Bak sen! Yazı aşağıda o yazı için yazdı,
ğın parağrafta yukarıda kendi yazının içinde çok ilginç, bu yazı için gelen tepkiyi bulmak hiç de zor değil daha önceki yazım bölümlerinde sen ateşle oynuyorsun üç kuruşluk aklın ile.
AYŞE ÖNAL
Dünya Vatandaşı Terör
El kaidenin savaşçısı da kurbanları da dünya vatandaşlarıdır. Ona etnik veya bölgesel muhalefet örgütü muamelesi yapamazsınız. Yaparsanız kurbanı olursunuz.
El Kaide’nin Bildirisi
Londra merkezli El Kuds El Arabi gazetesi 17 Kasım 2003 günü İstanbul’da ikinci cehenneme çeyrek kala El Kaide’den bir mektup aldı. Dünyaya yazılan bu mektupta;
- Sinagog katliamının El Kaide"nin Ekim 2001"de ABD tarafından Afganistan"da öldürülen komutanı Şehit Ebu Hafız El Masrin’in ismini taşıyan Türkiye şubesince yapıldığı,
- Türkiye sinagoglarına İsrail gizli ajanlarının bulunması nedeniyle saldırıldığı,
-Dünyanın her yerinde patlayıcı yüklü araçlarla bombalama eylemlerine devam edeceği,
-İngiltere, İtalya, Avustralya ve Irak’a asker gönderecek olan Japonya’nın şiddeti, despot başkentlerinin göbeğinde kendi gözleriyle görecekleri,
-Bağdat, Riyad, İstanbul, Cerbe, Nasıriye ve Cakarta katliamlarının başlangıç olduğu,
- Amerikan istihbarat örgütlerine çevirmenlik yapan Arap tercümanlarla dolup taşan Riyad’ı bombalamakta çok haklı olduğu,
-Kamuoyu şiddeti, kendi gözleriyle çağın diktatörünün başkenti Washington"da görünceye değin katliamların sürdürüleceği,
-Katliamların Yahudilere ve Amerikalılara karşı verilecek acı darbelerin bir başlangıcı olduğu,
-Bin Ladin"in son sesli mesajında ABD"nin içinde ve dışında saldırıların durmayacağı konusundaki uyarıları hala anlamak istemeyenler olduğu,
-İstanbul katliamlarının altın fırsat olarak değerlendirilmesi, - Mesajın doğru anlaşılması ve Türkiye’nin, İslam ve Müslümanlara karşı yapılan ittifaktan çekilmesi
-Şayet laftan anlamıyorlarsa, ölüm arabalarının bunun üstesinden pekala gelebileceği yazılıydı.
Nitekim ertesi gün İstanbul yeniden cehenneme döndü.
El Kaide Ne İstiyor?
Aynı bildiride El Kaide’nin Washington"dan istediği koşullar
- Terörle savaş adı altında İslam ve Müslümanlara karşı açılan savaştan vazgeçilmesi,
- Kudüs ve Keşmir dahil bütün İslam topraklarının Yahudi ve Amerikan pisliğinden temizlenmesi
-Küba körfezindeki Guatanamo üssünde bulunan tutukluların serbest bırakılması
- ABD"de hapis yatan Mısır İslam Cemaatinin manevi lideri Şeyh Ömer Abdurrahman"ın serbest bırakılması olarak sıralanmıştı.
Ayrıca bildiriye oldukça küstah bir davette not edilmişti;
- El Kaide örgütüne bağlı milisler Mezopotamya topraklarında düşmana karşı sabırla direnen diğer milislerin yardımına koşmak üzere Irak"a çağrılıyorlardı.
El Kaide’nin Farkı Nedir?
El Kaideyi diğer terör örgütlerinden ayıran en önemli özelliği ilk kez ümmet organizasyonunu inşa etmiş olmasıdır.
El Kaidenin kimseyi ikna etmesi gerekmez. İslam dininin içinde bulunduğu koşullar nedeniyle zaten pek çok Müslüman genç, doğal ikna halindedir.
Medeniyetin karşısında Müslüman ülke rejimleri tarafından da aşağılanan yoksul, umutsuz Filistin bölgesel cihatçıları yok. El Kaide’nin bizzat petrol milyarderi Müslüman burjuva küresel cihatçıları var.
