne çıkıyor.

Yıldız Ramazanoğlu, yıllarca katıldığı uluslararası kadın konferanslarında Batılı kadınların İslam dinini aşağılayarak Müslüman kadınları kurtarma çabalarının bugün gelindiği sonucu görünce yazma ihtiyacı duymuş bu kitabı. “İşgal Kadınları” kitabından dikkatimi çeken cümleleri sizlerle paylaşmak istiyorum.

“Uluslararası zirvelerde Müslüman kadınlar İslam’ın kadını nasıl da aşağıladığını anlatan bir dizi konuşma dinlemek zorunda kalıyorlardı. Batılı kadınların handikapları, yalnızlıkları, güvensizlikleri, terk edilmişlikleri ve toplumsal dayanışma ve şefkatten uzak “prozac toplumu” haline gelişleri her türlü sorgulamadan muaf tutuluyorlardı. “

Tabii bunları anlatanlar sadece Batılı kadınlar değil. İslam ülkelerinden toplantılara katılan kadınların çoğunluğunun dini değerlere dikkat etmeyen, Batının hoşuna gidecek söylemlerle gelen kadınlar olduğunu anlatıyor Yıldız hanım.

Mesela konferanslara Afganistan’dan ve Irak’tan gelen kadınlar; İşgal’in ülkelerine verdiği zararları anlatmadıkları gibi bir de İşgalci ABD yi överek onların ağzıyla konuşuyorlar. Bu kadınların işgalle kıyıma uğrayan erkekler için bir aldırmazlık içinde olması dikkat çekiyor. Irak ve Afganistan’ da işgal öncesi neredeyse yok denecek kadar az olan tecavüz olaylarının işgalle birlikte çok fazla artmış olması, kocası, oğulları ve erkek evlatları işgalciler tarafından öldürülen binlerce kadının ne kadar zor durumda kaldıkları Irak ve Afganistan’ı temsilen gelen kadınlar tarafından hiç dile getirilmiyor. Yıldız hanım bu kadınları “kariyerist ve işgalcilerle kol kola kadınlar” diye tanımlıyor.

Bu kongreleri kimler düzenliyor?

“Ekim 2005′te Barselona’da 1. Uluslararası İslamcı Feminizm Kongresi düzenlendi. Bu kongreyi düzenleyenlere baktığımız zaman kendini ateist agnostik olarak tanımlayan kadınların çoğunlukta olduğunu görüyoruz.”

Ateist ve agnostik kadınlar İslamcı feminizm kongresi düzenliyorlar! Ne kadar hayırsever kadınlar bunlar! Ateist kadınların Müslüman kadınları bu kadar düşünmesi karşısında gözlerimiz yaşardı. Sadece bununla kalsa iyi. İsrailli kadınlarda Filistinli kadınları düşünürlermiş:

“İsrailli feminist kadınların düzenlediği bir toplantı vardı. Konu: Filistinli erkeklerin kadınlara uyguladığı şiddet. Dünyanın en sürekli ve en acımasız şiddetini uyguladıkları bir yerde babaların eşlerin oğulların öldürüldüğü gözlerin bağlanıp götürüldüğü bir ülkede Müslüman kadınların en büyük düşmanı olarak müslüman erkekleri gösterme çabası vardı.”

“Bu yıl Avrupalıların düzenleyeceği bir seri toplantının ana başlığı: Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki İslam Toplumlarında Kadına Yönelik Şiddet. Büyük Ortadoğu Projesinin bir ayağı sanırım. “

Batının bu toplantılarla amacı Müslüman kadınları özgürleştirmek ve onları kocalarından kurtarmak. Yoksa batının İslam ülkelerini işgal ederek ne gibi bir kötü niyeti olabilir? İşgal edilen ülkelerin şu anki durumlarına baktığımız zaman batının onlara yaptıkları iyilikleri (!) görüyoruz.

