Einzelnen Beitrag anzeigen
  #14246  
Alt 04.04.2005, 17:56
Benutzerbild von akshalil
akshalil akshalil ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard o.T.

Ýslam’da Modernliðin yol haritasýný gösterme konusundaki iyiniyetli giriþimlerin, bugüne kadar herhangi bir sonuca ulaþamamasý, Modernliði meþrulaþtýrýcý argümanlarýn önce Þer’i ya da Fýkhi öncüllere dayandýrýlmamýþ olmasýndan, sonra da bu öncüllere Ýslam’ýn siyaset pratiði gelenekleri ile bir entelektüel arkaplan temin edilmemiþ olmasýndan ileri geliyormuþ gibi görünüyor.


Halbuki, Modernleþmenin hem Fýkhi kaynaklara hem de geleneksel pratiklere dayandýrýlarak meþrulaþtýrýlmas&yacute ; imkanlarý vardýr. Bu yazýmda bunlara deðineceðim.

Daha önce de belirttim: Ýslam Fýkhýnýn dört asli kaynaðý olan ‘Edille–i Erbaa’dan ilk ikisi, Kitap ve Sünnet için (öteki ikisi: Ýcma ve Kýyas) ‘nesih’ kurumu geçerlidir. Bilineni tekrarlayayým: ‘Nesih’, Kur’an’da veya Hadislerde birbirine karþýt olan iki emir veya nehyin telifine imkan bulunmadýðý durumlarda, sonradan gelen emir veya nehyin, ilkini iptal etmesidir. Prof. Talat Koçyiðit, ‘Hadis Istýlahlarý’nda, ‘Kitap ve Sünnette [..] bazý mutezili mezhebler dýþýndaki ehl–i sünnet mezhebleri[nin] neshin varlýðýný kabul et[tiklerini] ve bunu hazreti Peygamber’in saðlýðýnda ve vahyin geldiði zaman içerisinde, Ýslam toplumunun mesalihi yönünden gerekli bir olay olarak açýkla[dýklarýný]’ bildirir. Dolayýsýyla, nesih uygulamasýnýn, Asr–ý Saadet dönemiyle sýnýrlý kaldýðý, Hulafa–yý Raþidin döneminde ise halifelerin, Sünnet’e iliþkin içtihad ettikleri biliniyor. Mesela, ’müellefet’ül–kuluba’ iliþkin muamelata dair Sünnetin, Hz. Ömer tarafýndan reddedilmesi, gibi... Rey ile içtihad edilen hukuki konularda ittifak manasýna gelen Ýcma ve Kýyas’ýn yaný sýra, tali Fýkýh kaynaklarý da (örf ve adet; istihsan; istýslah; istishab; sedd–i zerayi) Ýslam hukukunun deðiþmeye ve yenileþmeye açýk olduðunu gösterir.

Þimdi mesele þudur: Þer’i hukukun dýþýnda ‘nizam–ý âlem için’ bir örfi hukukun tedvin edilmiþ olmasý Müslüman toplumlarda özellikle de Fatih Kanunnamesi’nden sonra Osmanlý toplumunda yaygýn bir uygulama alaný buldu ve buna þer’an cevaz verildi ise, günümüzde buna benzer bir pratiðin hayata geçirilmemesi için hiçbir sebep yoktur;– tam tersine, ‘illet’ ve ‘maslahat’’, bir Örfi hukukun tedvinini zorunlu kýlmaktadýr. Bir kere, Fatih Kanunnamesi bu konuda emsal teþkil etme bakýmýndan bir geleneðe iþaret etmektedir; ikincisi, Þer’i hukukun, deðiþme ve yenileþmeye açýlma imkanlarý, yukarýda da belirttiðim gibi, bireyin ve kamunun yararý gerekçesiyle vazedilmiþlerdir. Dolayýsýyla, Þeriatýn Kitab’a ve Sünnete dayanmak koþuluyla, ahkamýn zamanla deðiþmesine cevaz vermesi, Örfi hukukun da,ayný gerekçeyle tedvinini meþru kýlabilir.

Öyleyse,sorulmasý gereken soru þudur: Seküler kanunlarý, Fatih’in ‘Nizam–ý âlem’ gerekçesiyle kodifiye ettiði Örfi (Osmanl&yacute hukuku gibi (ve elbette ayný gerekçeyle: ama, yine elbette,’Nizam–ý âlem’i, bu defa, ‘kamu yararý ya da ‘maslahat adýna ‘cemaatin bütünlüðünü’ konsolide etmek’ ifadesiyle ikame ederek) meþrulaþtýrmak imkaný söz konusu olamaz mý? Bir baþka deyiþle, Fýkhýn Ýbadat’a dair olan Kitab ve Sünnet hükümleri dýþýnda kalan Muamelat (Özel Hukuk), Münakehat (Aile Hukuku) ve Ukubat (Ceza Hukuku) alanlarýnda tedvin edilmiþ olan seküler kanunlarýn, Bu Dünya’ya iliþkin hükümler getiriyor olduklarý göz önüne alýnarak ‘maslahat’ cihetinden (‘kamu yararý’ açýsýndan) meþrulaþtýrýlmalar&yacut e;, Modernliðe açýlmanýn imkanlarýný içinde taþýyor deðil midir?

Seküler olan’ý Örf kabul etmekle Fatih Sultan Mehmed, Modernleþmenin yolunu açmýþtýr. Mekaný, Cennet–i Ala’dýr.