Örgütün geniş ve doğal bir şubeler zinciri mevcuttur. Gün geçtikçe güçlenmektedir. Çeşitli köklerden gelen İslami şiddet örgütleri muzaffer El Kaide ile homojenleşmektedirler.
Hedefi ise devletler kadar yukarda tarif edilen özellikleri taşıyanlardır. El Kaide üyeleri için Yahudileri ve üzerinde haç bulunan herkesi öldürmek dini bir borçtur Irak ve Afganistan"daki Kızılhaç temsilcilerine karşı yapılan katliamlar bu mantığın sonucudur.
“Terörist olmayan herkes terörün kurbanıdır.” İstanbul El Kaide bombalarıyla cehenneme döndüğünde Londra’da Başbakan Blair böyle söylüyordu. Oysa El Kaide, terörü kaynağını evrensel bir dinden aldığı için bizzat teröristi de terörün kurbanıdır.
E l Kaidenin Düşmanı Kimdir ?
Düşman Yahudilerin yönettiği Batı"dır: "Yahudileri baskı altında tuttukları için dünya halklarında bir suçluluk duygusu uyandırmak ve Yahudileri kovuşturmanın herkesçe suç sayılmasını sağlamak için Yahudiler sosyalizmi, komünizmi, demokrasiyi ve insan haklarını icat ettiler." diyen Malezya"nın eski Başbakanı Mahathir İKÖ zirvesinde düşmanın kim olduğunu son derece açık olarak işaret etmiştir. Yahudilerin, Hıristiyanların, Fas, Suudi Arabistan ve Türkiye"de yaşayan "Batılılaşmış" Müslümanların tamamı düşmandır.
Türkiye, İslam ile batı medeniyetini buluşturan tek Müslüman ülkedir. Ortadoğu"daki diğer ülkeler için bir modeldir. Sadece bu nedenle Türkiye"nin istikrarsızlaştırılması, El Kaide"nin acil öncelikleri arasındadır.
El Kaide’nin Yapısı
El Kaidenin bir adı da "Yahudi ve Haçlılarla Mücadele İçin Bütün Dünya İslam Cephesi"dir.
Şahadet yani hayatını Allah’a bağışlamak İslam dininin en kutsal mertebesidir. El Kaide’nin çok sayıda müstakbel şehide sahip olması bir yana, dünyanın dört yanında henüz ona ulaşamamış ama her an ulaşabilir müstakbel şehitleri de göz ardı edilmeyecek kadar çoktur.
El Kaide"nin yerel koşullara uydurulmuş modeli olarak yapılanmış örgütleri basın eliyle mazur ve mağdur görülmektedir. Böylece Aysbergin altını fark etmek için çarpışma anı beklenmektedir.
Yine basın eliyle şiddet yanlısı İslam gruplarına büyük güçlerin, dinsiz veya Batı taraftarı kategoride bulunan Müslüman ülkelerin vurulmasının hak olduğu özendirilmektedir.
Böylece İslam şiddeti ümmetin Yahudi ya da Hıristiyan kafirlerden ve kafir rejimlerden kurtarılması gibi çok kutsal bir rehberle dokunulmazlık elde ediyor.
Böylece çeşitli adaletsiz sosyo-ekonomik koşullardan doğan ve değişik hedefleri olan İslam’i örgütler gittikçe El Kaideleşerek doğal şubeler haline dönüşmekteler. Başlangıçta Yahudi karşıtı İslam şiddeti giderek Müslüman olmayan her şeye düşman bir hale dönüşüyor. Batıya düşmanlık Avrupa ve Amerika"daki demokrasi içinde kök salmış İslami grupların da ortak dili haline geliyor. İşin en ilginç yanı bütün radikaller demokrasinin dayanıklı batı geleneği özgürlüklerinde kök salıyorlar.
Küresel mücahitler İslam dünyasının ümmetsel olarak yarattığı aşağılık duygusuna yol açan yenilginin direnişçileri.. Televizyonun Bosna, Çeçenistan, Afganistan, Irak, Filistin haberleri onları küresel din savaşına davet ediyor.
