Einzelnen Beitrag anzeigen
  #1591  
Alt 11.03.2008, 12:37
Benutzerbild von aysenisahoca
aysenisahoca aysenisahoca ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Gökteki Ay mı, Arabistan"daki Hira Dağı

Gökteki Ay mı, Arabistan"daki Hira Dağı mı daha büyük?

İlkokul öğrencileri bile böyle soruyu saçma bulur, değil mi? Ama hadiste anlatılana bakılırsa bu soruya saçma dememek gerek.Malik Oğlu Enes anlatıyor:

Mekkeliler, Peygamberden bir mucize göstermesini istediler. Peygamber de onlara ayı ikiye bö1ünmüş olarak gösterdi. Öylesine ki, onlar, Hira Dağı"nı, bu iki parçanın arasında görüyorlardı." (Bkz. Buhari, e"s-Sahih, Kitabu"1-Menakib/36; Müslim, e"s-Sahih, Kitabu St- fati"l- Münafdun/46-47, hadis no: 2802.)

"Abdullah İbn Mes"ud anlatiyor: Peygamberle birlikte Mina"daydık. Birden ay iki parçaya bölündü. Bu parçalardan biri, dağın arkasında, biri de dağın beri yanında kaldı. İşte o sırada Peygamber. Bakın da tanık olun!" dedi." (Bkz. Buhari, es-Sahih, aynı yer; Müslim, e"s-Sahih, aym yer, hadis no: 2800.) Düşünün. İnanmazlar, Muhammed"den, peygamberliğini kanıtlamak için bir mucize istiyor. Tanrı da Muhammed"e güç veriyor. Muhammed mucizesini gösteriyor: Şu gökteki, şu Amerikalıların ayak bastığı, şu bildiğimiz ay, iki parçaya bölünüyor. Parçalanan Ay, yere düşüyor. Yeryüzünün ufacık bir bölgesine sığınıyor. Düştüğünde orada, kimseyi ezmiyor. Ay böylesine ufakmış ki: Hira dağı ondan daha büyük. Çünkü geriden bakınca, Hira Dağı, ayın iki parçası arasında gözükebiliyor! Ve düşünün: Böyle bir "olay"ı bile, Mekkeliler bir mucize saymıyor. "Olay"a tanık oldukları halde! Ve dünyanın her yanından gözüken şu ay, o sırada ikiye bölünüp yere düşüyor da, dünyanın hiçbir yerinde, kimse farkında olmuyor. "Olay"i ne gören oluyor, ne de yazan. Muhammed"in Sahabilerinden başka... Ayrıca: Ayın "bölünmesi", haber verilegelen kıyametin yaklaştığının bir kanıtı oluyor.

Yukarıdaki ayet ve hadislere göre, bütün bunlara "inanmak" gerekiyor. İnanan inanır kuşkusuz. Kim ne diyebilir? Bizim burada yaptığımız şey, yalnızca bir belirleme ve sergileme, Şu da unutulmamalı: İnananın nasıl inanma hakkı varsa, inanmayanın da inanmama hakkı vardır. İnsanoğlunun aklına, bilime özgürlük tanımak bunu gerektirir. İnsan, kınanmasız ve saldırısız bir ortam içinde insanlığına yakışır nitelikte geliştireceği düşüncesini, kişiliğini meyvelendirir. Bu köşedeki sergilemeler de bunun için...