Einzelnen Beitrag anzeigen
  #1297  
Alt 19.03.2013, 20:04
Cakabeyy
 
Beiträge: n/a
Reden

Zitat:
Zitat von the_last_time Beitrag anzeigen
Burda benim bi komsunin bi kizi var. Yasi en fazla 15, belki de 14. Biraz gelisken oldugu icin, bugün onu ilk defa dudaklarini boyali halde ve saclarini yapili acik gördüm, daha önceleri hep at kuyrugu gibi baglardi. Isin dogrusu, daha dudak boyasi kullaninimda fazla tecrübeli olmadigi belli.. Merdivenlerin önünde beni görüyor ve yanindaki kizarkadsiyla basliyor kikirdesmeye.. Bugün Nimet'in dogumun günü var oraya gidiyoruz. Nasilim güzel miyim diye sormaz mi? Hay Allah dedim icimden ve sonra gülmeye basladim. Ama güldügüm süreyi de düsünmek icin kullandim ne diyebilirim diye. Netice de karsimda ki henüz kisiligini tam olarak bulmamis ve arayis icinde olan ve sosyal cevresinde kendine yerini arayan bir kiz var.

Yaren güzel miyim de ne demek? Sen dünyalar güzelisin. Sonra da konuyu yavastan degistiriyim dedim ve okulunu dersini sordum. Iyi. Demek iyi senden annen ve baban gibi doktor olmak istiyormusun? Evet. Bende senin doktor olacagindan eminim. Hayirlisyla liseyi bi bitir sonra da üniversteyi bi bitir orda da senin güzelligine ve özelligine layik bir genc cikar karsina. Anlasilan hosuna gitmedi bu cevap. Ama hayat bu ögrenecek. Diyorum ya, hele hele kiz cocuklarina asik olmayi yasaklamak lazim. Agzina yüzüne bulastiriyorlar
Hele bi destur de, oku okulunu, al meslegini eline, sonra asiga, masuga bak. Allah'im ya

Anne sevgisi eksikliği gençleri 'şıpsevdi' yapıyor

Çocukluk yıllarında anne sevgisinden mahrum kalan gençler, üniversite yıllarında çok çabuk âşık oluyor, kendisine ilk ilgi gösteren karşı cinsten bir arkadaşının peşinden çok çabuk gidebiliyorlar.

Gençler, çok defa içlerinde duydukları "anlık" mutluluğun gerçek sevgi olup olmadığından habersiz, ilgi ve sevgi gördüğü kişilerin peşinden, pembe hayallerle yola çıkıyorlar. Halbuki çocukluk yıllarında doyurulmamış anne sevgisi, kişinin bir ömür boyu sevgiye muhtaç yaşamasına sebep oluyor. Kız ya da erkek fark etmiyor, anne sevgisi çocukluğun ilk yıllarında hayati önem taşıyor. Çocuk, özellikle ilk yedi yılda "doya doya" anne "sevgisini" ve "ilgisini" aldı ise hayatının geri kalan kısmını emin adımlarla ilerleyebiliyor, neyi neden istediğini iyi değerlendirebiliyor. Ancak, çocukluk yıllarında yeterince alınamayan anne sevgisi, bir ömür boyu kişide kendi yokluğunu hissettiriyor. Şefkat hissi ile örülü karşılıksız bir sevgi olan anne sevgisinden mahrum yetişen gençler, özellikle ergenlik çağından itibaren içlerindeki bu boşluğu doldurabilmek için o adresten diğer adrese koşma ihtiyacı hissediyorlar. Halbuki vaktiyle eksik kalan anne sevgisinin, hayatın geri kalan kısmında asla giderilmesi imkânsızdır. O sevgi "çocukluk yıllarında" ve "sadece anneden" alınmaktadır. Vaktinde ve yeterince alınmadığı takdirde yeri bir ömür boyu boş kalacak bu sevgi gençleri imkânsız bir sevgi arayışına itiyor.

Anne sevgisi eksikliğinin yol açtığı "sevgi açlığı" erkek ve kız çocuklarda aynı şekilde kendini göstermekte; ilgi ve sevgiye muhtaçlık ve fakat kendisine yönelen hiçbir sevgiden tatmin de tatmin olamama. Anne sevgisinin önemi bu kadarla da kalmıyor. Çocukluk çağında anneden yeterince ilgi ve sevgi görememiş gençler yetişkinlik çağında "sevme engelli" olma riski ile karşı karşıya bulunuyorlar.

"Sevme engelli" hali nedir?

Kişinin kendisinin sevgiye ve ilgiye aşırı ihtiyaç duyduğu halde, kendisinden sevgi bekleyenlere de yeterince sevgi verememe halidir. Ya da, kişinin peşinde koştuğu insandan sevgi ve ilgi görmeye başlaması durumunda, gördüğü bu sevgiden bir süre sonra bıkıp uzaklaşma isteğinin ortaya çıkması halidir. Çünkü böylesi durumlarda aranılan şey karşı cinsin sevgisi ve ilgisi değil, içinde yokluğunun acısını hissettiği anne sevgisidir. Bir yandan sevilmeye olan aşırı ihtiyaç, diğer kendini seven kişilerden bir süre sonra "bıkma" ve "uzaklaşma" isteği, anne sevgisinin yokluğunun en önemli dışa vurum halidir.

Adem Günes