El Kaide ile ilişkili ancak hedef belirleme ayrıcalığı olan diğer İslami şiddet örgütleri ise daha da ürkütücü. Orta Doğu sınırlarından çok daha geniş bir şiddet coğrafyasında yerleşikler. Türk kamuoyunun hiç ilgilenmediği ve bugüne kadar en fazla şehit vermiş olan Harkat El Cihad El İslami örgütü Pakistan, Keşmir, Özbekistan, Tacikistan ve özerk Sincan bölgesinde eylem yürütüyor.
El Kaide İslam dininin en katı kurallarını benimseyen ve İslam’ın düşmanlarına karşı cihada hazır herkesi bağrına basmaktadır. Müstakbel adaylar minik örgütlenmelerle Amerika, İsrail ve Batı dünyasıyla özdeşleştirdikleri herhangi bir simgeye inanç özgürlüğü içinde saldırabilirler ve kutsanırlar. Eylemlerinde kimlerin öldüğüne ise aldırılmaz. Bu nedenle Bush’la Blair’in daha çok Müslümanların öldüğünü vurgulamaları öfkeyi bilemekten başka bir işe yaramıyor.
Mümin katillerin, kurbanlarını seçerken din ayrımı yapmıyor olması küresel bir din savaşı ile karşı karşıya olduğumuz gerçeğini örtmüyor.
En hatalı öngörülerden biri Irak işgalinin olmaması halinde El Kaidenin kuzu kuzu oturacağını tahmin ediyor olmaktır. Bu yorum, hiçbir şekilde Irak işgaline taraftar olunduğu şeklinde bir kötü niyet ile algılanmamalıdır.
Ancak şunu kabul etmeliyiz ki, özgürleştirilmiş Irak, cihatçılar için eğitim sahası oldu. Irak kaosu İslam’ı şiddet için Afganistan işlevi görmeye başlamıştır. 1991 de tam da bu korku nedeniyle ABD Irak sınırından dönmüştü.
Yoksul ve dışlanmış bir Türkiye sınır komşusu Müslüman şiddet hareketinin pençesine düşmek gibi bir kabusla karşı karşıyadır. Küresel felaketin ülkede deki boyutları o zaman anlaşılacaktır. Kuşkusuz çok geç kalınmış olacaktır.
Tıpkı El Kaide katliamlarının müsebbibi olarak örtülü biçimde batı ülkelerinin suçlanması ancak El Kaide’yi palazlandırıp beslediği gibi .. Bu bilgi kirlenmelerinin kamuoyu bilincinde ne kadar büyük bir bilinç kirlenmesi yaratacağı hiç hesaplanmıyor.
Sinagoglarda kullanılan patlayıcı maddenin şimdiye dek ne Türkiye"deki radikal İslamcılar, ne de Kürt savaşçılar tarafından kullanılmamış olduğunu açıklaması yetmiyor. Unutulan bilgi bu bombaların Irak’taki BM binasına konulan bombayla aynı olmasıdır.
Aslında küresel din terörünün hedefi İslam’a uygun bir ümmet kavramından beslendiği için çok coğrafi bir temeli var. Mümin terör yozlaşmış ya da Müslüman birliği kavramına ihanet edebileceği düşünülen ülkelere daha öfkelidir. Barıştan veya insan haklarından söz etmek El Kaide için sadece zayıflıktır. İntihar bombacılarının İslam dinine uygun yaptıkları tek şey, eylemlerini ulusal sınırlara, ortak geçmişe değil mümin ümmete refere etmeleridir.
Bu nedenle hiçbir ülke bu küresel şiddet hedefine Türkiye"den daha denk düşmüyor.
Türkiye"nin hedef seçilmiş olması, El Kaide"nin Batı"yla savaştığı kadar İslam"la da savaştığının göstergesidir" diyen yazar Robert Fisk çok yanılıyor. El Kaide İslam’ın demokrasi ile anlaşacağını işaret ettiği ülkelere saldırıyor. Bunu doğru tanımlamazsak çareyi de doğru bulamayız. İslam’ın Ankara ile kan davası vardır ve bunu ılımlı İslamcı hükümetin meydan okuyarak önleyeceğini ummak cehalettir.
24 Kasım 2003, Pazartesi
|