TÜRKIYE ve EU üzerine bir yazi.
Derviş, Türkiye, UNDP ve AB
6 Mayıs Cuma günü Sayın Şeref Özgencil liderliğinde düzenlenen Forum İstanbul toplantılarından birinde Sayın Kemal Derviş ile aynı oturumda konuşmacı olma olanağını yaşadım.
Türkiye maalesef bazı yerleşik kanıların aksine insan sermayesi çok da öyle zengin bir ülke değil ve biz buna rağmen Sayın Derviş’den kanımca yeterince yararlanamamış bir ülke konumundayız.
Sayın Derviş’in 2001 büyük krizinden çabuk nispeten sıyrılmamızda çok önemli rolü oldu; siyasi sürece ve özellikle AB ile olan ilişkilerimize daha fazla katkı yapmak istiyor idi ama bu tam gerçekleşemedi.
Bendeniz bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olarak Sayın Derviş’in UNDP Başkanlığı’na seçilmesinden ziyadesi ile gurur duyuyorum ama esas konuya ilişkin sevinç nedenim Sayın Derviş’in üzerinden Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının UNDP adlı kuruma ve bu kurumun her yıl yayınladığı insani gelişmişlik endekslerine olan ilgisinin artacağına olan kanım ve inancım.
Bilindiği gibi Sayın Derviş’in başına seçildiği Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) her sene Haziran sonu ya da Temmuz başında Birleşmiş Milletler’e üye ve güvenilebilir istatistik üretebilen ülkeleri insani gelişmişlik kriterleri açısından bir sıralamaya tabi tutuyor.
2004 Temmuz’unda yayınlanan son İnsani Gelişmişlik Raporu’nda UNDP 177 ülkeyi üç temel kriteri esas alarak sıralamaya tabi tutmuş ve bu sıralamada Norveç birinci ve Sierra Leone son sırada yeralmış idi.
Ülkemiz Türkiye bu sıralamada 88. sırada yeralıyor ve bendeniz bu sıralamadan ziyadesi ile rahatsız oluyorum.
Sıralamaya temel teşkil eden üç kriter şunlar: Satınalma gücü paritesine göre (PPP) kişi başına düşen gelir, 14 yaş ve yukarı nüfusun ortalama eğitim yaşı ve 2000 yılında dünyaya gelen bebeklerin ortalama yaşam beklentisi.
Araştırma bunların dışında daha yüzlerce kritere yer veriyor ama ülke yaşam kalitesi sıralaması bu üç temel kritere göre yapılıyor.
Bendeniz bu sıralamaya bir anlamda ülkelerarası mutluluk sıralaması da demiyor değilim; bu tanımlamama itiraz edenler oluyor, mutluluk sıralamasının başka bir konu olduğunu ifade ediyorlar.
Ama ben yine de mutluluk tabirinde israrlıyım zira bu üç kriter birarada bir toplumun zenginliğini, eğitim düzeyini ve aldığı nitelikli sağlık hizmetini gösteriyor yani bu sıralamada yukarılarda bir yerde iseniz zenginsiniz, eğitimlisiniz ve sağlıklısınız, bir toplum Allah’tan başka ne ister ve bu sıralama kanımca bal gibi mutluluk anlamına gelir.
Bu sıralamada yukarıda belirttiğim gibi Türkiye 88. sırada ve AB üyesi (15’ler AB’si) en kötü ülke olan Portekiz 26. sırada yani tüm AB ülkeleri ilk 26’ya girmişler.
Bu istatistik seti 1975’den beri düzenli olarak yayınlanıyor ve maalesef ülkemiz Türkiye özellikle 1990’ların başından beri sistematik olarak daha geri pozisyonlara itilir iken AB’nin en fakirleri olan Yunanistan, İspanya, Portekiz ve İrlanda istikrarlı bir biçimde yukarı sıralara doğru tırmanıyorlar.
Forum İstanbul 2005’in ana teması 2023 Türkiyesi ve hedefleri idi; bildiğiniz gibi 18 sene sonra yani 2023’de Türkiye genç Cumhuriyet’in 100. yılını kutlayacak, kanımca Forum İstanbul’un bu seneki toplantı başlığı çok yerinde olmuş.
2023 yılına Türkiye muhtemelen AB üyesi bir ülke olarak girecek ama kanımca temel hedef 2023 yılında yayınlanacak olan UNDP istatistiklerinde ülkemizin 40. sıra civarında bir yere yerleşiyor olması; bu sıra çok hayali değil zira bir yıl önceki sıralamada 40. sırada Uruguay yeralıyor idi.
18 yıl içinde yani 2005’den 2023’e kadar Türkiye’nin 88. sıradan 40.sıraya yükselmesi çok zor ve bu ilerlemenin bendeniz ancak ve ancak çok gecikmeyen bir AB üyeliği ve çok verimli geçecek bir müzakere süreci sayesinde olacağına inanıyorum.
Şayet 2020’li yıllarda Türkiye hala söz konusu sıralamada 80’li ya da 90’lı sıralarda (bir yıl önce 96. sırada idik) kalır ise 2023 Cumhuriyet’in 100. yıl kutlamalarının çok da kıvançlı geçmesinin olanaksızlığı ortada.
Bir cumhuriyetin başarısı toprak bütünlüğünü ve laikliği korumak ile değil (bunlar asgari koşulllar) yurttaşlarına üretebildiği zenginlik, eğitim ve sağlık ile ölçülmeli.
Eser Karakas.
|