Einzelnen Beitrag anzeigen
  #2554  
Alt 31.03.2007, 15:39
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard T-E-T-I-K-C-I !...

Ilkokul 4. sinifa yeni baslamisti. Memur cocuklarinin kaderi oldugu üzere, babasinin tayini nedeni ile Dogubeyazit"tan kente gelmisti. Sicakkanli ve sempatik bir cocuktu. Üflesen ucacak bir vücudu, sinirli bir babasi ve baskente gelmenin heyacani vardi. Cabucak arkadaslar buldu, Jules Verne"in "Aya Yolculuk" kitabi karsiliginda, "Denizler Altinda Yirmibin Fersah"i aldi. Okudu.
Hayal dünyasi alabildigine sinirsiz, tabusuz ve korkusuzdu.

Siyasi anlamda ilk saf tutmasi "GÜVEN PARTISI" ile basladi. Annesi, "oglum, neden Güven Partisi?" diye sordugunda, "Annecigim, güven diyor ya, ben de güvendim" olmustu. Ilkokul dörtte, üst katta ki Hülya ablasina asik ve "Uzay Yolu" seyrediyordu. "Fazer"i olsun istiyor ve kötüleri acimadan yok edebilecegini düsünüyordu/saniyordu.

Kitap degistigi arkadasi Engin, bir gün ona bir kolye armagan etti. O güne kadar aldigi ilk armagandi bu kolye.
"Bir hilal icinde uluyan Kurt"
Bu kolyede ki simgeyi bir yerlerde görmüstü. Armagan aldigina ne kadar sevinse de, kolyede ki sembol ile bir yerlerde gördügü sembolun aynisiydi ya da, arkadasinin bu kolyeyi armagan etmesinde; ilginctir, kötü seyler duyumsadigini hala animsiyor, onu rahatsiz eden seyin ne oldugunu anlamaya calisiyordu. (Yenimahalle 6.durakta ki "ÜOD"nin tabelasinda gördügünde, kolye coktan cöpe atilmisti)

Bir amcasi vardi, cok sevdigi, cok sevdigini bildigi, kiz kesmeye gittigi; haftasonlari "evci" cikiyor ve hafta sonlarini abisinin yaninda geciriyordu.

Bir hafta sonu sabahi kalktiginda, yastiginin altinda, her zaman ki gibi cukulata buldu. Amcasi, yegenlerine her hafta sonu, o pahali cukulatalardan alir ve 3 kardesi; cikar icerse de 3 kardes acisindan, mutlu ederdi. Cocuklar, cukulata severler.

Iste o amca, ilk kez aldigi armagani amcasina gösterme telasinda ki cocugun heyecanini; ilk kez armagan almanin sevincini, coskusunu; kolyeyi iki parmagi arasinda ezerek yok etti ve bagirdi, "amcam, kim verdi sana bu kolyeyi, bu Türk fasistlerinin simgesidir, biz fasist degiliz, bir daha böyle bir armagan kabul etmeyeceksin!"

Amcasinin ses tonu ve gözlerinde duyumsadigi nefret korkuttu cocugu, o anda amcasinin, yillar sonra animsadiginda ise insanlarin öfkelendiklerin de tüm sevecenliklerini kayip ettiklerini, degistiklerini, yasayarak anladi. Bu duygulari anladiktan sonra; örnegin kizdigi zamanlar kosup, aynaya bakti.
Ayna da gördügü yüz, diger öfkeli yüzlerden farkli degildi. Cirkindi. Her cirkinlestiginde utandi, utandikca, aynaya daha az bakti.

Bunlar, istemeden de yüreginden klavye"ye, oradan E-mail"e ve sonra kardesine akti.

Bunlar, istemeden ve elinde olmadan, birden icine düstügü dipsiz düsünceler dünyasinda, yasami sevmenin, hakki sevmenin ama parayi sevmemenin bedeli olarak bir kelime de yüzüne carpildi. TETIKCI?!

Bunlari yazdiktan sonra "artik bir Doluca hakk"ettim" diye düsündü.

...

Ilk kadehimi yudumlarken bu yaziya basliyorum!
Sevgilim, canim kardesim. Halimi hal eyledim. Saklamadim. Halinizi hal etmediniz, anladim.

Biliyormusun canim, benim tetikcilikle suclandigimi söyledin.

Yanitini veremedin mi?

Biliyorum, yasam zor ve zaman gecip, devran döndügünde iyilikler, fedakarlik haline dönüsüyor.
Biliyorum, yasam zor, hele de benim gibi, cocuklarina, yasayabilecekleri bir dünya birakmak savasi veren bir insana katlanmak daha da zor.

Depresyon hastalari, cevrelerine aci verirler, sevdiklerini üzerler.

Seni üzmek icin yazmadim. Bunlari düsündüm. Saklamadim.

Ama çocuk, beni duman ettin.

Hak ettim mi?

Agliyorum. Ilk defa, "keske" ile baslayan düsünceler icinde bogulmaya basladim.

Duman olsam da yasayacagim. Sirtimin ortasina yedigim "tetikci" bile beni öldüremeyecek.

Canim kardesim, gözlerinden, gözlerinden öperim.

Imza: Tetikci abin.





--------------------------------------------------------------------------------
Cellat uyandı yatağında bir gece,
"Tanrım" dedi. "Bu ne zor bilmece:
Öldükçe çoğalıyor adamlar
Ben tükenmekteyim öldürdükçe..."