Eski-solcu/yeni-faşistleri anlamak
Türk aydınının sefaleti!
BU seviyede akıl yürütme sığlığı ancak Türkiye gibi bir ülkede yerleşebilir.
Genellikle solun hákim olduğu Türk aydını -enteli- son bir yıldır evrensel tüm sol kabulleri yıkıyor ve ülke için adına yeni-faşizm diyeceğimiz bir yapı öneriyor. Daha doğrusu zaten statükonun genlenlerine gizlenmiş tepeden bakan-buyurgan tavrın daha da derinleşmesini talep ediyor.
* * *
Sözüm ona aydınlar; Türkiye AB serüveninde Kopenhag Kriterlerine yaklaştıkça önce çileden çıktılar, şimdi de zıvanadan çıkıyorlar.
Meseleler hakkında analiz yapmanın zerre kadar kenarından köşesinden geçmemiş bu uyduruk aydınlar bakın hangi konularda fikir birliği ediyorlar:
1) Askeri vesayet güçsüzleştiriliyormuş!
Dünyada ??askeri vesayet?? isteyen tek entel güruhu herhalde Türkiye"dedir.
Aralarında sosyolog olan bir ağabeyimiz bir TV programında, canlı yayında askeri darbeleri ikiye ayırmıştı:
- İyi ve kötü darbeler!
27 Mayıs iyi, 12 Mart ve 12 Eylül kötü, 28 Şubat şahane!
- İşime gelen ve gelmeyen darbeler!
Bir diğer Anayasacı ağabeyimiz -ki kendi de 12 Mart"ta çok çekmişti-, Kıbrıs"ta başımızı belaya soktuğu yetmemiş gibi, şimdi de darbe çığırtkanlığı yapıyor.
El insaf!
* * *
2) Asker güçsüzleşirse, AKP"nin esas yüzü ortaya çıkacakmış.
Asker giderse şeriat gelirmiş!
Utanmadan ve sıkılmadan düşünce sistematiğinin en sefili olan totalojiye sığınıyorlar.
Özgürlüklerin arttığı her ortamda her türlü ideoloji kendisine çeşitli yeni açılımlar yaratır.
Özgürlüklerin arttığı ortamlarda komünizm, faşizm, Kürtçülük vb. tehlikesi de artar.
Bir yerden bir yere en hızlı ve rahat uçakla gidilir ama uçağa bindiğiniz anda düşme tehlikesi de artar.
İşte bu aklı evveller düşme tehlikesine karşı, kaza tehlikesini en aza indiren kağnı arabası ile seyahat etmeyi öneriyorlar.
Akılları ötesine yetmiyor.
??Hukuk devleti bizi korumaz mı??? diye soruyorsunuz, bunlar ??illa ki askeri vesayet istiyoruz?? diye çırpınıyorlar.
Anladığım kadarıyla; çoğu askerden zamanında dayak yemiş bu ekipte postal kokusu alışkanlık yapmış.
* * *
3) Genelkurmay Başkanı"nı açıkça sevmiyorlar. Başkan"ı ??postal göstermediği?? için pasif buluyorlar.
4) Milleti de sevmiyorlar. Seçim öncesi ??asker arkamızda??, ??millici güçler dibimizde??, ??%10 cebimizde!?? diye dolaşıyorlar, millet bunlara %0.05 bile oy vermeyince çekip gitmiyorlar; hiç utanmadan ve sıkılmadan oturdukları sandalyelere daha beter yapışıyorlar.
* * *
Türk entelleri; eski solcu-yeni faşistler milletin tekmesini sevmiyorlar ama postal tekmesine bayılıyorlar.
ESKİ solcu-yeni faşist Türk aydınının ne istediği çok belirgin: Askeri vesayete sığınmak!
Halbuki bu kesim ??hukuk devleti??, ??ifade özgürlüğü??, ??insan hakları??, ??anayasal güvence??, ??kişisel haklar?? vb. gibi liberal-demokrat kavramları, kendi sol idealleri ile mecz ederek, Türkiye gündemine ilk kez getiren bir kesimdir. Bu yüzden de zamanında çok eziyet çektiler.
Ancak, nereden nereye?
Mahkeme zabıtlarına geçmiş şu ifade kime ait?
??Ordusu, polisi, hapishaneleri ve bürokrasisiyle halkımız üzerinde ağır bir yük olan hákim sınıfların devleti nasıl yıkılacak? ...Bu devleti devrimle yıkmaktan başka kurtuluş yolu yoktur. Hákim sınıfların zorbalığı karşısında, halkın gizli teşkilatlanması kadar meşru bir şey olamaz...?? (www.aydinlik.com)
İfade şimdilerde ha babam orduya övgüler düzen, seçimlerde ??asker arkamda?? diye böbürlenen, ??millici güçler??in kendisini görevlendirdiğini söyleyen, 2 Kasım"da ??%10"dan fazla oy alacağız!?? diyen bir kapakla dergi çıkaran, 3 Kasım"da ancak %0.5 oy alınca da ??seçimlere dün gece ABD müdahale etti?? diyerek durumu izah eden, 3 Kasım sonrası benzer mağlubiyetler yaşayan bazı partilerin liderleri istifa ederken oralı dahi olmayan bir insana ait!
* * *
Kıbrıs için ürettiği gürüşlerle Türkiye"yi hem dünyaya rezil eden, hem başını belaya sokan bir diğer solcu ağabeyimiz şimdilerde Kıbrıs konusunda ha bire yalpalayan görüşlerin de ağabeyi!
Çaresiz aklı en son; Kıbrıs meselesinin bütününden ayırt edilip Maraş"ın Kıbrıs"ta karşılıklı kullanıma açılmasını teklif etti. Ama bakın daha önce aynı konuda ne demiş?
??.....Hata Maraş sorununun ?bağlantılı bütünlük" anlayışı dışında, ayrı bir ?mini parça" biçiminde ele alınmasına katlanmakla başlamıştır... Türk diplomasisinin bu çok basit noktayı anlamamış olması gerçekten şaşırtıcıdır... Kıbrıs sorununun öbür yönleri de aynı yolla çözülecekse, Türk tarafının yenilgiyi şimdiden kabul etmesi gerekir....??
(Hürriyet- 09.06.1993)
* * *
Bunlar neden böyle yalpalıyorlar, kendi kendileri ile bu kadar açık çelişip; geliştirdikleri yeni-faşizan görüşleri ile statükonun emrine neden giriyorlar?
Statüko bunların psikolojik bir zaafını çözüyor da ondan!
Bunların hemen hepsi statüye düşkün insanlar.
Soğan başı dahil herhangi bir şeyin başı olmak uğruna her şeyi yapmaya hazır oldukları için statüko bunları en sonunda maddi-manevi teslim alıyor.
Bunları millet baş tacı etmeyince, kendileri statükoyu baş tacı ederek statü kazanıyorlar!
Parti başkanı, danışman, köşe yazarı, prof. oluyorlar, bazen punduna getirip bakan bile oluyorlar, dergi çıkarıyorlar, TV kuruyorlar, kapatılan partilerini anında yeniliyorlar vb...
İçinde milletin olmadığı her şeyi oluyorlar, üstelik ??içinde milletin olmadığı o şeyi?? olurken maddi sorunları olmuyor.
* * *
Bu değirmenin suyu nereden geliyor?
Eski-solcu/yeni-faşistleri anlamak için bu soruya cevap bulmak gerekiyor.
islamustundur.com
|