Einzelnen Beitrag anzeigen
  #35173  
Alt 12.04.2008, 13:22
Benutzerbild von 1insanol
1insanol 1insanol ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 391
Standard Cevap:

Cevap:
Rahmet Peygamberi"nin (s.a.) miracı eşsiz bir mucizedir; mucize olduğu için de insanların bilgi araçları ile bilmeleri, tecrübe etmeleri mümkün olmayan tarafları vardır. Miracın ruh ve beden beraberliği içinde mi yoksa yalnızca ruh ile mi, rüyada mı uyanık iken mi, bir kere mi birden fazla mı olduğu, miracda Resûlullah"ın Rabbini görüp görmediği gibi konular eskiden tartışıldığı gibi bugün de zaman zaman tartışma konusu olmaktadır. Bu sebeple yukarıdaki soruya, üç arkadaşımla beraber hazırladığımız ve yakında Diyanet İşleri tarafından basılacak olan Kur"an Yolu isimli tefsirimizden de geniş alıntılar yaparak uzunca bir cevap vermek istiyorum.
Hz. Peygamber"in Mekke"deki Mescid-i Haram"dan Kudüs"teki Mescid-i Aksâ"ya götürülmesi şeklinde gerçekleşen olağanüstü olay İslâm kaynaklarında, âyet metnindeki ilgili fiilin mastarı olan ve "geceleyin yürüme, gece yolculuğu" anlamına gelen isrâ kelimesiyle anılır. Bu yolculuğun, hadislerde anlatılan göklere yükseltilme safhasının da dahil olduğu tamamı ise "yükselme, yukarı tırmanma" anlamındaki "urûc" kökünden türetilmiş olan ve "yükselme vasıtası, âleti" manasına gelen mi"râc kelimesiyle ifade edilmektedir. İsrâ suresinin ilk âyetinin meali şöyledir:
"Bir gece, kendisine bazı âyetlerimizi gösterelim diye kulunu Mescid-i Haram"dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ"ya götüren Allah eksikliklerden münezzehtir. O, gerçekten işitendir, görendir."

Hz. Muhammed"in peygamber oluşuyla başlayan, putperestlerin müslümanlar üzerindeki baskıları, Peygamber ailesiyle az sayıdaki müslümanlara karşı muhtemelen risâletin altıncı yılında başlayıp üç yıl süren ve büyük acılar getiren ekonomik ve sosyal boykota dönüştü. Bu boykotun ardından Resûlullah, kısa aralıklarla sevgili eşi Hz. Hatice ile amcası ve hamisi Ebû Talib"i kaybetti. Resûlullah"ın bu kayıplardan duyduğu büyük üzüntü sebebiyle bu yıla "hüzün yılı" denildi. İşte bu acılı olayların ardından Yüce Allah, bir bakıma sevgili Resûlünü, sabır ve tahammülü dolayısıyla hem teselli etmek hem de ödüllendirmek istedi ve bunun için genellikle mirac diye anılan büyük mucizevî olayı gerçekleştirdi.
Yukarıda mealini verdiğimiz, İsrâ sûresinin 1. âyeti ile Necm sûresinin ilk âyetleri mirac olayına işaret etmektedir; aynı konuda hadis mecmualarında da 45 kadar sahâbî vasıtasıyla bizzat Hz. Peygamber"den bilgiler nakledilmiştir. Ancak özellikle bu hadislerdeki ayrıntılı malumat değişik yorumlara yol açacak nitelikte olduğu için miracın tarihi ve nasıl cereyan ettiği hakkında farklı bilgiler verilmiştir. Yaygın kabule göre mirac, peygamberliğin 12. veya 13. yılında (Muhammed Hamîdullah"a göre hicretin 9. yılında; bk. İslâm Peygamberi, İstanbul 1972, I, 92) vuku bulmuştu