Einzelnen Beitrag anzeigen
  #24051  
Alt 10.09.2005, 00:49
Benutzerbild von roman
roman roman ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Babur, arkalarda kaldı tuhaf yazıların!

Çağdaşlık ile, sen batılı olmayı ve batı düşmanlığını karıştırmaktan öte İslamlaştırmaktasın.

Tekrar yazalım çağ nedir???

Çağ, toplumların, milletlerin, ülkelerin, devletlerin, insanların, iktisadi, sanayi, hukuksal, ekonomi, sosyal, kültürel, bilimsel, ilimsel, sanatsal tüm değişimler bütünlüğünün o döneminin alt ve üst yapısının var olan göstergesidir...

Çağdaşlık bütün bu değişimlerin evrensel(dünyanın tüm genelinde, başka bir gezegende şu an için insanlar yaşamadığı için, yalnızca bu dünya geneli için.) ruhunu, karekterini ve özünü kavramaktır o özle bütünleşmek, en azından o öze yakın olabilmektir.

Bütün bunların içinde dinsel bir konum ve toplum ve toplumlar söz konusu değildir.

Çünkü dinde üretimcilik yoktur, salt ilahatçılık vardır.

Üretim teknolojilerin, gelişimi, yeniliği ve değişimi ile ilişkilidir.

Teknolojilerin gelişimleri, üretimleri ve değişimleri ile çağlar değişir, çağlar doğar.

Osmanlının ümmetçi toplumluğu ile bu gününün çağını ve bundan önceki çağı ne kavrarsın, ne değiştirebilirsin, nede bir katkın olabilir.

1453 çok farklı bir dönemdir, o dönemin tartışması ayrı bir tartışmadır.

Buna kısa bir bağlantı olarak, Osmanlı Yükseliş döneminden sonra oluşan tüm savaşları kaybetmiştir, kazanabildiği bir tek bile savaş olmamıştır bu dönemden sonra ve iç çoğrafyasında sürekli iç savaşlar ve ayaklanmalar ile uğraşmıştır. Çünkü özünde Osmanlı Mali bir yönetim biçimine dönüşmüştür,ne teknolojisi, nede bilimi ve ilimi gelişmiştir. Hiç bir çağ değişiminin içinde düşüş döneminden sonra belirleyiciliği olmamıştır.

Mali yönetim biçimi demek salt içinde barındırdığı vatandaşlarından toplanan vergiler ile ayakta kalan,üretimi bulunmayan, buna bağlı olarakta tekniği gelişemiyen, dönüşümü, gelişimi olmayan ve olan ülkeler ilede bir bağı olamayan bir siyasi devlet ve yaşam biçimidir.

Dünyayı ve onun ilimini, bilimini yorumlayamayan, üretemiyen, ayak uyduramayan hiçbir ülke çağdaş değildir, gelişmekte olan ülkelerdir...