Islam Terakkiye engelmidir(1)
Ýslam, terakkiye mani midir?’ (1)
Ýslam’ýn modernleþmeye (ya da Renan’ýn deyiþiyle ‘terakkiye’) engel bir din olup olmadýðý meselesi, genellikle Ýslam’da Ortaçaðlardan (hicri 8. asrýn sonundan) ‘Ýçtihad Kapýsý’nýn Kapanmasý’ ile iliþkilendirilir.
Buna göre, Ýçtihad Kapýsý kapanmýþtýr ve bu ‘Kapý’nýn kapanmasý, Ýslam’da ilerlemenin, dolayýsýyla da modernleþmenin önünün kapanmasý demektir!
Gerçekten öyle midir? Öncelikle Ýslam’ýn, Ernest Renan’ýn 1883 yýlýnda Sorbonne’da verdiði o anlýþanlý konferansta öne sürdüðü gibi, ‘mahiyeti icabý, bilimin geliþmesine engel olduðu’ iddiasýnýn sorgulanmasý gerekiyor. Ýkincisi, bu engelin Renan’ýn, Cemaleddin Efgani’ye verdiði cevaptaki ifadeyle söylersek, Müslüman ‘insan zihninin tabiatüstü unsurlardan tecrid edil[ememesi]’ ile ilgili olup olmadýðý! Renan þöyle demekteydi Efgani’ye yazdýðý mektupta: ‘Ben bütün Müslümanlar cahildirler, cahil kalacaklardýr, demedim. Ýslamiyet’in ilme büyük engeller çýkarttýðýný söyledim. Ýslamiyet’in, idaresi altýnda bulunan ülkelerde beþ–altý asýrdan beri ilmi yok ettiðini söyledim. Müslümanlar, Müslümanlýða dayanarak kalkýnamazlar. Müslümanlýðýn zayýflamasý sayesinde kalkýnabilirler. Ýslamiyet’in ilk kurbaný Müslümanlardýr. Müslüman’ý dininden kurtarmak, ona yapýlabilecek en büyük iyiliktir.’
Renan’ýn ‘Ýslam’ýn terakkiye mani’ olduðu konusundaki tezi, anlaþýldýðý kadarýyla, Ýslam’ýn ‘ilmî düþünce’ üretimi imkanlarýný ortadan kaldýrdýðý iddiasýyla ilgilidir. ‘Terakki’ (‘ilerleme’) kavramýnýn da Renan’da Modernleþme ile eþanlama geldiði düþünülürse, onun Modernleþme’yi bir nevi Pozitivist bir zihinsel arkaplan üzerinden okuduðu rahatlýkla öne sürülebilir. Aziz Al–Azmeh de, Türkçe’ye ‘Ýslamlar ve Moderniteler’ adýyla çevrilen kitabýnda, 19.yüzyýlýn sonundaki reformcu söylemin en belirgin niteliði[nin] o dönemde yaygýn olan pozitivizmle [...] iliþkilendirilen iyimser evrimciliðe baðlýlýðý’ olduðunu bildirir;– Ýslam’ýn, bugün dahi, hâlâ 19. yüzyýl sonunun ideolojik bakýyyetüssüyufu olan Pozitivist söyleme yapýlan atýflarla okunuyor olmasýnýn tarihöncesinin,elbette baþta Ernest Renan’a ve ondan önceki ve sonraki Ýslam düþmaný oryantalistlere (Draper, Dozy) kadar uzandýðýný hatýrlatan bir alýntý! Ama, unutmamak gerek: bu Pozitivist ve Evrimci entelektüel arkaplan, sadece batýlý Oryantalist ideologlar için olduðu kadar Ýslam’la Modernlik arasýnda baðlantýlar kurmaya çabalayan Efgani, Abduh ve Reþit Rýza için de geçerlidir.
Gelgelelim, eðer mesele Ýslam’ýn temelkoyucu Fýkýh kaynaklarý ile ‘ilim düþüncesi’nin baðdaþtýrýlmasý ve modernliðin (dolayýsýyla, ’terakki’nin) yolunun açýlmasý ise, bunun nasýl gerçekleþtirileceði üzerinde bir konsensüs mevcud deðildir. Zira asýl mesele, Kur’an–ý Kerim ve Sünnet üzerinde içtihada yer olmamasýdýr (Mecelle. Madde:14: ‘Mevrid–i nass’ta içtihada mesað yoktur.’) Dolayýsýyla, Fýkhýn dört temel kaynaðýndan (‘Edille–i Erbaa’) ilk ikisi için (Kur’an ve Sünnet) Ýçtihad Kapýsý, açýk deðildir;–olamaz da! Bununla birlikte, gerek Hz. Peygamber zamanýnda Nesih kurumunun iþletilmesi ile, gerekse Hulefa–yý Raþidin döneminde ‘Ýllet’ (‘sebep’) ve Maslahat (‘Kamu yararý’) ile iþ görme ilkesinin yürürlüðe konulmasýyla, Kur’an ve Sünnet’te de içtihadi deðiþikliklere gidildiði biliniyor. Asýl Ýçtihad yasaðý ise, Fýkhen kabul edilmiþ olan dört mezhebin dýþýnda yeni bir mezhebin kurulmasýna yönelik bir içtihadýn inþasýna izin verilmemesine iliþkindir. Gazali gibi, Süyuti gibi imamlarýn bile baðýmsýz bir mezhep kurma giriþimlerinin tasvip görmeyiþi bundan dolayýdýr.
Hilmi YAVUZ
|