Gayet tabi sevgili Arkadaşım!
İnsanlar kendilerini duygu olarak en yakın buldukları dil ile ifade etmeleri en doğru olan şeydir.
Her yazının bir ruhu bulunur, her ne kadar çift ruhlu insanlar vardır deselerde aslında ruhlar tekdir, ruh ekizleri vardır.
Mutlaka bu forum sayfalarında Almancayı mükemmel bir yazılım diliyle kullanabilen bir kaç kişi bulunmakta ben zaten onları büyük bir keyif alarak okuyorum.
Ana dilden benim anladığım sanatsallıkla dolu olan dil değil, ana rahminden itibaren duymaya başlanılan, insanın tüm duygusuna hitap edebilen dil.
Bunu en basit şöyle ifade edebilirim. İnsanlar en yoğun sevindikleri zaman, yada üzüldükleri, yada çaresiz kaldıkları, yada şaşkınlığa veya büyük bir haksızlığa uğradıkları, yada başarıya ulaştıkları, yada dayanılmaz bir hasrete düştükleri an kendi kendilerine konuştukları dildir.
Yoksa hepimizin Türkçenin dışında iyi bir şekilde kullanabildiği bir kaç tane dili var. Öyle zamanlar olur ki insan rüyalarında bile bu diller ile rüyalar görür, fakat ana dil farklıdır, yaşatılması, geliştirilmesi, zenginleştirilmesi ve sürekli korunması ve sahip çıkılması gerekir.
Zaten eleştici böyle bir yazı bırakmasaydı bu konu hakkında pek bir şeyde yazmayacaktım.
Sen yine de fısıltılı bir şekilde yazdığımı düşün lütfen.
Selamlar...
|