Einzelnen Beitrag anzeigen
  #29073  
Alt 17.08.2006, 21:37
Benutzerbild von xbaburx
xbaburx xbaburx ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard kıblenin değişmesi bahsi(copy-paste)

zahmet olmazsa okuyuver.malum biraz uzunca olacak.daha once de demiştim ceviz yemek istiyorsan kabugunu kırman gerek.burada suna da dikkat et.bak ayetler hangi nuzul sebeplerine gore iniyormusssssss!!

KIBLE"NİN MESCİD-İ HARAM"A ÇEVRİLMESİ

--------------------------------------------------------------------------------
Resûl-i Kibriyâ Efendimiz ile Müslümanlar, Medine"de namazlarını Allah"ın emriyle Peygamberler makamı olan Kudüs"e, yâni Beytü"l-Makdise doğru kılarlardı. Fakat, Peygamber Efendimiz öteden beri tevhid akîdesinin müstesna bir âbidesi olan yeryüzünün ilk mâbedi ve ceddi Hz. İbrâhim"in kıblesi olan Kâbe"ye doğru yönelerek namaz kılmayı kalben arzu ve temenni ediyordu. Müslümanlar da, hassaten Muhacirler kalblerinde aynı arzuyu taşıyorlardı. Çünkü, beş vakit namazlarında Kâbe"ye yönelmek vatanları Mekke"yi de yâdetmeye bir vesile olacaktı.
Yahudilerin de, "Muhammed ve Ashabı, biz gösterinceye kadar kıblelerinin neresi olduğunu bile bilmiyorlardı" diyerek sinsice dedikoduda bulunmaları onları rahatsız ettiğinden bu arzuları daha da kuvvetleniyordu. Bu sebeple, Resûl-i Ekrem Efendimiz, tahvil-i kıble için vahyin gelmesini bekliyor, Cebrâil"i (a.s.) gözetliyor ve Kâbe"yi temenni ederek duâ ediyordu.
Nitekim, bir gün Cebrâil"e (a.s.) bu arzusunu izhar ederek, "Rabbimin, yüzümü Yahudîlerin kıblesinden Kâbe"ye çevirmesini arzu ediyorum" diyerek izhar etti.
Cebrâil (a.s.), "Ben, bir kulum! Sen, Rabbine niyâzda bulun. Bunu Ondan iste!"456 dedi.
Bunun üzerine Resûl-i Ekrem Efendimiz de, Beytü"l-Makdis"e müteveccihen namaza duracakları zaman başını semâya doğru kaldırmaya başladı.
Nihayet Medine"ye hicretin 17. ayında kıblenin Mescid-i Haram"a doğru çevrildiğini bildiren âyet-i kerime nâzil oldu.
"Yüzünün sık sık semâya çevrildiğini, muhakkak ki Biz görüyoruz. Seni hoşnut olacağın kıbleye çevireceğiz. Artık yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. Nerede olursanız olun, yüzünüzü o tarafa çevirin..."457
Bu vahiy geldiği sırada Resûlullah Efendimiz, Müslümanlara mescidde öğle namazı kıldırıyordu. Namazın ilk iki rekâtı kılınmış, sıra son iki rekâta gelmişti. Peygamber Efendimiz, ağır ağır yönünü değiştirdi ve mübârek yüzünü Kâbe"ye doğru çevirdi. Müslümanlar da Efendimizle birlikte o tarafa döndüler.458

