Thema: Philosophie
Einzelnen Beitrag anzeigen
  #1458  
Alt 12.11.2005, 17:53
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Hayatim artik issiz bir sokak gibi

isten kovulduktan sonra kendimle basbasa kaldim. Artik kendimi dinleyebilecegim daha uzun bir zamana sahip olabiliyordum. Baslangicta bunun benim icin güzel olabilecegini düsünüyordum. Bir süre sonra yanildigimi anladim. Artik yanilgilarimi düsünmekten bile yoruluyorum. Pismanligi asip bir utanc duygusuna dönüstü icimde. Tanri`dan kendim icin af dileyecek yüzüm bile yok. Elimden onca tutmasina ragmen ben terk edip gittim. Geri döndügümde hicbir zaman reddetmemesine ragmen ben bir süre sonra yine kacip gittim.
Kelimelere tutunacak gücümü yitirmistim. Her kelime kahrolasi bir aniyla birlikten karsima dikiliyordu. Baskalarinin bir tarafa attigi kelimeleri ariyordum. Artik kullanilmayan, artik insanlari gülümsetmeye yetmeyen kelimeleri.
Kitaplarin satir aralarina, filmlere, brosürlere, elime ne gecerse, karsima ne cikarsa inceliyordum. Kelimeler bir buluta tutunmus baska sehirlere gitmislerdi. Rüzgarin sert esmedigi sehirlere?
Istahim iyice azalmisti. Neredeyse hayatimi demli cay ögünleriyle geciriyordum. Saatlerce agzima yiyecek bir sey koymuyordum. Yedigim zamanlarda ufak birkac lokmayla gecistiriyordum. Iyice zayiflamistim. Acliktan bayilacak hale geldigimde birkac lokma hepsi o kadar.
Uyku beni birakip gideli uzun zaman olmustu. Bazen kirksekiz saat hic uyumuyordum. Sonra birkac saat uyku ve hemen kalkiyordum ayaga. Gece ve gündüz anlamini yitirmisti. Ne zaman uykuya dalip, ne zaman uyandigimin hic önemi kalmamisti.
Kimsenin evine gitmiyordum. Zamanla kimse de bana gelmemeye basladi. Perdeleri kapali, sicak yemek pismeyen, agir bir havanin ortaligi kapladigi, tecrit odasi gibi bir yere dönmüstü evim. Bakkalin ciragi eve ivir zivir seyler getiriyordu. Bazen de birkac saat disari cikip dolasiyordum.
Uzun zamandir tanistigim Nietzsche`yi, Camus`u, Sartre`yi, Schopenhauer`i, Foucoult`u evden kapi disari ettim. Birbirimize bagirip cagirdik. Ben onlari suclarkan onlar bütün bunlarin benim aptalligimdan kaynaklandigini söylediler. Kiminin yakasina yapistim, kimini de öfkeyle ittim.
Ortalik darmadagin olmustu bagirislarimizdan, itis kakislarimizdan.
?Defolun artik!?
?Sen aptalin tekisin..?
?Huzurumu bozuyorsunuz.?
?Biz mi? Gülelim bari. Asil biz sana katlaniyoruz bunca zamandir. Bütün apta??
?Gidin burdan! Nefes alamaz hale geldim.?
?Umarim geberip gidersin.?
?Ama önce siz gideceksiniz.?
?Ne halin varsa gör.?
Bir kenarda, olup biteni sessizce izleyen Gazzali`ye yaklastim.
?Ne yapacagim simdi? Ne yapacagim ben söylesene??
?O`na teslim olacaksin.?
?Nasil??
?insan sayisi kadar yol vardir. Önce yola cikmak gerek.?
?Gücüm yok.?
?Sen yola yönel. Adim atacak olan sen degilsin.?
?Yapamayacagim. Buna cesaretim de, gücüm de yok.
Hicbir sey bilmiyorum.?
?O`ndan iste.?
Sonra usulca kapiyi acip o da gitti. Arkasindan saygiyla ugurladim.
En kötüsü de insanin kendisine tahammülünü yitirmesi. Baskalarina zaten tahammül edemiyordum. O günden sonra kendime de tahammül edememeye basladim. Ama ne yazik ki kendimden kacip kurtulma sansim bulunmuyordu. Arasira hinzirca bir düsünce zihnime ilisip, ifadesiz bir yüzle bana bakiyordu ama ben hemen ilgimi baska yöne ceviriyordum.
Kirpiklerime yuva yapmis kirlangiclarin sonuncusu da törensel bir havayla ucup gitti. Her yerden kovulmus basibos bulutlar üzerimden eksik olmuyordu.
Dua etmeye calisiyordum büyük bir SIKILGANLIK icinde. Bunun bir caresizlik ilani degil de, yeniden baslayabilmenin umudu olarak icimde tasiyordum. Insan böyle zamanlarda neyi bekler ki? Bekleyebilecegim bir sey olmali. Neyi aramaliyim? Daha önce sahip oldup da, yitirdigim bir sey mi? Yoksa hayatim boyunca ilk kez karsilasacagim bir sey mi? Tanidigim mutlu insanlari düsünmeye calisiyorum. Onlarin sahip olup da, benim olamadigim seyleri. Bunlari bulabilirsem, aramaya deger bir seyler cikacaktir.

(Tarik Tufan: ?ve sen, kus olur gidersin...?)