Fahriye Erdal veya Batının İki Yüzü
Olay malum.
Yıllar önce bir işadamı kale gibi korunan
bürosunda, vurularak öldürülüyor. Olayı solcu(!) bir
gurubun işlediği anlaşılıyor ve sanıklardan Fahriye
Erdal, yurtdışına kaçarak, Belçika?ya sığınıyor.
Türkiye olayın terör olduğu iddiası ile Fahriye
Erdal?ın iadesini istiyor. Belçika uzun müddet
oyalıyor ve kendi yargılayacağı gerekçesiyle iadeyi
reddediyor.
Aradan zaman geçiyor. Fahriye Erdal?ın sultanlar
gibi Belçika?da yaşadığı ortaya çıkıyor. Türkiye
tekrar iade istiyor, Belçika tekrar reddediyor.
Geçtiğimiz günlerde Belçika Mahkemesi Fahriye
Erdal?ı yargılamayacaklarını açıklıyor.
Gerekçe: ?Cinayette kullanılan basit bir
tabancadır. Öyleyse bu bir terör aleti değildir?
mealli cümleler.
Güler misiniz, ağlar mısınız?..
Metin Kaplan?ın tabancası da yok, ama Türkiye?ye
apar-topar iade ediliyor, mallarına el konduğu gibi,
başkanı olduğu ve aslında milletin malı olan
dernekleri hazet-mezat satılıyor. Türkiye?de de
Abdullah Öcalan?a bile verilmeyen, ?tecilsiz müebbet?
cezası alıyor.
Fahriye Erdal ise ne iade ediliyor, ne de
yargılanabiliyor, terör örgütüne aidatiyeti kesin
olduğu halde...
Hikmeti nedir acaba, bu defalarca yaşadığımız
çifte standardın?
<a href="redirect.jsp?url=http://www.atib.org/devam/Pnr/Pnr07.htm
" target="_blank">http://www.atib.org/devam/Pnr/Pnr07.htm
</a>