Mesela Irak’ ın şu anki hali anlatılmış kitapta:

“İşgal edilen ülkelerde büyük acılar yaşandı, yaşanıyor. İHH’nın 2008 de yayınladığı rapora göre iki milyon Iraklı saldırılarda hayatını kaybetti. Bir milyon kadın dul, beş milyon çocuk yetim kaldı. Altı milyon insan açlık çekiyor on beş milyon insan karanlıkta. İki bin doktor öldürüldü, yirmi bini de ülkeyi terk etti. Bugün Irak altı milyonu aşkın göçmenle dünyada en çok mültecisi olan ülke. “

ABD Irak’ta sözünü tutmuş. Iraklı kadınları kocalarından kurtarmış, özgürleştirmiş.Bu arada kanatlarını kırmış, boyunlarını bükmüş, tecavüze uğramışlar onlar için önemli değil. Koca şiddetini bitirmişler mi biz ona bakalım. Görünüşe göre ortada koca kalmadığına göre koca şiddeti de kalmamış.

Afganistan’ın hali daha da içler acısı. Batı işgal ettiği ülkelere ne getirdi? Uygarlık mı? Hayır. Hepsi eskisinden daha kötü durumda. Irak’da işgal öncesi tecavüz vakaları çok nadirken işgalden sonra çok artış göstermiş. Batının kadınlara özgürlük diye vaadettiği bu muydu? Kocalarını öldürmek, kargaşa çıkarmak ve tecavüz. Hesap soracak bir yerleri bile yok. Fakat bu durum Batıya ne gam ne keder.

“İşgal kadınları” kitabında Batının bir İslam ülkesine göz diktiğinde izlediği metotları görüyoruz. Adamlar programlı çalışıyor (!)

Haberler yapılıyor: İşgal kuvvetlerinin işgal öncesi kendi halkını bunun gerekliliğine inandırması gerekiyor, halkından tepki görmemek için. Bunun için en iyi yol tabii ki medya. İslam ülkelerinde yaşanan münferit olayları basında abartarak yayınlıyorlar. Sanki kendi ülkelerinde kadınlara hiç şiddet uygulanmıyormuş gibi İslam ülkelerinde arada yaşanan kadına yönelik şiddet haberlerini günlerce kendi medyalarında haber yapıp halka o ülkenin erkeklerinin ne kadar barbar ve ölmeyi hak ettiklerine ikna etmeye çalışıyorlar.

Afganistan’ın işgalinden önce Batıda Afganlı erkekleri barbar gösteren haberleri çıkıyor sürekli. Küçük yaşta evlendirilen kız çocukları, kocası tarafından camdan atılıp bacağı kırılan, dayak yiyen, öldürülen, Afgan kadının haberi batı halkını Afganistan’ın işgalinin haklı bir sebebi olduğuna ikna ediyor.Sanki batıda hiç kadına şiddet ve cinayet yokmuş gibi.

“Dünyanın her yerinde hatta batılı ülkelerde misliyle her gün her saniye yaşanan olaylar sadece burada oluyormuş hissi veren haberlerden maksat Müslüman erkeklerin ölümü hak edişini kanıtlamak.”

Filmler çekiliyor: Müslümanları yerin dibine batıran: “Biz onları öldüreceğiz ama siz onlar için üzülmeyin onlar çoktan ölmeyi hak etmişti” diye batı halkını işgale ikna edecek filmler. Bu konuda yapılmış pek çok film var. Yıldız hanım kitapta “Soroya’ yı Taşlamak” (2008) filmini örnek göstermiş. İran, Afganistan ve Irak’tan sonra saldırılacak üçüncü hedef olarak gösterilirken İslam’a ve İran’a yönelik nefret oluşturacak bu film pek çok ülkede gösterime giriyor. Zaten İslam’ı ve Müslümanları kötüleyen filmler ara ara batıda gösterime muhakkak girer bununla birlikte bir de işgal öncesi özel çekilen filmler var.

Kitaplar yayınlanıyor: Birinci körfez savaşı sırasında İranlı bir doktorla evlenerek Tahran’a gelen Betty Mahmoudi’nin yazdığı “Kızım Olmadan Asla” kitabı tüm dünya kamuoyunu İran aleyhinde birleştirmede çok etkili olmuş. Kitap İranlıların ne kadar vahşi, acımasız ve gaddar olduğunu anlatıyor kadının kocası üzerinden. Kadının kocası doktor Mahmoudi dünyanın dört bir yanına yazılanların aslı olmadığına dair pek çok açıklama göndermişse de hiç biri yayınlanmamış.