herzaman oldugu gibi yine kafanda zamanla kaliplasan ve hakikati görme kabiliyetini (ki varsa) körelten önyargilarini baskalarina yansitma telasindasin. peygamberin kücük kizlarla evlendigini ve evlendiysede gerekcelerini ne sen, nede baskasi kanitliyabilir. ispati olmayan bir konu üzerinde durmak benim acimdan kocakari dirdirindan baska birsey degildir.
kadin haklari konusuna gelmeden önce birkac düzeltmeler yapmamiz gerekiyor:
1. kuran hadislerden degil, ayetlerden ibarettir.
2. erkek ve kadin esit degildir! olamazda.
esit haklara sahip olmalimidir sorusu bundan ayri bir mevzu. sebeplerini de siraliyacagim.
günümüzün anlayisiyla "kadin haklarinin" kuranda ihlal edildigine dair gösterdigin ayetler kesinlikle dogru; fakat bundan cikardigin: "islam kadin düsmanligini tesvik ediyor" neticesi izafiyet eksikliginden gecerli degil. hukukcu anlayisiyla konuya yaklasirsan ortada bir suc unsurunun oldugunu görürsün, o da kadina siddet uygulamak, yani dövmek, ki bundan "agiz, burun kirmak" dan bahsedilmiyor, daha cok siddetli gecimsizlige sebep olursa kendine gelmesi hasediyle fiske veya tokat atmaktan. böyle bile olsa belki yine siddetten bahsedebiliriz. konuyu biraz daha acalim:
islamiyet, kadinlarin hice sayildigi, hayvan kadar kiymeti olmadigi, mesru yollardan alinip satilabildigi, dövüldügü degil, hunharca bogazlandigi, hatta o kadar ki kiz cocuklarinin canli canli gömülebildigi ve bunun suc unsuru olmadigi bir ortamda filizlendi. adaletsizlik, vahset, dehset sapiklik ve sapkinlik diz boyu. bunlari göz önünde canladirmaya dogrusu hayal gücüm bile yeterli gelmiyor. zannedersem sende annesin. düsün, bir gün kocan eve gelecek, göznuru kizini koynundan alacak ve diri diri bir kuyuya gömecek. istersen cildir, istersen intihar et, ne senin ne kizinin hicbir degeri yok. iste bu derece barbar bir ortamda bunlarin hepsine yasak koyulup, kadini allahin emaneti, anayida cennetin anahtari sayan bir anlayis doguyor; cok sancili, izdirap dolu ve yillarca süren bir dogus. ilk müslüman olanlar zaten basli basina topluma mesaj:
1. toplumun en itibarlisi
2. kadin
3. cocuk
4. ve köle
kraliyla, kadiniyla, cocuguyla, kölesiyle hepsi esit. yalniz görev ayrimindan ileri gelen bir esitsizlikten bahsedebiliriz. cagdas toplumlarda da bu farkli degil; mesela vatandas peren ve bir polis memuru. ikinizde esitsiniz, fakat görev icabi polis memurunun haklari biraz daha kapsamli diyebiliriz. tekrar ediyorum, herkes esittir, fakat görevden dogan haklarda ayricalik var. erkege, görevi kadina nazaran fazla oldugu icin, bu görevleri yerine getirebilmesi icin ayrica haklar tanilmistir. bunun dinle alakasi yok, natüramiz böyle. düsün, islamiyete göre kadin cocugunun bakimiyla hükümlü degildir. "ben coluk cocukla ilgilenemem" diyorsa, siddet uygulamak söyle dursun, kocasi bizzat ilgilenmek zorunda kaliyor; veya maddi durumu yerindeyse artik dadi tutuyor. o kadar "kadin düsmani" gördügün islamiyet hem kadini, hemde cocugu ve köleyi bak nereden nereye getiriyor. tokat veya fiske atmayida bütün imkanlarin, ki bunlara cagimizda psikolog veya terapist gibi profesyoneller de dahildir, tükendigi noktada mesru kiliyor.
günümüzün penceresinden bakinca hersey biraz tozpembe gönüyor ama henüz gectigimiz asrin baslarinda aydin avrupa "kadin insanmidir?" sorusunun cevabini aradigini düsünürsek islamiyetin ne derece müthis ama okadar da agir bir devrimin gerceklestirdigini belki daha iyi görürsün.
yanlis anlama, bu makaleyi sana degil, belki kafalarini karistirdigin diger arkadaslara sunuyorum. yoksa senin asla iflah olmayacaginida biliyorum
