| 
				  
 DE GÜLÜM
 de gülüm! De ki: ela birgünde geleceğim
 istanbul darmadağın olacak, saçlarım
 darmadağın. Hepsi, darmadağın!
 üzülme gülüm! Toparlanacağız, birlikte,
 ayağa da kalkacağız, yürüyeceğiz de gülüm
 hem de çelikten toprağını dele dele hayatın!
 
 de gülüm! De ki: bitmiştir umut, bitmiştir
 sevgi, bitmiştir güven!
 güven bana gülüm!
 sana bitmemişliği öğretecek, tattıracaktır
 hasretten - hakikatten- ten değiştiren yüzüm!
 
 göreceksin gülüm! Bekle!
 hırslarımız, acılarımız gitgide ihanetlere
 hainlere, ezilmelere alışacak...
 göreceksin – sevinçten ağlayacaksın gülüm - ki
 işte o vakit bana – doğrudur! -
 şair olmak, seni sevmek pek çok yakışacak!
 
 bak! şiirler var, mektuplar var, çocuklar var
 sokaklar var, kediler!
 inan bana gülüm, ölüm yok bir tek! ölüm yok bize!
 ölüm inananlar için sessizce
 kara kaplı kitaplardan çıkartılacak...
 göreceksin gülüm! bekle, göreceksin!
 Artık hiçbir insan, hiçbir kavga ve hiçbirimiz
 Bu dünyada, yapayalnız, umarsız kalmayacak
 
 
 
 Kücük Iskender
 
 
 
 
 
 Ben Seni Seviyorum Bunda Bir Kasıt Yok
 
 acınası tesadüflerle ayrılıyorsun molekülden,
 hüzün hastası bir hayvansın
 şiddetli baş ağrılarıyla çalkalanan
 çok kurak iklimlerde, büyük sinir krizlerinde
 ağır işkence görmüş şehirlerde
 saadetin zarif, adaletin ince.
 
 bir miktar alkol ve ürperti alıyorsun
 kelimelerin karardığı peşin hükümlerde.
 şahsi sevişiyorsun şiddetin bütün bitki örtüsüyle.
 gözlerin ucuz, tutkun ucuz, direncin ucuz
 tehlikeli bir yalan gibi duruyorsun
 ruh yoksulluğunun harikulade iskeleti üzerinde.
 
 tutulamayacak yeminsin, yemin ederim,
 her insana gerçek aşkı öğretecek bir külfetin var
 ve
 alelacele asılmış bir çocuk militan
 gibi şaşkın ama onurlu bakıyorsun
 yükseldiğin gökyüzüne.
 
 ben seni ayakta alkışlıyorum
 hep ayakta alkışlıyorum seni ben
 yollarda yürürken alkışlıyorum
 sinemalarda, üçüncü sınıf oyuncularda alkışlıyorum
 afrika'nın içlerine doğru alkışlıyorum
 vuruşurken alkışlıyorum seni ben
 evet, hüzün hastası bir hayvansın
 acınası tesadüflerle ayrılıyorsun
 kainata gösterdiğin sahte hüviyetinden.
 
 o nasıl bir hale
 bana cimri, başkalarına bonkör bedeninde;
 bir acı votka tadı yakalıyorum dilenen bakışlarında
 'suçsuzum' diyorsun, 'tarzım bu' diyorsun
 aç bir kurt gibi iniyor yüzüne hüzün
 kirpiklerin alnına deyiyor
 bende deyiyorum alnına cevapsız sorularımla
 uykum geldi diyorum
 seni sevmekten uykum geldi
 jilete abanıyorum
 korkuya abanıyorum
 tek arkadaşım yok öbür tarafta çünkü!
 
 çek perdeleri, kapat ışıkları
 bu telaşlı yokoluşun fosforu aydınlatır bizi
 uykum geldi diyorum
 tutulamayacak yeminsin, yemin ederim
 heryeri keserim, herkesi, herşeyi keserim
 bıçağımı taşıyan elde kader çizgim de gizli!
 bitiyor
 sancıda safları sıklaştıran o garip haz bitiyor
 bir kez olsun samimi bak
 bak! gecenin eteklerine eşkiya ayrılıklar siniyor!
 
 acınası tesadüflerle ayrılıyorsun molekülden
 ateşler içinde bırakıyorsun sana biriktirdiğim suyu
 oysa hiç sansım kalmadı
 yeniden doğmak için, bana ait olduğu belirtilen külden.
 
 al bu külü de götür
 al bu külü de götür, diğer taraflara üfle
 muzaffer bir hain gibi ayrıl
 tertemiz hayal hikayemden.
 
 Küçük İskender
 |