BÖYLE ZALIMLIGE
DÜNYA BELKIM ILK KEZ SAHIT OLUYORDU!!
Bir döneme ışık tutan bir anekdotu, Tarihçi-Yazar Mustafa Müftüoğlu aktarıyor. Müftüoğlu, İstiklâl Mahkemeleri döneminde Mevlevi İbrahim Hakkı Efendi’nin mezarından çıkarılarak asılmasını şöyle anlatıyor:
“Erzurum’dan Erzincan’a gelen İstiklâl Mahkemesi, burada da darağaçları kurar. Mahkemenin, gıyabında idama mahkûm ettiği biri vardır: Mevlevi İbrahim Hakkı Efendi. Sultan Abdülhamid ve Sultan Reşad dönemlerinde sarayda vaizlik yapan İbrahim Hakkı Efendi, Milli Mücadele yıllarında vatan topraklarının işgalden kurtulması için bizzat faaliyette bulunmuştur.
İstiklâl Mahkemesi, bu kişiye de, gıyabında idam cezası verir. Fakat Erzincan’da olmadığı için ceza infaz edilemez. İbrahim Hakkı Efendi, idam kararı haberini aldığı günün ertesi sabah namazını kılarken ruhunu teslim eder. Çocukları babalarının vefatını Şark İstiklâl Mahkemesi’ne bildirirler. Ölüm haberinin doğru olup olmadığını araştırmak için köye bir müfreze çıkartılır. Müfreze, İbrahim Hakkı Efendi’nin yaşadığı Kemah ilçesine bağlı Müşekrek Köyü’ne gelip merhumun kabrini açtırır. Nahiye Müdürü kabirdeki cesedin İbrahim Efendi’ye ait olduğunu tasdik eder. İbrahim Hakkı Efendi’nin cesedi kabrinden çıkarılır ve oracıkta hazırlanan darağacına çekilir!”
|