Egitimli kizlar...
Okumuş kızlar’ doğru kişiyi bulmak için evliliği ileri yaşlara erteliyor
Eğitimli, çalışan, kendine güvenen bekar hanımlar evlenmek için hiç acele etmiyor. Psikoterapist Yasemin Uçal ise, yaş ilerledikçe daha iyiyi bulmanın zorlaştığını belirterek, “Standartlar düşürülmeli.” diyor.
En az üniversite mezunu, iyi bir işte çalışıyor, edebiyatla, sanatla ilgileniyor, kitap okuyor, sinemaya gidiyor, sosyal etkinliklere katılıyor. 30’lu yaşları saymaya başlamış; ama hâlâ bekar bir hanım. Çünkü, hayatı birlikte paylaşabileceği doğru kişi karşısına çıkmıyor. Kimisinin entelektüel seviyesi yetmiyor, kimisi sanattan anlamıyor, kimisinin eğitim seviyesi denk değil, kimisinin ahlaki değerleri oturmamış vs. vs. Bu yüzden evliliği erteleyip dururken yıllar geçiyor, yaş 35, yolun yarısı ediyor. Ahlaki değerleri ve İslam’ın gereklerini yaşamayı önemsediği için evlilik dışı arkadaşlıklara girmek de istemiyor. Son yıllarda bu durumları yaşayan genç bayanların sayısı artıyor. Geçinme anlamında kendine güvenen eğitimli hanımlar evlenilecek doğru kişiyi bulmak için hiç acele etmiyor. Kimisi sonunda birini seçip evleneceğini söylerken, kimileri hiç evlenmemeyi bile göze almış durumda. Psikoterapist Yasemin Uçal’a göre, eğitimli dindar kızların evlilikten kaçmasının sebebi son yıllarda erkeklere duyulan güvenin azalmış olması.
Doğru erkeği bulma adına kızların güvensizlik yaşadığını belirten Uçal, “Toplumumuz son yıllarda kültürel ve ahlaki olarak öyle çok değişti ki, erkeklerin eşlerini aldatma kat sayısı arttığı oranda genç kızlar evlilikten ürktüler. Kadınlar aldatılmanın hem suçlusu, hem nesnesi olma konumunda. Bu, kaygı oluşturdu. ‘Eşim beni aldatır mı veya ben birinin beğenebileceği hususiyetleri kendi bünyemde taşıyor muyum’ diye içten içe güvensizlik hissettiler.” diyor. Uçal’a göre erkeklere duyulan güvensizliğin bir sebebi de erkeklerde eskisi gibi evliliğe ve kadına yönelik korumacı ve saygıya yönelik bakış açısının kalmaması. Toplum içinde teşhircilik ve televole kültürü o kadar yayıldı ki, son zamanlarda en çok para kazanan meslek grubu diyetisyenler oluyor. Çünkü kadınlar kendilerini beğendirebilmek için topluca diyetisyene gidiyor. “Evliliği iyi yürütebilecek özellikleri taşıyor muyum? Eşimle, ailesiyle ahenkli ilişki kurabilecek bir kişilik yapısına sahip miyim?” diye sorgulayan ise yok.
30-35 yaşlarına gelmiş bekar bir hanımın yaşıtı olan erkeklerin çoğu evlenmiş oluyor. Bekar erkekler ise genellikle boşanmış, dul veya çocuklu olduğu için kendisi gibi hiç evlenmemiş birinin karşısına çıkması zorlaşıyor. Çıksa bile bu sefer de ‘acaba neden bu zamana kadar evlenmedi, bir sorunu mu var’ diye kaygılar oluşuyor. Bir de bayanlar 30’lu yaşları geçtikten sonra karşılarına çıkan kişileri eskiden beğenmeyip reddettikleri kişilerle karşılaştırıyor ve ‘Bunun için mi bu zamana kadar bekledim, daha iyisi olmalı’ düşüncesine giriyor. Uçal ise, yaş ilerledikçe eskilerden daha iyi nitelikler taşıyan taliplerin çıkmayacağının bilinmesini istiyor. Uçal’a göre Türkiye’nin gerçeği bu. Erkek tarafında ‘zaten evlenmek zorunda, artık birini kabul etmeli’ gibi bir düşünce oluşuyor. Bu yüzden bazen kızlar yaşları ilerlediği için denk olmayan erkeklerle evleniyorlar. Yasemin Uçal, genç kızların huzuru ve mutluluğu bulabilecekleri kişiyi geçmişten gelen tecrübelerine göre zihinlerinde kurguladıklarını söylüyor. Mesela, babaları gibi iyi birini veya babaları gibi kötü olmayan birini arıyor, birtakım özellikler sıralıyorlar. Ancak karşılarına çıkan kişilerin bazı yönleri buna uysa da bir şeyleri eksik kalıyor. Seçkinci olan, standartlarını yüksek tutan hanımlara “İç dünyanızın ihtiyaçlarını karşılayacak kişi nasıl olmalı?” diye soran Uçal, şöyle konuşuyor: “Beğendiğiniz kişi sosyal statünüzü daha pekiştirecek biri olabilir; ama evlilik bambaşka bir şey. Kapıdan içeri girince statüler geçerli olmuyor. İkinizin de psikolojik ihtiyaçları öne çıkıyor. Bütün rollerimizi bir kenara bırakıp benim ihtiyacımı hangi erkek karşılayabilir demeliyiz.”
