Einzelnen Beitrag anzeigen
  #15049  
Alt 13.04.2005, 17:20
Benutzerbild von donpepelino
donpepelino donpepelino ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Kanlı Papalık Seçimleri.

Papa?nın komaya girdiği günlerde Kuzey Ruhr?da idim. Okullarda öğretmenler, öğrencilerinden Papa?nın iyileşmesi için dua istiyorlardı. Hıristiyan öğrenciler gibi Müslüman talebelerden de dua beklentisinde bulunan okul idareleri, bizim gibi tepelerinde bir ?laiklik? kılıcı taşımıyorlardı.

Haberlerde, komada yattığı hastahane ilk sıraları alıyordu. Ölümünden iki gün önce, ekstra bir telâş yaşandı. Piskoposların koğuşunu suyolu ettiğinden anlaşıldı ki, Papa hafta içi öldü. Fakat misyoner gelenek, Hıristiyanlık reklâmı uğruna Papa?nın ölüsünü de kullanmaktan çekinmedi.

Sabırla beklenip, açıklama cumartesi geç vakit yapıldı. Bu kadar mübarek bir şahsiyet; hafta arası ölecek kadar, yanlış bir seçim yapabilir miydi? Sadece insanlar değil, kerametinin dağlar taşlar tarafından da farkedilmesi için; kutsal pazar gecesi ruhunu teslim ettiği anlatıla anlatıla bitirilemedi. Kiliselerdeki pazar ayinlerinde izdiham yaşanmaması için, bütün tedbirler alındı. Çalışma günlerinin ?akşam sekiz yatış, sabah beş kalkış? rutinine ayak uyduran insanların, hafta sonu Papa için daha iyi gözyaşı dökeceği titizlikle hesap edildi.

Hüzünlü ses tonları ile televizyon habercileri; çalışma günü olmadığından pür rahat sokağa dökülen insanları gösterip, ?niye hâlâ evlerinizde oturuyorsunuz? baskıları uygulandı.Yoksul ülkelerin, Güney Amerikalıların, Polonyalıların, zencilerin nasıl sokaklarda sabaha dek gözyaşı döktükleri ekranlara taşındı. Öyle ya, tuzu kuru Avrupalı halkları, dışarı çıkarmak kolay değildi.

Papa?nın son sözleri çokça tekrarlandı. ?Ben mutluyum siz de mutlu olun? Yani sadece Hıristiyan olarak mutlu kalabilirsiniz mesajları, İslâm ülkelerine de servis yapıldı. İki yüzlülük, yalan, abartı; sırıttı tabii. Komada olan bir insan nasıl son mesaj verebilir ki. Din terörü yapıldı. İnsanlar sokaklara, duaya çağrıldı. Gözü yaşlı, başıörtülü Meksikalı rahibeler, ekranlara taht kurdu. Adamların laiklikleri yara almadı.

II. Jean Paul?ün barışseverliği, diyaloğa açıklığı, insanseverliği anlatıla anlatıla bitirilemedi. Türkiye?ye dönüyorum. Bizimkilerin Papayı yere göğe sığdıramamakta, onları geçtiğini hayretle izliyorum. Papa?nın cami ziyareti, komünizme ve faşizme karşı duruşu allanıp-pullanıyor. Papanın eteğini öpenler taifesi için, Müslümanlar da O?na Kur?ân okuyup hediye etmelidir. Bayraklar yarıya indirilmelidir.

İyi de biz kör müydük ki; göremedik. Papa, savaşlar için kılını kıpırdatmadı. Çocuk katili Bush?la görüşmekten onur duydu. Ama Irak ve Filistinlilerin acısını duymadı. Papa bir din bilgini, Teoloji okumuş. İslâm?ı en iyi kendisi bilmekte. Hz. Muhammed?in son peygamber olduğunun adı gibi farkında idi. Halktan cahil bir Hıristiyanın Müslüman olması çok zordur ama Papa bile bile son din; Müslümanlığı kabul etmedi.

Devlet Başkanı olduğu Vatikan, kirli işlerle anıldı. Kara paralarla, bankacılık işleri, çocuk pornosu gibi sayısız skandalla gündeme geldi. ?Komdon? fabrikası kurmak gibi bir dinsel suç da Vatikan ile anıldı. ?Zina suçtur? diyemeyecek kadar insanî bir çözüm üretemeyen Hıristiyanlık önderleri, Hastalıktan koruyucu ?komdon? üretip, önerecek kadar saygınlık kaybetti. Papa, günahkârları bağışladı. Şimdi kendisini Allah?a bağışlatabilecek mi? Bir din bilgini olarak, Müslümanlığı kabul etmediğinin sorumluluğunu Allah?a nasıl anlatacak?

Şimdi yeni Papa seçilecek. Kardinaller birbirine düşecek. Vatikan?ın güç çeteleri birbirini yok etmeye çalışacak. Zira şimdiye kadar, pek çok papa, zehirlenerek öldürüldü. Bir önceki papa da, 1978?de görevine başladıktan 33 gün sonra, ölü bulundu. Papa, bankacılıkla ilgili bazı yolsuzlukları farkedince, sorumluları soruşturmayı kararlaştırdı, fakat koltuğunda ölü bulundu. Zehirlendiği iddiaları dolaştı ama otopsi yapılmadan gömüldü. Vatikan?da; Mason locaları, gizli servisler, güç odakları cirit atmakta. Papalık tarihi, cinayetlerle dolu. Dileriz başka kardinaller, bu hırs savaşında, canlarından olmaz.


Mine Alpay Gün

milligazete.