Öğrenci kardeşim!
Hem buraya, hem konuk defterime yazdıklarının büyük bir kısmını( kırıcı kelimelerinin dışında) zevkle okudum.
Elbet sosyalliği dürüstçe savunmaya çalışan partilere vereceksindir oyunu, çünkü onlar Fanatikleşmiş İslam(militan ve şiddet yanlılarının dışında) yandaşlarının özgürce ibadetlerini yapmalarını ve görüşlerini açıklamalarını savunurlar ve ortamlarını kurarlar ve desteklerler. Başka partilerde bu kesimlerin şu anki dünya kojoktöründe bu kadar hoşgörüsünü bulabilmek çok zor.
Benim kızdığım nokta bu nokta, Demokrasinin birey özgürlüğünün evensel sivil hukuk ile güvenceye alınmasının nimetlerinden en iyi bir şekilde yararlanırken. Din devleti (TEOKRASİ) oluşturmaya kurmaya çalışan tüm Fanatik kesimer ile neden bağlarınızı ama düşünce, ama ortam, ama ibadet, ama yaşam biçimi olarak koparmaya cesaret edemediğinizdir. Ben sana açıklayayım bunun nedenini iki cümle ile, Kuranı Kerimi kutsal Tanrı kitabı olarak grmekten öte yaşam ve sistem biçimi olarak görüp (kendi anladığınız şekli ile) hem yaşama, hem tüm insanığa kabul ettirip hayata geçirmek istemeniz. Bu kesimin bir kısmı cihat adıyla radikalce, şiddetle yapmakta, bir kısmı Demokrasinin içinde uyulu gbi gözüküp kurnazca yapmaya çalışmakta. Her iki gurubunda amaçları ortak, bu bağlamda bu iki gurupta dolaylı olarak birbirleri arasına keskin bir set öremiyorlar, öremezlerde amaç aynı olduğu için.
Demokrasinin bir başka temel kuralı Laikliktir, sen Laikliği kabul ediyormusun?
Ben, İslamın Demokrasiye uyum sağlayabileceğini inanan bir insanım.
Demokrasi, din,vicdan,fikir özgürlüğü, cinsiyet, dil, ırk ayrımsızlığı, seçme seçilme hakkı, sivil hukuk güvencesi ve bir sosyal yaşam biçimidir, salt ekonomi değildir.
Kaldıki düyanın en zengin ülkeleri, bilim, ilim, sağlık, teknik, uygarlık, birey hakkı, eğitim, hukuk konularında dünyanın en zengin ülkeleridir.
Umarım sana ben meramımı anlatabildim...
|