Allah’ın insanı ruhsal, fiziksel ve toplumsal olarak biriyle eş olacak şekilde yarattığını vurgulayan Uçal, evlenmek isteyen genç kızlara standartlarını biraz düşürmelerini öneriyor. Evliliğin bir kadına anne ve eş olma imkanları vererek onu tamamladığını ve kendi hakikatini bulma yolu açtığını ifade eden Uçal, “Bazen erkeğin yaşı küçük olsa da karakteri oturmuş olabilir. Bazı kadınlar da yaşı büyük olsa da ruhen olgunlaşmamış olabilir. İki kişi bu şekilde evlenmeyi kabul etse bile toplum bunu yargılıyor. Bu durumda Peygamber’imizle Hz. Hatice’nin evliliği örnek verilebilir.” diyor.
Kadınlar güvenebilecekleri iyi bir aile babası ve eş arıyor
Leyla (31 yaşında, üniversite mezunu, çalışıyor);
Evleneceğim kişi hayatı fark eden, evliliğe yetkin birisi olsun. Üniversite bitirmek yetmez bunun için. İnsan ilişkileri çok iyi olmalı. Allah’ı ve Peygamber’ini çok sevmeli. Bu sevgileri taşıyan, eşini, ailesini de sever ve kırmaz, incitmez. Allah benim içime böyle birini istemeyi verdiyse istediğim kişiyi de yaratmıştır.
Zehra (31 yaşında, üniversite mezunu);
Eğitimde denklik olmalı ama âşık olursam ölçülerim ne kadar etkili olur bilemem. Elektriğe, duygusallığa önem veriyorum. Çalışan bayan arayanlara karşıyım. Aile reisi olmak istemem. İyi bir aile babası olabilmeli.
Mera (35 yaşında, üniversite mezunu, çalışıyor);
Yaş ilerledikçe karar vermek zorlaşıyor. Kadınlar maddiyatı sorun etmezken erkekler maddiyatta eşitliği istiyorlar. Benim daha çok kazanmam onların cesaretini kırıyor. Tek başıma yaşlanmaktan korkmaya başladım. Bu yüzden evlenmek, anne olmak istiyorum. Eminim istediğim kişi karşıma çıkacak. Ruhların örtüşmesi önemli.
Sevda (29 yaşında, üniversite mezunu, çalışıyor);
Evlilik bir piyango. Kimine büyük ikramiye çıkıyor, kimine amorti, kimine de hiçbir şey. Aynı evi paylaşmadan bir kişiyi tanımak çok zor. Evlilik konusunda elimizdeki tek sermaye insanlara güvenmek; o da erkekler tarafından her fırsatta baltalanıyor. Gel de evlen şimdi!
Fatma (33 yaşında, üniversite
mezunu, çalışıyor);
30 yaşına gelinceye kadar evliliği pek düşünmedim. Evleneceğim kişide genel geçer beklentilerim yok; ama Allah ile sağlam bir bağı olsun. Yaş ilerledikçe uygun kişiyi bulmanın daha zor olacağına katılmıyorum. Mutlaka evlenmeliyim demiyorum; çünkü bu dünyaya ne için geldiğimin farkındayım. Evlenmek gibi aradığın kişiyi bulamamak da bir sınav.
|