Birgünden.
08/08/2007
Belediyeden komik savunma
Ankara Büyükşehir Belediyesi Basın Koordinatörü Avni Kavlak, Ankara"da ardı ardına yaşanan ana su borusu patlamalarında belediyenin bir kusuru olmadığını öne sürdü. Kavlak, gazetecilerin, "Ana su borularının çürük olup olmadığı kontrol edilmiyor mu?" şeklindeki sorusuna aynen şu yanıtı verdi: "50 yıllık ömrü olan boruların ne durumda olduklarına bakmak gibi bir sistem yok. Başkent"in her yerine döşenmiş olan ve üzerlerinde de tonlarca toprak olan hatlarda arıza olup olmadığını kontrol edecek bir sistem bulunmuyor."
Bu gerekçe, İnşaat Yüksek Mühendisi Mustafa Gürbüz tarafından komik bulundu. Gürbüz, "Bugünkü teknoloji, su borularının ne durumda olduğunu gösterebilecek durumdadır. Belediye bu teknolojiyi getirmiyorsa görevini yapmıyor demektir. Bence su borularının patlamasının nedeni, zamanında yenilenmeyen boruların suyun basıncına dayanamayışıdır" dedi.
Diğer yandan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek"in, su borularının patlamasında, Yenimahalle Belediyesi"ne ait bir iş makinesinin boruların geçtiği bölgede çalışma yapmasının etkili olduğunu söylemesi de uzmanlar tarafından gerçekçi bir değerlendirme olarak kabul edilmedi.
"SU GELİNCE DE TEHLİKE VAR"
Bu arada, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Recep Akdur"un açıklamaları, Ankaralı için sadece susuz geçen günlerin değil, suyun gelmesinden sonraki günlerin de tehlike ar-zettiğini ortaya koydu. Aktur, "Su verilmeye başlandıktan sonraki 3 gün boyunca bu suyun içilmemesi gerekir" dedi.
Su kesintisi nedeniyle şebekede negatif bir basınç oluştuğunu, bu basıncın çevredeki kirli suları ve maddeleri şebekenin içine emdiğini anlatan Akdur, "Bu kirli su ve maddeler, verilmeye başlanan suyla karışarak musluktan akar" diye konuştu. Böyle bir kirliliğin musluktan akan suda hemen fark edilebileceğini ifade eden Akdur, "Bu kirli suyun içilmesi, besinlerin yıkanmasında ya da banyoda temizlikte kullanılması sakıncalıdır" değerlendirmesinde bulundu.
Aktur, sudaki böyle bir kirliliğin, kesinti bir saat bile uygulansa ortaya çıkabileceğini, ancak 3 günlük kesintide su borularının tamamen temizlenmesinin daha fazla zaman alacağını bildirdi. Susuzluk olayına yönelik tepkiler yoğun şekilde devam ederken, CHP Ankara Millet vekili Yılmaz Ateş, Ankara"da su borularının patlamasından dolayı su altında kalan ev ve işyerlerinin gördüğü zararın kimler tarafından karşılanacağını sordu.
Ateş, İçişleri Bakanı tarafından cevaplandırılması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu soru önergesinde, Ankara"daki su kesintilerinin halka duyurulan program çerçevesinde yapılmadığını, bir taraftan su sıkıntısı yaşanırken, diğer taraftan boruların patlaması sonucu ev ve işyerlerinin su altında kaldığını belirtti. OSTİM Öz Ankara Gıda Toptancı Sitesi ile Demetevler"de su borularının patlaması sonucu 300"ün üzerinde ev ve işyerini su bastığını kaydeden Ateş, su borularının patlaması nedeniyle esnafın trilyonlarca liralık malının ziyan olduğunu, kayıtlarının silindiğini, alacaklarını tahsil edemez, borcunu ödeyemez duruma geldiğini savundu.
Yılmaz Ateş, 10 yılı aşkın süredir su şebekesi altyapısının yenilenmediğini belirterek, bu konuda bir proje olup olmadığının açıklanmasını istedi. Su borularının patladığı semtlerde salgın hastalık veya gıda zehirlenmesi karşısında önlem alınıp alınmadığını soran Ateş, şunları kaydetti: "Vatandaşa el atmayan belediye ve devlet görevlileri hakkında yapılan bir işlem var mıdır? Vatandaş ve esnafın uğradığı zarar tespiti nasıl yapılıyor, kim, hangi makam yapıyor? Esnaf ve semt sakinlerinin uğradığı zararı, kim ne zaman karşılayacak? Bu zarar, görevini yapmayan belediye başkan ve bürokratlarına rücu edilecek midir? Zarara uğrayan esnafın vergi, Sosyal Sigortalar Kurumu, BAĞ-KUR ödemelerinde bir erteleme, kolaylık sağlanacak mıdır?"
BETÜL DÖNGEL ANKARA
* * *
Sıkıntı gündelik yaşamı da vurdu
ŞEHİR şebeke suyunun verilemeyişi, Ankara"da günlük yaşamı derinden etkilemeye başladı. Su kesintilerinden sonra Ankara"da damacana suya olan talep de patladı. Bayiler gelen siparişleri karşılamakta güçlük çekiyor. Damacana su bayii Mahmut Kerimoğlu, "Sular kesilmeden önce günde ortalama 80 adet damacana su siparişi alıyorduk. Bu sayı şimdi 160-170"yi buluyor. Dağıtıma yetişemiyoruz. Ayrıca ana bayilerden de istediğimiz kadar su temin edemiyoruz" dedi. Susuzluk, Ankara"daki parkların çimleri ile çiçeklerinin de kurumasına neden oluyor. Büyük harcamalarla yapılan Mavi Göl, Göksu ve Mogan Park rekreasyon alanları yer yer bozkır görüntüsüne büründü.
Diğer yandan, evlerde saksı içinde yetiştirilen çiçekler de susuzluktan etkilendi. Yüzünü yıkayacak su bulmakta güçlük çeken Ankaralı, çiçeklerini susuz bırakmanın üzüntüsünü de yaşıyor.Susuzluk esnafı da vurdu. Hijyen koşullarının sağlanamayacağını düşünenler lokantalara, kebapçılara daha az gider oldu. Hamamlar taşıma suyla ayakta durmaya çalışıyor. Berber ve kuaförler de sıkıntılı. Bu arada, şu günlerde yüz binlerce Ankaralının tatil nedeniyle kent dışında olduğu, onların dönüşüyle birlikte susuzluk sorununun daha ciddi boyutlara ulaşabileceği belirtiliyor.
|