Bu kadar cahiliyet olmaz!
Sayın Ahmet Hulusi! Son günlerde “Dini Yanlış Algılamak” isimli kitabınız, daha sonra da diğer kitaplarınız elime geçti. Bunlardan beş tanesini, birkaç kere altını çizerek okudum. Baştan başa kelime oyunları ve tüm gerçekleri inkâr eder nitelikte ve tahriflerle dolu olduğunu gördüm. İnsanları yanıltıp inkâra götürücü ve bindörtyüz seneden beri gelen süzel inançları yok edici sözlerinizi aşağıdaki bölümlerde tek tek açıklayacağım.
Önce şunu söyleyeyim; tüm kitabınızda Kur’an-ı Kerîm’e ve sağlam hadislere dayanan, peygamberimizden günümüze kadar sapasağlam en güzel şekilde gelen: Allah, melek, ruh, cin, şeytan, ahiret, cennet ve cehennem inancını yıkarak ve de Vahdet-i Vücud görüşünün kafasını, gözünü kırarak, kendinize göre öncekilere hiç benzemeyen bir şekilde empoze etmek istiyorsunuz. Daha doğrusu; insanları ve tüm canlı, cansız,temiz- pis, her şeyi, her zerreyi “Allah” kabul ederek,” Allah, zatıyla ve tüm sıfatlarıyla, her zerrenin içindedir” diyip , yeni bir inanç icad ediyor ; bunu da sizin keşfiniz olduğunu söylüyorsunuz !
Nasıl mı? İşte zihinleri karıştıran sözleriniz:
a- Önce Tanrı kelimesini tenkid ederek; ”gökte, ötelerde bir Tanrı yoktur.” diyorsunuz.
b- Sonra daha ileri giderek; “İlah yoktur, Ötede, göklerde bir İlah yoktur.” diyorsunuz.
c- “Allah Kur’an-da İlah yoktur dediği halde, adamlar ilahiyat fakültesi kurmuşlar. İşte onların ilimleri bu kadardır.” derken ne hale düştüğünüzün farkında mısınız?... Çünkü; göklerin ve yerin İlahı vardır. O da Allah’dır. Halbuki siz, Bektaşi gibi cümleyi yarıda kesiyorsunuz, Lâ İlâhe deyip İllâllah lafzını söylemek istemiyorsunuz. İlerideki bölümlerde göreceksiniz .
ç- Allah (c.c.) Kur’an-ı Keriminde:
يَوْمَئِذٍ تُعْرَضُونَ لَا تَخْفَى مِنكُمْ خَافِيَةٌ
“(Ey insanlar! ) O gün (hesap için) huzura alınırsınız; size ait hiçbir sır gizli kalmaz.” ( Hakka suresi ayet: 18)
فَأَوْحَيْنَا إِلَيْهِ أَنِ اصْنَعِ الْفُلْكَ بِأَعْيُنِنَا وَوَحْيِنَا فَإِذَا جَاء أَمْرُنَا وَفَارَ التَّنُّورُ فَاسْلُكْ فِيهَا مِن كُلٍّ زَوْجَيْنِ اثْنَيْنِ وَأَهْلَكَ إِلَّا مَن سَبَقَ عَلَيْهِ الْقَوْلُ مِنْهُمْ وَلَا تُخَاطِبْنِي فِي الَّذِينَ ظَلَمُوا إِنَّهُم مُّغْرَقُونَ
“ Musa da: Ben, hesap gününe inanmayan her kibirliden, benim de Rabbim, sizin de Rabbinize sığındım, dedi.” (Mü’min suresi.ayet: 27)
وَلَقَدْ خَلَقْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعَ طَرَائِقَ وَمَا كُنَّا عَنِ الْخَلْقِ غَافِلِينَ
“ Bugün herkese kazandığının karşılığı verilir. Bugün haksızlık yoktur. Şüphesiz Allah, hesabı çarçabuk görendir.” (Mü’min suresi.ayet: 17) Buyurduğu halde siz:
d- “İbadetler, rıza kazanmak için değil, İkinci yaşamda kimse senden hesap sormayacak. Bu ibadetleri (fizikî) fayda ve cehennem olan güneşin çekiminden kaçabilmek için yapıyorsun . ” diyebiliyorsunuz!
e- “Ötelerde arşta bir ilah yoktur. Allah diye işaret edilen, insanların özünde” diyor ve Allah’ı arştan indirip, kafir, ateist her tip insanın özüne hapsediyorsunuz!
f- “Holografik esasa göre, her zerrede tümüyle, tasavvufa göre her zerrede zatıyla, sıfatıyla, isimleriyle mevcuttur.” diyebiliyor ve Allah’ı (c.c.) maddelerin içine sıkıştırıyorsunuz. Hâşâ Allah o anlayışlardan berîdir, ilmi ve kudretiyle her zerreye hakimdir. Yerleri ve gökleri yarattıktan sonra arşa istiva etmiştir.
g- Allah’ın ruh üflemesini, meleklerin ruh üflemesini bildiren âyet ve hadisleri görmemezlikten gelip hiçe sayarak: “Beyin kendi ruhunu üretir.” diyebiliyorsunuz.
h- “Evrende sayısız dalga boyları katmanlarında, sayısız bilinç türleri vardır. Dünyamızda bu alt katmanlarda yaşayan bu canlı türlerinin bir kısmına da o devirde “ cin” adı verilmiştir.” derken:
|