....." Yasantim sanki durmustu,sadece nefes aliyor,yiyor,iciyor ve uyuyordum.Ancak bunlari yapiyorum diye yasadigimdan bahsetmem mümkün degildi;cünkü ruhumu rahatlatacak ve aklimi tatmin edecek bir arzum yoktu,aslinda sunu da cok iyi biliyordum ki,bir arzum oldugunda onu gerceklestirsem de gerceklestirmesem de sonunda bir sey degismiyecekti.
Yasamayi sürdürüyordum ama bu sadce yasam fonksiyonlarimi sürdürmekten ibaretti.Bir ucurumun basina gelmistim ve önümde yok olustan baska bir sey olmadigini cok iyi görüyordum.Ulastigim sonuca kayitsiz kalmam imkansiz oldugu gibi,önümde yanlizca aci gercegin durdugunu görmemek icin gözlerimi kapatmam da imkansizdi...Yasadigim Tam bir perisanlikti.
Bir seyyahla onun cölde karsilastigi yirtici hayvanlari anlatan Sark ( dogu ) masalini kim bilmez ki ?..
Seyyah yirtici bir hayvandan kendini kurtarmak icin kendini kurumus bir kuyuya atar.Tam o anda kuyunun dibinde onu yutmak icin agzini acmis bekleyen bir ejderha görür.Yirtici hayvan tarafindan parcalanmamak icin yukariya cikmaya cesaret edemiyen ama ejderha tarafindan yutulmamak icin asagiya da atliyamayan bu zavalli seyyah,Kuyunun duvar taslari arasinda boy vermis bir dali yakalar ve ona simsiki tutunur.
Az sonra elleri uyusmaya baslar ve kendisini her iki tarafta da bekliyen felaketin kucagina düsecegini anlar;ancak dali hala simsiki tutmaktadir. O sirada bir kac farenin onun tutundugu dalin cevresinde dolasmakta ve ve dali kemirmekmekte oldugunu görür.Dal kopacak ve o da canavarin agzinin ortasina düsecektir.
Seyyah bunu görünce artik hic kurtulma ümidinin kalmadigini anlar.Caresizlik icinde cevresine bakinirken,Dalin yapraklarinda Bal damlalari görür;dilini uzatir ve bunlari yalamaya baslar.
Iste ben de aynen bu seyyahin bir benzeriydim.Ölüm ejderhasinin kacinilmaz bir sekilde beni bekledigini beni parcalamaya hazir oldugunu bildigim halde Son bir ümitle hayatin dallarina tutunuyordum ve bu azaba niye düstügümü de aklim bir türlü almiyordu.Bana o güne kadar teselli vermis olan bali yalamayi deniyordum;ancak bal artik tat vermez olmustu.ölüm ejderhasi agzini acmis beni yutmak icin beklerken,yasamin kemirgen fareleri de tutundugum dali kopartmaya calisiyordu.Bense artik sadece kendilerinden Kacamiyacagim o ejderha ile fareleri görüyor,gözümü onlarin üzerinden ayiramiyordum.Üstelik Bu bir masal degildi;gercegin takendisiydi. Bu aksinin Ispatlanamiyacagi ve herkesin algiliyabilecegi bir gercektir.
Soru: Nicin yasiyorum ?
Cevap:Sonsuz büyük bir makanda,sonsuz zaman icinde sonsuz kücük parcaciklar,sonsuz kücük bilesimler icinde degisirler ve eger bu degisimlerin yasalarini kavriyamamissan,yer yüzünde nicin yasadigini da kavriyamamissindir.
Ayni sekilde düsünce aninda kendi kendime söyle diyordum:" bütün insanlik onu yöneten manavi ilkelere ve ideallere dayanarak gelisiyor.Bu idealler dinler de Bilimlerde sanatlarda,devlet sekillerinde ifadesini buluyor.Bu idealler gittikce yükselmekte ve insanlikta gittikce daha yüksek mutluluga tirmanmaktadir.Ben de insanligin bir parcasiyim bu nedenle benim görevim,insanligin ideallerini ögrenmek ve bunlarin gerceklestirilmesine katkida bulunmaktir. "
Zihin gücümün zayif oldugu siralarda bu cevapla yetindim.Ancak Yasamin sorusu icimde tüm netligi ile uyanir uyanmaz,Bu teoride birden bire yikiliverdi.Bilimlerin insanligin kücük bir bölümünün arastirilmasindan cikardigi ve genel gecer sonuclar olarak sunmaya calistigi vicdansiz vurdumduymazligi ile insanligin ideallerinin yer aldigi bu felsefenin bir cok yönünün karsitliklar yigini olmasi bir yana,bu felsefenin aptalca demiyeyim ama sasilacak noktasi suydu:
Her Insanin Karsisina cikan " ben neyim ? " ve " Nicin yasiyorum "... ya da " Benim Görevim ne ?" sorularini cevaplandirmak istiyorsak önce su soruyu Cözmemiz gerekiyor:
Bizim yanlizca cok kücük bir zaman diliminde,cok kücük bir parcasini bildigimiz O bütünün ve insanligin varliginin anlami nedir ?..
Insan Bunu yanitliyabilmek icin öncelikle bu bahsi gecen sirlarla dolu insanligi,yani daha kendini bile kavrayamamis insanlardan kurulu insanligin ne oldugunu kavramak zorundadir.
Kendine nasil yasamaliyim sorusunu samimeyetle soran insan,deneysel bilimlerin bu soruya verdigi " Sonsuz evrendeki zaman ve birlesme imkanlari bakimindan sonsuz parcaciklari arastir;sonra kendi hayatini anliyacaksin " seklindeki Cevapla nasil tatmin olmuyorsa ayni insan su cevapla da yetinmiyecektir:
"Baslangicini ve sonunu hic bilmedigimiz ve belkide en kücük parcacigini bile tanimadigimiz insanliga ait bütün yasam anlayislarini arastir; iste o zaman kendi yasaminin anlamini kavrayacaksin..
Ben Tolstoy u sevdim

)
sizi bilmem´..
Devam edecek tabii..