İki Kıbleli Mescid
Diğer bir rivâyete göre, Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, Receb ayının bir Pazartesi günü Benî Seleme semtinde oturan Bişr bin Berâ"nın annesi Ümmü Bişr"i ziyârete gitmişlerdi. Kendisine yemek yapıldı. Yediler. Bu sırada öğle namazı vakti girdi. Peygamberimiz, oradaki mescidde Müslümanlarla birlikte iki rekât kıldıktan sonra namaz içinde Kâbe tarafına dönmesi emrolundu. Derhal cemâatla birlikte yüzlerini Mescid-i Haram tarafına çevirdiler. Bu sebeple Benî Seleme Mescidine "Mescid-i Kıbleteyn (İki Kıbleli Mescid)" adı verildi.459
Peygamberimizin emri üzerine, bütün Müslümanlara kıblenin Mescid-i Aksa"dan Mescid-i Haram tarafına çevrildiği duyuruldu.
Kıblenin Kâbe olarak tesbit edilmesi bir kısım Müslümanların telâşına sebep oldu. Çünkü, kıble değiştirilmeden önce Beytü"l-Makdise doğru namaz kılarak vefât etmiş veya şehid edilmiş Müslümanlar vardı. Bunun için huzur-u risâlete gelerek, "Yâ Resûlallah! Daha önce ölen Müslüman kardeşlerimizin durumu ne olacak? Onlar Beytü"l-Makdise doğru namazlarını edâ etmişlerdi" diyerek endişelerini izhar ettiler.
Cenâb-ı Hak Müslümanların bu endişelerini de inzâl buyurduğu âyet-i kerime ile giderdi:
"... Senin yöneldiğin Kâbe"yi, Peygambere uyanlarla gerisin geri dönenleri ayırd etmek için kıble yaptık. Kıblenin bu şekilde değişmesi ise, Allah"ın hidâyet nasip ettiği kimselerden başkasına pek ağır gelir. Yoksa Allah, kıbleyi değiştirmekle îmânınızı zaafa uğratacak ve evvelki kıbleye yönelerek kıldığınız namazları zâyi edecek değildir. Şüphesiz ki Allah insanlara pek şefkatli, pek merhametlidir."460
Resûl-i Ekrem Efendimiz, Medine"ye teşrif edip Beytü"l-Makdis"e doğru namaz kılmaya başlayınca Arap müşriklerinin gücüne gitmişti. Bilâhere kıble Kâbe"ye tahvil buyurulunca bu sefer Yahudîlerin gücüne gitti ve tekrar dedikodu yapmaya, fitne fesad çıkarmaya koyuldular.
Hatta âlimlerinden birkaçı Resûlullaha gelerek, "Yâ Muhammed! Üzerinde bulunduğun kıblenden seni döndüren nedir? İbrahim"in milleti ve dininde bulunduğunu söyleyen sen değil misin?" dediler.
Sonra da şu sinsî teklifte bulundular:
"Eğer şimdiye kadar üzerinde bulunduğun kıblene tekrar dönersen sana tabi olur, seni tasdik ederiz!"Şu âyetler bu hâdiseyi anlatmaktadır:"İnsanlardan birtakım beyinsizler, "Müslümanları şimdiye kadar yöneldikleri kıbleden çeviren nedir?" diyecekler. Sen onlara de ki: "Doğu da, batı da Allah"ındır. O dilediğini dosdoğru bir yola iletir.
"Biz sizi böylece aşırılıktan uzak, adâlet, ve doğruluk üzerinde olan bir ümmet yaptık - tâ ki kıyâmet gününde siz peygamberlerin İlâhî hükümleri tebliğ etmiş olduklarına dâir insanlar üzerine bir şâhit olun, Peygamber de sizin doğru yolda olduğunuza şâhid olsun...
"Kendilerine kitap verilmiş olanlara her türlü delili getirsen, yine de senin kıblene uymazlar. Sen de onların kıblesine uyacak değilsin. Onlar birbirlerinin kıblesine de uymazlar. Eğer sana gelmiş olan ilimden sonra sen onların heveslerine uyacak olursan, o zaman elbette zâlimlerden olursun."461

Kubâ Mescidi Kıblesi
Kıble, Mescid-i Haram tarafına çevrildikten sonra, Resûl-i Ekrem Efendimiz Kubâ"ya gitti ve İslâm tarihinde inşa edilen ilk mescid olan Kubâ Mescidinin Beytü"l-Makdis tarafına olan kıblesini de Kâbe"ye doğru çevirtti


::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
1. Kıblenin değişmesi gibi mühim bir hadisenin bu gece vuku bulmasıdır.

Müslümanlığın ilk yıllarında Kâbe, puthane halinde olduğu için, ilk namazlar Mescid-i Aksa’ya doğru kılınıyordu. Bu itibarla hicretten sonra Mescid-i Şerif’in Kudüs’e doğru yapılmıştır.

Halbuki Sevgili Peygamberimiz, Hz. İbrahim (a.s.)’ın kıblesini istikbal etmek istiyor ve Kudüs’e (Mescid-i Aksa) doğru namaz kılınması, Kâbe’nin arkada kalması kendisine ağır geliyordu. Yalnız Peygamberimiz Mekke’de namaz kılarken Kâbe’yi Mescid-i Aksa ile kendi arasına alırdı(maka mı ibrahimde namaz kılardı.makamı ibrahim kabeyi ve mescidi aksayı aynı yonde gorebiliyordu.kabe onde mescid i aksa onun arkasında). Bu suretle hem Kâbe’ye, hem de Kudüs’e yönlenmiş oldu.

Yahudilerin “Muhammed bizim kıblemize dönüyor da dinimizi beğenmiyor” demeleri daha ziyade üzüntüsüne mucip olduğundan kıblenin tahvilini dilemekten hali kalmıyordu. Bu hal Medine’ye muvasalatından sonra on altı ay kadar devam etmiştir.

Sevgili Peygamberimiz hicretin ikinci senesi Şaban’ın on beşinci Salı günü Bişr bin Benam’ın validesini ziyaret için Beni Seleme yurduna gittiğinde mescitte öğle namazının ikinci rekâtını eda ederken, Kâbe’nin kıble olduğunu beyan eden, “Namazda Mescid-i Haram yani Kâbe tarafına yüzünü çevir ve nerede olursanız Mescid-i Haram tarafına dönünüz.”[4] ayeti nazil olmuştur. Bu vahiy üzerine Peygamberimiz namaz içinde iken Kâbe-i Muazzama tarafına döndü. Cemaat de safları ile birlikte Kâbe’ye doğru yöneldiler ve böylece namazı eda ettiler. İşte bunun için o mescide “Mescid-i Kıbleteyn” iki kıble mescidi adı verildi.

İşte birlik ve beraberliğin işareti, izzetin şiarı olan istikbali kıble bu tarihi hadise ile sabit olmuştur.


YETERLİ Mİ???????????????????????????????????????????????? ?????